Katillerin (!) yakalandığı dönemde ise Sadettin Tantan.
İsmet Sezgin, TAKVİM'e yaptığı açıklamada "katilleri elimizden kaçırdık. Yurt dışına çıktılar" demişti.
Oysa dün konuştuğumuz Tantan "Yakaladığımız kişiler gerçek suçlular. O kadar çok delil vardı ki, mahkeme o yüzden ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi" diyor.
Peki kimin söylediği doğru?
* * *
Aslında iki açıklama da doğru kabul edilebilir.
Nasıl mı?
Yakalanan sanıklarla beraber elde edilen C4 patlayıcılar, olay yerine ilişkin olarak yaptırılan çizimler ve daha başka belgeler bu kişilerin suikasta katıldıklarını doğruluyor.
Zaten Uğur Mumcu'nun kardeşi avukat Ceyhan Mumcu da içeride yatan kişilerin suçlu olduğunu söylüyor.
Ama "gerçek fail" olarak herkes Oğuz Demir'in adını veriyor.
İsmet Sezgin'in "dışarıya kaçtı" dediği kişi Oğuz Demir.
Ceyhan Mumcu'nun "tetikçi" dediği; yani bombayı imal eden, koyan, patlatan kişi olarak gösterdiği de kimya mühendisi olduğu belirtilen Oğuz Demir. ...Ve dün konuştuğumuz Sadettin Tantan son noktayı koyuyor:
"Esas faillerden Oğuz Demir kaçtı.
Şu anda Almanya'da olduğu söyleniyor.
Ama ona yardımcı olan, suikasta karışan diğer kişiler içeride..."
* * *
Burada sorgulanması gereken şey; Oğuz Demir'in Almanya'da nasıl kalabildiği?
Neden iade edilmediği?
Bu olayda azmettiricileri ortaya çıkarmak, katilleri yakalamak kadar önemli.
Çünkü hem aile hem de yetkililer; İslamcı örgütlere yıkılmak istenen eylemin aslında Batılı istihbarat örgütleri ve onların içerideki bağlantıları tarafından organize edildiğini öne sürüyor...
Sadettin Tantan ise daha geniş bir pencere açarak şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Türkiye'de istihbarat altyapısındaki eksiklik nedeniyle yabancı servislerin hakimiyet gücü var mı, yok mu ona bakmak lazım. Bu suikastın yeniden ve temelden araştırılması gerekiyor. Ankara'da bu kadar çok C4 nasıl saklandı? Katiller nasıl bu kadar rahat hareket edebildi? Bunların araştırılması gerekir.
Tetikçiler yakalandı ama arkasında kimler var? İçteki ve dıştaki olayları birbirinden ayrı düşünemezsiniz.
Ortadoğu'daki olayları, PKK terörünü de tek başına düşünmek mümkün değil. İstihbarat teşkilatlarımızın elindeki bilgiler ışığında hem adli hem de Meclis araştırmasına tabi tutmak gerekiyor bu olayı. SÜMEN ALTINDA KALAN VE BUGÜNE KADAR DEĞERLENDİRİLMEYEN GİZLİ RAPORLAR VAR. O RAPORLAR DA ORTAYA ÇIKARILMALI. İstihbarat teşkilatlarının hukuki ve kurumsal eksikliklerine dikkat çekiliyor. Bizim istihbarat altyapımız eksik olduğu için yabancı servisler ülkemizde bu kadar güç sahibi olabiliyor."
* * *
İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan, sohbetimizin sonunda Türkiye'deki "uyuyan tetikçiler"e dikkat çekerek şu uyarıyı yapıyor:
"Yetiştirilmiş fakat eylemde kullanılmak üzere uykuya atılan elemanlar var. Uğur Mumcu cinayetinde kullanılanların İran'da yetiştikleri söyleniyor.
Ama bunları İranlılar mı kullandı, belli değil.
Çünkü bu tip kişileri her servis kullanabilir.
El Kaide'yi zaman zaman Amerika ve İsrail'in kullanması gibi..."
