Tarihi 15 Ağustos 2017

Paspas

Son zamanlarda sık sık karşılaştığım konulardan biri... Bana hep "Neler olacak" diye soruyorlar. Yıllardır dışarıdan atanan liderlerle yönetildiğimiz için hiçbir şeyin farkında değildik. Bizi içeride kısır tartışmalarla tutarak dünyaya kapalı ülke olarak yönetiyorlardı.
Tam da istedikleri buydu...
Çünkü dışarıya çıkarsak büyüyecektik. Bizi Balkanlardan Kafkaslara, Ortadoğu'dan Türk Cumhuriyetlerine, Afrika'dan İslam Coğrafyasına kadar bekleyen büyük bir potansiyel vardı.
Bugün Afrika'nın en ücra köşelerine kadar giden gönüllü doktor dostlarım "Bir köye girip Türk olduğumuzu söyleyince nerede kaldınız diyerek bize sarılanlar, gözyaşı dökenlerle karşılaşıyoruz" diyor. Sevgili Ergün Diler ile Makedonya Üsküp sokaklarında gezerken bazıları kolumuza girip "Cumhurbaşkanı'na söyleyin... Bir işareti ile Balkanlardan onbinler Türkiye'ye akar. Tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi Türkiye için ölmeye hazırız" dediler gözyaşları içinde. Siz bu inancı dünyaya yayılmış tüm Türk ve İslam coğrafyasında düşündüğünüz zaman, yeryüzünün aslında en büyük gönüllüler ordusuna sahip tek ülkesiyiz. Hiç kimsenin endişesi olmasın çok güçlüyüz... Ülkemizi geri alıyoruz. Bizi yıllarca dışarıdan kumanda ve içerideki devşirmelerle yönetenlerle kora kor bir mücadele ile hem de... Tabii ki bunun bedeli olacak. Canımız yanacak, içimiz acıyacak ancak kimsenin şüphesi olmasın, Türkiye'nin şahlanışını kimse durduramayacak. Yeni Türkiye...
Adı üzerinde artık kendi kararlarımızı aldığımız, içerideki hainleri temizlediğimiz, bambaşka bir ülkeyiz. Tabii ki doğum sancılı olacaktır. Her türlü saldırıya, teröristlere, uşaklara rağmen Türkiye geçtiğimiz ay rekor kırdı, ihracatta yüzde 28'lik artışı yakaladı, dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde büyümede 3. sırayı aldı. Artık başka şeyler oluyor, yeni sistem kuruluyor. Doğru sistemler, bir ülkenin geleceğinin en büyük teminatıdır. Dünya değişimde hız rekorları kırarken bazıları neden hala Eski Türkiye'de kaldı?.. Niçin siyasiler hatta bazı liderler ülkesini dışarıya şikayet edip gammazlıyor?
Neden bazıları darbelerle, kumpaslarla ihanet içinde? İşte en çok karşılaştığım sorulardan biri de bu. Tabii ki bunlar da olacak... Tıpkı tarihin her döneminde olduğu gibi. Bakın Mussolini'yi bilirsiniz... İtalya'nın Faşist lideri... Alman Nazilerle işbirliği yaptı... Ancak İngiliz istihbaratına çalıştığı ve haftada 10 bin dolar maaş aldığı ortaya çıktı.
İngiltere'nin bir dönem Dışişleri Bakanı olan Sir Samuel Hoare, İtalya'da askeri ateşe olarak görev yaptığı dönemde 100 kadar istihbarat subayını Londra'dan Roma'ya getiriyor. Önlerine planları koyuyor.
"Arkadaşlar İngiltere'nin çıkarları için hedefimiz İtalya direnişini artırmak" diyor. Kolları sıvıyorlar, İngiliz istihbaratına İtalyan devşirmeye başlıyorlar. Gidiyorlar Mussolini'yi bağlıyorlar, MI6 ajanı yapıyorlar.
Şimdi bazıları amma da sallıyorsun diyebilir.
Tüm bu bilgileri İngiltere'nin Devlet televizyonu BBC yayınladı. Üzerine bir de "Mussolini'yi İngiliz ajanı yapmak iyi bir yatırımdı" diye yorum patlattılar. Bu işler böyledir. Sivil toplum örgütlerinden tutun, gazetecilere hatta liderlere kadar maaş bağlayan bir BATI var karşımızda.
Her türlü terör ve ihanet onlar için kullanılacak araçtır. İngiltere'de İç İstihbaratı MI5 Başkanlığı yapan Eliza Manningham Buller, BBC'de ekrana çıkıyor, "El Kaide ile diyalog kurmalıyız" diyordu.
Eylül 2011'de de "Amerika-İngiltere birlikte hareket ederek El-Kaide ile anlaşmanın yollarını arıyor. Anlaşmak zorundayız." diyordu. Sonradan İngiliz ajanını "İşte El Kaide KURUCUSU istihbaratçımız" diye övünerek yayınladı BBC. Adamlar kurucu atayıp kurdukları terör örgütü ile tabii ki anlaşacaklar. Tabii ki, Suriye'de kurucusu oldukları El Kaide'ye provokasyon yaptırıp İdlip üzerinde Türkiye'yi bertaraf etmeye çalışacaklar.
Tabii ki utanmadan McGurk gibi Beyazsaray Suriye temsilcilerine "Türkiye El Kaide ile işbirliği yapıyor" diye çamur attırıp emellerine kavuşmaya çalışacaklar. Aynı argümanı "Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor" diyerek yapmadılar mı? İçerideki işbirlikçilerini de aynı sloganda papağana çevirmediler mi? Adamlar, Batı'nın tek geçiş yolundaki Türkiye kapısını tabii ki bizden almak isteyecekler ve daha çok saldırıp, devşirme arayacaklar. Eskiden durum farklıydı... Çünkü kapı tamamen onlardaydı, anahtarı paspasın altındaydı. Şimdi kapımızda paspas oluyorlar... Bu durumlara tabii ki kolay gelinmiyor.