Tarihi 31 Mayıs 2017

Varız

Yeni; eski olmayandır... Eski ise yeniye ulaşamayandır... Bunu hala anlamayanlar da aramızda dolaşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisinde Türkler'e saldıran PKK'lılara korumaların attığı dayak olay oldu. Beyaz Saray'dan Kongre'ye kadar önüne gelen kınadı. İçimizde bazıları uzaklardan gelen kınamaya eşlik etti.
Bunlardan biri de Doğan Grubu'ndan bazı isimlerdi.
"Böyle yapılır mıydı", "Olacak şey değil" türünden eleştirilerle Amerika'ya eşlik ettiler. "Türk korumalar nasıl dayak atarmış" falan filan... Halbuki yıllar öncesinde Başkan Clinton, Türkiye'ye gelmişti. Sultanahmet ziyaretinde fotoğrafını çekmek isteyen Türk gazeteci vardı. Doğan Grubu yayınlarından birinin muhabiriydi.
"Vay ABD Başkanı'nın fotoğrafını nasıl çekersin" diyerek muhabiri fena tokatladılar.
Bizim mecliste, Amerikan medyasında kimse Başkan Clinton'un korumalarını kınamadı.
Doğan Grubu'nun bunu hatırlatması gerekirdi. O ise Beyaz Saray ve Kongre'nin sözcülüğüne soyundu. Normaldi... Çünkü ülkemizde yıllarca tokatlanmaya alışmış BATI hayranı, ezik, Eski Türkiye bağımlıları vardı. Ezikliğe öyle alıştırılmıştık ki, yabancı istihbarat ajanları içimizde cirit atıyor, başımızı çevirip gidiyorduk. İsrail MOSSAD ajanları, bu ülkede Beşiktaş-Ortaköy'de yol kesip arabaları durduruyor, Türkler'e kimlik soruyor, bir Allah'ın kulu GIKINI çıkaramıyordu. Hey gidi hey... Nerelerden nerelere geldik... Bugün Almanya Başbakanı Merkel, cezaevine attığımız ajanlarını istiyor... ABD Başkanı "Lütfen cezaevine koyduğunuz İzmir'deki vatandaşımız rahip Brunson'u geri verin" diyor Erdoğan'la görüşmesinde. 30 yılımız türbanla, sakalla, bıyık tartışmaları ile geçti..
Aslında dışarıdan elimize o tartışmaları verdiler, "Dersiniz bu... Başka ödeve sakın çalışmayın" diyerek bize uzaktan kumanda ile içe dönük yönettiler yıllarca.
Biz elbise saç-sakal kılı ile uğraşırken, atı alan Ortadoğu'yu geçiyordu. Bugün eski Türkiye'de kalanlar, 100 yıllık şırıngadan enjekte edilen zehrin tesirinden bir türlü kurtulamıyor. Yeni Türkiye son 10 yılda dışarıya gözünü çevirince de adeta jet-lag olup bir türlü gerçeği kavrayamıyorlar. Bugün dünya OPEC'in toplantılarını konuşuyor.
Petrol üretimini kısıp petrol fiyatlarını nasıl yükseltiriz planlarına odaklanıyor. Amerika ilk kez elindeki stokları bile piyasaya sürüp petrol üretimini 10 milyon varile çıkarıyor, fiyatlarda belirleyici oluyor. Çünkü artık petrole karşı yeni enerji kaynaklarını keşfettiler. Yakın bir gelecekte yeni enerji kaynakları nedeniyle dünyada petrol savaşları belki de sona erecek, Ortadoğu'nun önemi azalacak, kavgalar başka kıtalara yayılacak. Türkiye bu oyunda her alanda masaya oturuyor, yeni dünya dengelerinde bir numaralı gözde İPEKYOLU'nun kilit ülkesi oluyor. Çin'in ihracatı yılda 3 trilyon doları geçiyor. Dünya bunu tartışıyor...
"Amerika Çin'i dağıtacak mı" soruları gazetelerde, ekranlarda en kahraman uzmanlar tarafından gündeme getiriliyor.
Halbuki Çin çoğunluğu Amerikalı olan şirketler sayesinde ekonomik patlama yaptı.
İhracatının üçte birini ABD'ye yapıyor...
Washington, Çin'i kendine ait bir üretim merkezi olarak görüyor. Hal böyle olunca da Çin'in başlattığı İpekyolu projesi Amerika için çok önemli bir hale geliyor. Pekin'den başlayıp, 3. Köprü'den geçecek ve Londra'ya kadar uzanacak İpekyolu hattının ABD tarafından korunması Washington için "HAYATİ" bir çıkar noktasına geliyor.
Beyaz Saray'dan "Yeni NATO" haykırışları boşuna yükselmiyor. Dünya, o yeni NATO'da yarın Çin ve Rusya'yı görmeye şimdiden hazırlanıyor. O yüzden Almanya ve AB, Trump tarafından sürekli tokatlanıp, aşağılanıyor. O yüzden içimizdeki Avrupalılar görmese de Alman Dışişleri Bakanı Gabriel açık açık "Avrupa artık güç" değil diyerek zırlıyor. O yüzden Türkiye devlerle masaya oturuyor, Çin ile enerji anlaşmaları imzalıyor, Rusya ile ilişkileri sağlam tutuyor, ABD ile pazarlıklar yapıyor, Avrupa'yı tokatlıyor. Onun için İpekyolu'nun son durağı Londra'daki Başbakan, Beyaz Saray'dan çıktıktan sonra ülkesine uğramadan soluğu Ankara'da alıyor. Türkiye artık 3 trilyon dolarlık bir yolun KAPISI durumunda.
Geçmişte bize 2. Dünya Savaşı'ndan arta kalan gaz maskelerini hibe ettiklerinde hepsi bozuk çıkmıştı. O gaz maskeleri, takanları boğarak öldürecek kadar bozuktu. Bugün kendi silahımızı yapıyor, uzay teknolojisine geçiyoruz. Eski Türkiye'de kalanlar yeniye ulaşamıyorlar. Sorun değil... Çünkü yeni Türkiye onlara rağmen artık var...