Tarihi 26 Mayıs 2017

Kuyruğa girdiler

"Bir tarafta teknesi batıp kıyılara vuran çocuk yaştaki mülteci bedenleri... Diğer tarafta bombalarla parçalanmış çocuk bedenleri... Yuh bize bee" diyordu öldürülmeden 20 saat önce Yunus. PKK bombaları ile parçalanan çocuk bedenleri onu kahrediyordu. 1984 yılında Diyarbakır'da doğmuştu... AK Parti Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı'ydı. Çalıştığı eczanenin önüne park ederken aracın camını tıklattı biri...
"Kusura bakma Yunus abi, seni vurmak zorundayım" dedikten sonra mermileri Yunus'un üzerine boşalttı. Katil vurmadan önce neden "Kusura bakma" demişti? Zanlı sorguda bunun sebebini şöyle açıklıyordu;
"Azmettirici olan kişi, Yunus Koca'yı öldürmemiz için para verdi. Yunus'un PKK'ya yardım yaptığını söyledi." Halbuki azmettirici PKK'lıydı... Kiralık katil tutarken bile iftira ile geliyor, kendi yaptığını Yunus'un üzerine yıkıyordu. O azmettirici PKK'lı yurt dışına kaçtı, Almanya'da yakalandı... Kırmızı bültenle aranmasına rağmen o azmettiriciyi dün PKK'lı olduğu için Almanya serbest bıraktı. Merkel dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile NATO zirvesinde görüştü. Alman Dışişleri Bakanı Gabriel görüşme öncesi "Cezaevindeki gazeteci de gündeme gelecek buluşmada" diyordu. Gabriel'in "Gündeme gelecek" dediği gazeteciyi hapse atmıştık. Günlerce İstanbul'da Alman Konsolosluğu'nda saklanan o gazeteci de teröristti... Karşımızda insan haklarından, hukuktan, vicdandan anlamayan ancak bu konuda ahkam kesen ikiyüzlüler vardı. Yunus'un öldürülmesinde azmettirici, Almanya'da sokağa salınıyordu.. Sadece bir partiye üye olduğu için katledilen Yunus'un ailesi, geride bıraktıkları hiç önemli değildi.
Önemli olan katillerdi... Kiralık katillere para yağdıranlardı. Korunması ve sahiplenilmesi gereken onlardı. Teröristi konsoloslukta saklayıp, cezaevinden çıkarmaya çalışanlar, dünyayı ayağa kaldırmaya azmedenler, Yunus için tek kelime edemezdi... Çünkü onlar için demokrasi, insan hakları, hukuk, vicdan hikayeydi... Sadece ve sadece Çıkar Hakları, Katil Hakları, Terörist Hakları söz konusuydu insanlıktan çıkmış beyinlerinde. Alman milletvekilleri, Bakanlar İncirlik'teki Alman askerlerini ziyaret etmek istiyor, Türkiye "Hayır" diyerek kapıyı kapatıyordu. O milletvekillerinden Claudia Roth, Diyarbakır'a da giderek insanlarla görüşeceğini, ancak bunun engellendiğini söylüyordu. Görüşecekleri katiller sürüsü PKK yandaşlarıydı. Yunus'un mezarı da ailesi de Diyarbakır'daydı ama ona asla uğramazdı.
Alman Dışişleri Bakanı Gabriel de "Türkiye, bakanlarımızı ülkesine sokmuyor, bu demokrasiye, insan haklarına aykırı" diye bağırıyordu. Hollanda'da Türkiye'nin kadın bakanı rehin alındığında onlar için ne demokrasi ve insanlık ne de insan hakları vardı. Rehine kadın bakan olayından sonra Hollanda'yı ilk tebrik eden Almanya Başbakanı Merkel'di. "Kutluyorum" diyordu Hollanda hükümetine... Bu da normaldi.
Çünkü Almanya kendi yapmak istediklerini başkalarına yaptırır, hedef olmaktan kaçardı.
Hollanda, Almanya aşkına tetikçilik yapmıştı.
Tabii ki Berlin'den kutlama gelecekti.
Türkiye kısasa kısas yapınca kuyruklarına basılmış gibi havlıyorlar. Tıpkı Hollanda gibi Avusturya da bir Alman tetikçisiydi.
Viyana'daki hükümet Ankara'ya saldırıyor, AB görüşmelerinde Türkiye'yi veto ediyordu.
Bu vetonun perde arkasındaki görünmeyen gerçek sahip Almanya'ydı. Veto eden veto yerdi... Türkiye de Avusturya'yı NATO'da veto ederek misilleme yaptı. Deli danalar gibi böğürmeye, kurulduğu günden beri değişmeyen NATO ilkelerini Avusturya için değiştirmeye kalktılar. Karşılarında artık eski, 'hazır ol'da bekleyen Türkiye yok. Avrupa her yönden sarsılırken, güçlü Türkiye artık tokat atıyor. İngiliz ve Alman medyası, Brüksel'deki NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öne çıkmasından rahatsız oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, AB Konseyi Başkanı Junker, Avrupa Parlamentosu Başkanı Tajani, AB Komisyonu Başkanı Juncker, Birleşik Krallık Başkanı Teresa May ve Almanya Başbakanı Merkel, dün Erdoğan ile görüşme sırasına girdiği için adeta delirdiler. İngiliz Financial Times, The Guardian ve Alman Bild, Avrupalı liderlerin Erdoğan önünde kuyruğa girmesini bakın nasıl yorumluyor;
"Avrupalı liderler hatalar yaparak Erdoğan'a GÜÇ katınca, randevu talebi için kuyruğa girdiler..." Evet hatalar yaptılar... Ancak gerçek olan şu; "Hata yapmasalar da güçlü Türkiye'yi asla engelleyemezler." Türkiye Yüzyılı geliyor...
Ne kadar teröristlerin ardına saklansalar da bundan kaçamayacaklar!