Tarihi 14 Nisan 2017

Çöp sistem

Adamın adı, Ronald Kesler... CIA yöneticileriyle muhabbet ediyor, bilgiler alıyor. Hatta CIA direktörü George Tenet ile de görüşüyor. Sonra gidiyor, bilgileri "CIA Savaşta" adını verdiği kitapta topluyor. CIA'nın tüm dünyada din adamlarına sinsice yaklaştığını, gücünün yettiğini satın alıp kendine bağladığını yazıyor. Bunu yaparken de asla din ayrımı yapmıyor. Dinlerarası diyalog diyen din adamları CIA'nın iştahını kabartan isimler oluyor.
O kitapta, CIA'nın İslam coğrafyasına ahtapot gibi yayılıp, medyadan, Müslüman akademisyenlere kadar maaşa bağladığı sayısız isim olduğu kaydediliyor. Ve gelinen nokta şöyle açıklanıyor; "Din adamlarını satın alıyor, sözde dini liderler yetiştirerek onları ajan gibi kullanıyor. Peşlerine de onları sonuna kadar destekleyen medya takıyor." Aynı yöntem Amerika'da dahi uygulanıyor.
80'lerde Televanjelist Jim Barker ülkede CIA desteğiyle büyük patlama yaşadı.
Ekranlardan düşmüyor, herkesi Hz. İsa ile buluşmaya çağırıyor, cennet vaad ediyor ve "Pamuk eller cebe... Himmet" diyordu.
Son geldikleri noktada Reagan'ın seçim kampanyasında en önde yürüyen bir din adamı olarak kendini Beyazsaray'da zafer yemeğinde buldu. Ancak bir süre sonra milyonlarca doları iç ettiği ortaya çıkınca kendini hapiste buldu. CIA, aynı yöntemle insanlara cennette arazi dağıtan din adamı Swaggart'a da el attı, onu aldı ileride lazım olur diye büyüttü. Herkesi üstün ahlaka çağıran ve kendisine bağışlarla milyonlar yağan din adamı Swaggart, bir fahişe ile birlikte olduğu ortaya çıkmasaydı bugün almış başını gitmişti. FETÖ ile müthiş benzerlikleri olan Scientology tarikatı da tüm dünyada CIA desteğiyle milyonlarca üyeye kavuşuyor, kendisine milyarlarca dolar bağış yağıyordu. Ancak sonrasında ortaya çıkan skandallarla sarsıldı. Örgütün vitrinde kullanıp tüm dünyada sempatizan kullanmak için kanca attığı Tom Cruise'u kontrol altında tutmak için ona nasıl özel yetiştirilmiş kadın ayarladığı belgesellere dahi konu oldu. Tüm bu yapılanmalara baktığınızda, paraya boğuluyorlar ve sonunda küresel sermaye ile tanışma şerefine erişiyorlardı.
CIA el attığı ve görünmeden desteklediği dini yapılanmalarda sık sık çuvalladı. 15 Temmuz darbe girişimi de dünyaya yeni bir Humeyni ilan etme projesiydi. Papa ile kardeş olan bir Müslüman görünümlü din adamı ile Ankara'yı yönetme, dolayısı ile İslam Coğrafyası'nda sorunsuz dört nala at koşturma projesiydi bu. Ancak Türk halkı bu girişimi bozarak CIA ve elindeki kullanılmış malı rezil etti. FETÖ'yü doğuran, destekleyen, büyüten ve koruyan istihbarat örgütleriydi. CIA APO'yu veriyor, FETÖ'yü alıyordu. APO'yu veren CIA bugün Suriye'deki PKK kamplarına silah yağdırıp Amerikan bayrağı altında koruyordu. Amerikansever Kandil çıkıp da "Yahu bu Amerika bizi sonuna kadar destekliyor ama örgütümüzün lideri APO'yu neden verdi?" diye asla sormuyordu. İstihbarat örgütlerinin oyuncağı olanların asla soru sorma hakkı olmazdı.
Türkiye muhafazakar bir ülkeydi ve CIA'nın elinde mutlaka bir din adamı görünümünde maşa olması lazımdı. Bugün Pensilvanya çiftlik sarayında ağırlanan FETÖ lideri bu amaç uğuruna yıllar öncesinden hazırlandı.
Muhafazakar Erdoğan iktidara geldiğinde düğmeye basıldı ve FETÖ piyonu ileriye sürüldü. Sızıntı dergisi çıkaranlar "Allah, Peygamber..." diyerek her yere sızdılar.
Kabe'ye değil Ankara'ya dönenlerin maskeleri düştüğünde karşımıza yatak odalarına kameralarla giren bir CIA, MI6, BND çalışanı örgüt çıktı. Demirel Başbakan olduğunda, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay "CIA seni istemiyor, darbe yapacak, hemen istifa et" diyordu. Başbakanları, Cumhurbaşkanları ile Washington'dan götürüyorlardı. Zorlanmayacakları bir sistem vardı. Ancak Erdoğan öngörülemeyen bir liderdi ve bu sistemi bozuyordu. Yıllarca kolay yoldan iş halledenler, zorlaşan şartlar nedeniyle adeta delirdiler, terörist PKK'dan, savaş uçaklarıyla kendi ülkesini bombalayan FETÖ'ye kadar ne varsa sahaya sürdüler.
Ankara'nın anahtarını vermeyen Erdoğan'ı indirmek için defalarca saldırdılar, hepsinde kaybettiler. 16 Nisan bu ülkeye nakış işlenerek yerleştirilmiş sistemin tamamen çöpe atılacağı gün olacak. Bakın Times bile sonunda itiraf etti; "Referandumdan Evet çıkacak. Ortadoğu'da çok güçlü lidere sahip olan güçlü bir Türkiye'ye hazır olalım" diye... Onlar sömürgeci sistemlerinin çöpe atıldığı günlere hazırlanıyor... Peki biz ne yapacağız? Süpürgeler hazır mı?