Ne kararlar alınırsa alınsın, tüm dünyaya terör ihraç ederek tehdit oluşturan bir ülkenin geleceğini belirleyecek toplantıda sadece üç ülke yer alıyor.
İşte bu görüntü bazılarına kabuslar gördürüyor.
Ankara- Washington- Moskova hattı kurulacak diye ödleri patlıyordu.
"Acaba Trump-Putin- Erdoğan dönemi ile bu hayata mı geçiyor" diye paniğe kapılıyorlar. Amerikan derin devletinin bir numaralı think-thank kuruluşu Heritage Foundation, Trump'a önceki gün rapor sunuyor. "Suriye" adı verilen o raporda "ABD mutlaka YPG ile ilişkisini kesmeli, hayati çıkarları için Türkiye ile işbirliği yapmalı" deniyor. Aynı Amerika "Avrupa Birliği'nin dağılması Amerikan çıkarları için elzemdir. Doların kazanması için Euro'nun batması gerekiyor" diye bağırıyor. CIA operasyonları sonucu DEAŞ ve mülteci sopası ile sürekli dayak yiyen Avrupa'da faşist partilerin oyları hızla yükseliyor. Avrupa'yı dağıtmak isteyen güç, İngiltere'yi de kullanarak kıtada oyun üzerine oyun kuruyor. Avrupa ülkelerinin çoğu faşist partilerle yönetilme ihtimali ile karşı karşıya. Hollanda'da iktidara en yakın ırkçı partinin lideri Wilders, seçim vaatleri içinde "Camileri yıkacağım, Kur'an-ı Kerim'i kaldıracağım, Müslümanlar'ı bu topraklardan atacağım" diyor. Almanya'da camilere operasyon, Türk imamlara casusluk suçlaması ve Türk siyasetçilere konuşma yasağı getiriliyor. Hem iktidarların seçimi kaybetme korkusu hem de bölgemizde kurulan masalarda garson bile yapılmamaları adamları delirtiyor. Almanlar'ın Türkiye ve Erdoğan düşmanlığında tavan yapmalarının ardında bu görüntüler yatıyor. Onun için Türkiye düşmanı ne kadar Türk varsa, Alman istihbaratının çalışması sonucu milletvekili yapılıyor. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı yapılan Cem Özdemir bakın ne diyor; "Eğer Türkiye'de 'Evet' çıkarsa bundan en çok Almanya ve dost ülkeler büyük kayıplara uğrayacak." Evet, kaybedecekler ve korkuyorlar. Onun için koskoca Almanya işi gücü bırakıp Türkiye'deki REFERANDUMA odaklanıyor, "Hayır" cephesine katılıyor. Bizde birçok lider ve siyasetçi ilk ziyaretlerini Almanya'ya yapardı, tebrikleri ilk Berlin'de kabul ederdi.
"Almanya" deyince akan suların durdurduğu bir medya vardı. Ancak köprülerin altından artık çok sular aktı. Yıllarca PKK'ya destek için kendilerini yırttılar. Olur da Türkiye'yi AB içine almak zorunda kalırlarsa, 80 milyonluk nüfusu ile birliğin en büyük ve en güçlü ülkesi önünde diz çökme ihtimalleri vardı. Türkiye mutlaka bölünmeli, küçülmüş olarak Avrupa kapısına gelmeliydi. Almayacaklardı ama adamlar her türlü ihtimali düşünerek hesap yapıyorlardı.
Bu ülkede Alman Vakıfları aracılığı ile pek çok kişiye maaş vererek istihbarat servisleri BND'ye bağladılar. Almanya'ya PKK'lı taşıdılar, Alevi derneklerini Türkiye aleyhine örgütlemek için Berlin'de kendilerini yırttılar, DHKP-C'yi kurdular, borçla satın aldıkları Yunanistan'da onlar için eğitim kampı açtılar.
Şu anda FETÖ ile iş tutup tüm camileri ele geçirerek, Alman istihbaratına çalışan bir ibadethane sistemi kurmaya çalışıyorlar.
Almanya'nın arkasından havlayan Avusturya ise Berlin tarafından bir maşa olarak sahaya sürülüyor. Tarih 27 Şubat 2017...
Yer Avusturya Harp Akademisi... Friede Diyalog Enstitüsü ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Katolik Kilisesi'nin Din ve Barış Enstitüsü partnerliğinde, Avusturya Harp Akademisi'nde "Ekstremizmi Önlemede Dinin Rolü" başlıklı bir konferans düzenleniyor. Yani FETÖ'cüler Avusturya Harp Akademisi'ne kadar sokulacak hale geliyor. Darbecilerden, FETÖ'cü teröristlerden medet umacak, Harp Akademileri'nin kapısını onlara sonuna kadar açacak kadar alçaklaşan bir Avrupa Birliği var karşımızda.
Kaybedenlere ve kaybetmeye mahkum olanlara ancak ve ancak kaybetme korkusu yaşayanlar kucak açar. Hepsinin kucağında Türkiye düşmanı hainlerin oturması ve Ankara'ya saldırmaları bundandır. Başkanlık sistemi gelecek diye binlerce kilometre uzaktan havlamaları boşuna değildir. Cem Özdemir sözlerini unutmayın. "Almanya ve dostları kaybeder" diye boşuna ağlamıyor.
"Türkiye'deki sistemden size ne" diye sorsak gelecek cevap bellidir. "Türkiye'de at oynatma umutlarımız toprağa gömülecek" diyecekler. Nal toplama vakitleri geldi... Görüyorlar...
