Tarihi 25 Kasım 2016

Kanrupa

Avrupa Türkiye'ye saldıran kim varsa, elindeki kana bakmaksızın kucak açıyor. Yaşama haklarına son verilenler umurunda bile değil. Mültecileri, dünyanın gözü önünde tekmeleyen insan hakları havarileri, teröristleri saraylarda, parlamento binalarında ağırlıyor. Batı başkentlerinde terör mahallelerine, gettolara, sazlıklardan fışkıran otlar gibi yenileri ekleniyor. Binlerce insanı öldürenler, binlerce çocuğu babasız, binlerce kadını eşsiz bırakanlar, bildiğimiz tüm katiller sürüsü Avrupa'da maaşa bağlanıyor.
Terör, artık dünyaya insan hakları dersi verenlerin, ülkeleri kana boğarak, can alarak, İslam coğrafyasını TOPLU MEZARLIĞA çevirerek dizayn etme aracı oldu. İnsan hakları havarileri, katillerin havarileri oldu.
Ancak dünya medyası ellerinde olduğu için siyahı beyaz gösterme noktasında uzmanlığın ötesine geçtiler. Adana'da gerçekleştirilen son bombalı saldırı, Avrupa başkentlerinde kapalı kapılar ardında alınmış bir karardır.
Avrupa Parlamentosu'nun "Türkiye ile müzakereleri geçici olarak dondurma" kararı aldığı bir günde Adana'da bombalı saldırı gerçekleştirilmesi tesadüf değildir.
Aynı günde Suriye'de de Türk askerlerine saldırı düzenlenmesi asla ama asla tesadüf değildir. Unutmayın... Ukrayna'da seçilmiş bir Cumhurbaşkanı vardı. Ne zaman ki, Avrupa yerine Rusya ile ticaret anlaşması imzaladı ortalığı kan gölüne çevirdiler, ülkenin bölünmesine yol açtılar. Batı'dan gelen darbe ile Ukrayna'yı Avrupa'nın kuklası yaptılar. Türkiye, KATİLLER SÜRÜSÜ'nü kayıtsız şartsız bağrına basan Avrupa'ya, son dönemlerde alışılmışın dışında "Teröristleri teslim et" diye baskı yapıyor. Mülteci krizinde Ankara'ya masada diz çöken Avrupa, TERÖR hamiliğine soyunarak katilleri o masada koz olarak kullanıp, şantaj yapıyor, intikam almaya çalışıyor. Avrupa Parlamentosundan çıkan "Dondurma" kararında öncelikli olarak Türkiye'ye "Olağanüstü Hali kaldır" çağrısı yapıyor.
PKK-DEAŞ-PYD-FETÖ gibi hainlerin saldırısına uğrayan, binlerce masum insanı öldürülen Türkiye, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük toplu terör saldırılarından biriyle karşı karşıya... Fransa'da DEAŞ saldırısı sonucu 100 kişi ölünce uygulamaya konan OHAL'i alkışlayan Avrupa, hemen hergün bombalı saldırılara maruz kalan Türkiye'ye "Bırak teröristler bizim başkentlerde gibi sizde de elini kolunu sallayarak gezsin" diyor. Alçaklığın, sahtekarlığın ve ikiyüzlülüğün tavan yaptığı Avrupa, Teröristlerin DİNLENME TESİSLERİNE dönüştü. O Avrupa ki; Türkiye'de patlatılan bombaları, toprakaltına gönderilen canları hiç konuşmuyor, ülkesinde tatil yaptırdığı katillere "ÇIT" çıkarmadığı gibi, onlara kapılarını ardına kadar açıyor. Böyle bir ortamda Avrupa'nın aşağılık katil seviciliğine tepki koyan Türkiye Sanghay Beşlisi'ni gündemine alıyor, dünya nüfusununun 3'te ikisinin yaşadığı Avrasya'ya entegrasyonu konuşuyor. Vay sen misin bunu yapan?
Katiller Adana'da sahaya sürülüyor, Suriye'de uçaklarla Türk askerleri vuruluyor. Nasıl olsa Rusya ile ortak Esed gibi bir eşek var, vur sırtına suç semerini... Türkiye ile Rusya karşı karşıya gelsin... Köprüler atılsın, Ankara Avrupa'ya muhtaç hale gelip Avrupa'nın kucağına otursun! Ne zaman Rusya ile ilişkiler gelişmeye başlasa, Türkiye Çin'e ve Asya'ya yönelse, BATI sırtımıza terör hançerini acımasızca arkamızdan batırıyor.
İçimizden "İzmir'i ayıralım, medeni, insan haklarının korunduğu Avrupa'ya bağlayalım" diyenler, katillere sığınma çağrıları yapanların o katilleri sahaya sürebileceğini de görmüyor, anlamıyor.
"Uyuyorlar" diyerek iyimser olmaya çalışıyorum. İçimizdeki Avrupa ve Almaya sevdalılarının başında gelen Mesut Yılmaz'ın, Alman ortaklı merkez medyaya iki ay önce yaptığı"Avrupa'dan koparsak neler olacağını düşünmek bile istemiyorum" açıklamasını da asla unutmuyorum. Adana ve Suriye'deki saldırıları "NELER OLACAĞINI DÜŞÜNMEK" istemeyenlerin perspektifinden bakmak zorundayız.
Ortadoğu ve Asya enerji hatları, BATI için paha biçilemeyen hazine değerinde ve hayati önem taşıyor. Ankara Abdülhamid Han'ın deyimiyle BATI sırtlanlarının TEK GEÇİŞ YOLU... İstanbul, 3. Köprüdek tren yolu ile İpek YOLUNU kuruyor, Çin'i Londra'ya bağlamak üzere. Türkiye "Katilleri beslerseniz Avrupa ile köprüleri atarız" diyor. BATI "Katiller benim köprüyü ele geçirme silahım" diyor. Eldeki tüm maşalar bu uğurda köpürtülüp sahaya sürülüyor. Kim ne yaparsa yapsın, zalimler asla kazanamaz!