Tarihi 19 Kasım 2016

Londra’dan Paris’e

Avrupa teröristler topluluğuna dönüştü.
Terörle yatanların bir gün terör kabusu ile uyanması kaçınılmaz son. Yıllardır ellerinde olan Ankara'nın artık bağımsız hareket etmesi, gerektiğinde "Rest" çekmesi, onları terör batağına çekiyor. Avrupa'nın kalbi durumundaki başkentlerde terörist yuvaları oluşuyor, Ankara'yı kaybetmeleri ve bu ülkede istedikleri gibi artık cirit atamamaları onları körleştiriyor. O teröristlerin bir gün başlarına nasıl bela olacağını hesaplayamıyorlar.
Dün Avrupa basınında yükselen IRKÇI PARTİLER paniği vardı.
Trump'ın ABD başkanı seçilmesiyle birlikte, Irkçı Partilerin oylarındaki yükselişin daha da artacağını haykırıyorlardı. Avrupa Birliği'ni dağılacak noktaya geleceği vurgulanıyordu. Irkçı Partiler, birlikten ayrılmayı destekliyor. Dahası iktidara geldiklerinde, azınlıkları kovmanın yollarını arayacaklar. Adı üzerinde "Irkçı Parti"... Ve bugün elini kolunu sallayarak o ülkelerde gezen binlerce terörist de hedef haline gelecek. Atsalar atamayacaklar, satsalar satamayacaklar. Bazı ülkelerde istihbarat raporlarına "Sığınma hakkı verdiğimiz gruplar sokakları parselliyor. Bazı başkentlerde o mahallelere polis bile giremiyor" şeklinde ağıtlar yansımaya başladı. O mahalleler içinde PKKlı gettoların sayısı en kabarık rakam olarak karşılarına çıkıyor. Kandil'den dağlardan gelen katiller, PKK adına uyuşturucu ticareti yapan çeteler, şantajla para toplayanlar, darbeciler Avrupa'yı tehdit ediyor. Ellerinde "Terör bumerangı" ile şimdilik yaşıyorlar. Türkiye son on yılda öyle nasırlarına bastı ki, bu artık açık bir şekilde dışa vuruluyor. Mülteci krizi patladığında Almanya Başbakanı Merkel haftada bir Türkiye'ye geliyor, kendisiyle "Neredeyse Türk vatandaşlığına geçecek" diye dalga geçiliyordu. Çok sayıda AB ülkesi bizle "Mülteci anlaşması" yaptığı için Merkel'i "Türkiye önünde diz çökmekle" suçluyordu. Merkel'in oyları hızla aşağıya düşüyor, uçurumu görüyordu.
Almanya mülteci krizinde ANKARA'ya teslim olduğu için şimdi teröristlere kucak açarak intikam almaya çalışıyor. Bundan sonraki pazarlık masalarında bize "Teröristlerle" ŞANTAJ yapmayı planlıyor. Geçmişte Türkiye şamar oğlanına döndürülmüş, Avrupa başkentlerinden gelen RİCALAR daima EMİR olarak telakki edilmişti.
Ankara'yı "Avrupa'yı karşımıza alırsak batarız, bölünürüz" diyen liderlerle yönetmişlerdi. Şimdi karşılarında gerekirse masayı devirmeyi göze alan bir Türkiye var. Manzara, yılların verdiği alışkanlık refleksiyle adamları delirtiyor. O yüzden topyekün medya silahı ile hergün Ankara'ya ve Erdoğan'a saldırıyorlar. Öyle hale geldiler ki, artık İngiltere dahi referanduma giderken "Eyvah Türkler geliyor" sloganları ile seçim kampanyalarına giriyor. Seçmenlerini "Ankara korkusu" ile sandığa çağırıyorlar.
Nitekim aynı paranoya ve oyun şimdi de Fransa'da başladı. Fransız sağınının iki önemli Cumhurbaşkanı adayı Sarkozy ve Alain Juppe, kozlarını ekranlarda milyonlar önünde paylaştı. Açık oturumda Alain Juppe AB ile Türkiye arasındaki anlaşmayı "Alman Başbakan Merkel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararı" olarak yorumladı.
"Kabul edilmesi mümkün olmayan mutabakat şartlarına katlanmak zorunda kaldık" diye ağladı. "Türkiye AB üyeliğine uygun değil" diye ekledi.
Sazı eline alan Sarkozy de "Türkiye'nin yeri Avrupa değil." diyerek aynı şekilde milyonların önünde, her türlü engelleme için söz verdi. Fransa'yı yönetmeye talip iki aday da tartışma oturumunda işi gücü bırakmış, en büyük seçim kozu olarak "Ankara'yı durduracağız" sloganları ile ekranları inletiyor. Tıpkı İngiltere gibi Fransızların da seçim kampanyası "Türk kabusu" ile geçiyor. Yarın diğer ülkelerin de aynı kampanyayla seçime gideceği kesin. Yeryüzü hızla tek kutuplu dünyadan "Çok kutuplu dünya"ya doğru gidiyor. Türkiye artık oyun kurucu, stratejik öneme sahip ülkelerden biri.
Rusya'dan bile Ankara'ya "Stratejik ortak olalım" teklifi geliyor. 15 Temmuz sabahı Obama yönetiminin generalleri "Türkiye'de bize çalışan askerler tutuklanıyor. Biz kiminle muhatap olacağız" diyordu. Artık dengeler çok daha fazla değişim yaşıyor, hızına ulaşılamıyor. ABD'nin yeni Başkanı Trump, "Fethullah, Usame Bin Ladin'dir" diyen ve "Dünyaya Türkiye'nin gözüyle bakmak zorundayız" diye ekleyen General Flynn'i Ulusal Güvenlik Başdanışmanı seçti.
FETÖ tehlikesi, artık ABD'nin Ulusal Güvenlik meselesidir. Bir gün Avrupa'nın da olacak!