Tarihi 22 Ekim 2016

Sinsi

Rahmetli Prof. Dr. Turan Yazgan Üniversitede hocamdı. Türk Dünyası Araştımaları Vakfı kurucusuydu aynı zamanda. Büyük hayalleri, idealleri ve inançları vardı. Bir gün Orta Asya'ya kadar uzanan yelpazede Türk Cumhuriyetleri ile yıkılamaz bir birliği kuracağımıza inanıyordu. Ömrünü buna adamıştı. Bir gün rahmetli Özal aradı kendisini. "Bir misafir gönderiyorum, birlikte hareket etmenin yollarını araştırın" dedi. Gelen misafir Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri'nde okullar açmayı düşünüyordu. Evet yanılmadınız, gelen Fetullah Gülen'di.
Turan Yazgan Türkiye'ye hizmet edecek okullarda ortak çalışmak için üç şart ileri sürdü.
"Birincisi din dersleri olacak. İkincisi gerçek Türk tarihi gidilen ülkelerde ders olarak anlatılacak. En önemlisi mutlaka Türkçe dersler verilecek" dedi. Fetullah Gülen, Prof.Dr. Turan Yazgan'ın yanından ayrıldıktan birkaç gün sonra aradı. "Türkçe ders veremeyiz. Bizim okullarda İngilizce ders olacak" dedi. Anlaşma sağlanamadı. Prof. Dr. Turan Yazgan 2012'de vefatından kısa bir süre önce bu olayı yakınlarına anlattı. "Milli olmayan bir proje vardı ortada" dedi. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya Gülen okullarından önce Orta Asya Cumhuriyetleri'nde leblebi gibi misyoner okulları açtı. Ancak bu misyoner okullarının hiçbiri tutunamadı.
Gittikleri Türk Cumhuriyetleri'nde halk bu okulları dışladı ve kapanmak zorunda kaldı. CIA'da "Ilımlı İslam" projesiyle Ortadoğu ve Asya'ya kadar uzanan alanda Amerika kumandasında yönetimler kurulmasını planlayan Graham Fuller devreye girdi. APO'yu gönderdiler, Fethullah'ı aldılar. Rusya ve Çin arasındaki Türk Cumhuriyetleri'nde hızla okullar açıldı. Dersler İngilizce'ydi, öğretmenlerin yüzde 30'unda Amerikalı olma şartı vardı ve hepsi CIA ajanıydı. Türk dünyasını araştıran akademisyenlerimiz bir çalışma başlattı. O araştırmadan alınan sonuçlar ilginçti. Türk Cumhuriyetleri'ndeki Fetullah okullarından mezun olanların yüzde 80'i Hristiyanlığa geçiş yaparak diploma alıyordu.
Ortada okyanusları aşan muazzam bir proje ve çalışan binlerce gönüllü eleman vardı. Kuruyemiş satarak İstanbul'da geçimini sağlayanlar, Pensilvanya'dan gelen emirle dükkan kapatıp, çoluk çocuğunu geride bırakarak Türk Cumhuriyetleri'ne koşuyordu. 100 dolar maaşa çalışırken ülkesine ve dinine hizmet ettiğini sanıyordu.
Aslında hizmet merkezi CIA, İngilizce ve Hristiyanlıktı. Kullanma sanatının kitabını yazanlar sana sağ gösterir ama sol vururdu.
Ne olduğunu anlayamazdın. Mesela Soros, SSCB dağıldıktan sonra Rusya'nın bir ucunda Urallarda proje başlattı. Çölü andıran bölgede binlerce dönüm arazi satın aldı. Herkes güldü Soros'a. Çünkü "Tarımı geliştireceğim buralarda" diyordu. Halbuki ne buğday, ne de patates yetişmezdi o çorak topraklarda. Olsun hiç önemli değildi. Çünkü o satın alınan toprakların yakında nükleer tesisler vardı.
Tarım projesinde çalışacak diye Urallar'a işçi elbisesiyle götürülen CIA ajanları da kaldıkları Rus şehrinde büyük aşklar yaşıyordu. Ne hikmetse tarım projesi işçisi görünümündeki CIA ajanlarının tamamı nükleer tesislerde çalışan Rus kızlarla aşk tutuluyor, hatta evleniyor, zamanı geldiğinde de boşanıyordu. Adamlar böyle çalışıyordu.
Biz FETÖ terör örgütünün Amerika sevdasına kendi halkına ateş açacak kadar körleştiren bir CIA aşkını anlayamadık ve çözemedik. Fetullah hipnoz ediyor insanları diyerek ekranlarda boş kelimelerle salvo atışı yaptık. Karşımızda tarım işçisi elbisesi giyerek Rusya'nın en ücra köşesindeki nükleer santralda kız beğenip elemanlarını evlendiren dünyanın en güçlü istihbarat örgütü var.
Müslüman gençleri alıyor örgütlüyor, Türk Cumhuriyetleri'nde okullar kurdurup yüzde seksenini Hristiyan olarak mezun edecek kudrete ve kullanma sanatına erişiyor.
Putin bu işe uyandı. "Rusya'daki Gülen okullarında CIA janları cirit atıyor" diyerek hepsini kapattı. Okulları Ruslara sattı.
Kimse o kapatılan okulları satın alanlara bakmadı. Fetullah'ın okullarını devralan Rus işadamları, o okullardan mezun olanlardı.
Putin uyandı dedik ama... Uyanan Putin'i bile ayaklarında sallayarak tekrar uyutan bir sistem vardı. Mücadelede asla gevşemek yok. Ülkesini seven herkes, akılları durduran CIA metotları ile gelen bu sinsi örgüte karşı 24 saat uyanık olmak zorunda. Onlar Kırgızistan'dan, 100 aileden oluşan meclisle yönetilen Moğolistan'a kaçıyorlar şimdi.
Yerin altına girseler kovalayacağız. Altına bakmadık taş bırakmayacağız!