Tarihi 17 Eylül 2016

Anırma kardeşliği

Alman Der Spiegel'in küstahlığı konusunda konuşan konuştu.
"Kınıyoruz" dendi, kimi terbiyesiz olduğunu yazdı. Her zamanki gibi sloganlarla ilerledik. En kötü huyumuz derinlere girme konusundaki tembelliğimizdi.
Öncelikle Cumhurbaşkanımıza saldıran Alman dergisi kimdi, neyin nesiydi? Kimse konuşmadı.
Halbuki soyunu bilirsen, dergideki saldırganların neden soysuzlaştığını net anlarsın. Der Spiegel 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'da konuşlanan İngiliz işgal yönetiminin desteğiyle kuruldu. Rudolph Augstein, o tarihte bir Alman genciydi. Dergide çalışmaya başladı... Ülkesini işgal edenlere HİZMETÇİ oldu. İşgalci Londra daha sonra "Bu işi biz olmadan da yapacak kıvama geldiniz" diyerek dergiyi 23 yaşındaki Rudolph Augstein'e teslim etti. Rudolph, 2002'de ölene kadar sürekli Türkiye'ye saldırdı. Dergi şimdi, Türkiye'de CIA adına darbe girişiminde bulunan hainleri savunuyor.
"Basın özgürlüğü hapse atılıyor" diyerek Ankara'ya saldırıyor. Türkiye'deki vatan hainlerini sahiplenmesini normal karşılıyorum.
Çünkü derginin hücrelerinden VATAN HAİNLİĞİ fışkırıyor. Yayın politikalarını belirleyen Rudolph Augstein, işgalci İngilizlerin maşası bir vatan hainiydi. İhaneti sadece bununla bitmiyordu. 2. Dünya Savaşı'ndan 20 yıl sonra Alman Ordusu'na ait gizli bir belgeden bölümleri manşetlere taşıdı. Haberden sonra savcılık kararıyla Hamburg'taki binasında arama yapıldı. Dönemin Almanya Başbakanı Konrad Adaneur mecliste Der Spiegel sahiplerini ve yöneticilerini "VATAN HAİNİ" olmakla suçladı. Rudolph ve dört arkadaşı "VATANA İHANET"ten tutuklandılar. 104 gün hapis yattılar. Hainlikleri tescillenenlerin, FETÖCÜ hainleri savunması gayet normal geliyor bana. Halbuki aynı dergi, 2012'de FETÖ ile ilgili mafya babası filminden alıntı yaparak "Gotfather" başlığını atıyordu.
"FETÖ Almanya'da en önemli ve tehlikeli örgüt" diye yazıyordu. Gizli Katolik örgütü Opus Dei ile paralellik arz ettiğini öne sürüyordu. "Humeyni'den farkı yok" diyordu. Bugün Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığını, FETÖCÜ teröristlerin hapse atıldığını ağlayarak duyuran Der Spiegel bakın dört yıl önce ne yazıyordu; "Kirli işlere batan FETÖ'nün Zaman gazetesi ise yalan ve manipüle haberlerle tehlikeli örgütü aklamaya çalışıyor." Aynı dergi, FETÖCÜLERİN vatan hainliği 15 Temmuz'da tescillenince, kıvrak dansözler gibi U dönüşü yaptı. Şimdi FETÖCÜ gazetecilere sahip çıkıyorlar. Vatan hainleri, Vatan hainlerini görünce öper... Çünkü onları kansızlık çeker. Kansızlık "İLKESİZLİĞİ" de beraberinde getirir. Nitekim derginin ekonomi editörlerinden Oliver Gehrs "Spiegel kompleksi" diye bir kitap yazdı. "Şu andaki tepe yönetimi İLKESİZLİĞİN lideri" diye ilan etti. Rudolph'un ölümünden sonra görevi devralan AUST için o kitapta "İktidar ne derse onu yazar" notu yer alıyor. Mülteci akını ile AB dağılacak noktaya geldi. Merkel dün "İşimiz çok zor, korkuyoruz" diyor.
Türkiye'nin elindeki mülteci kozu, Almanların kabusu oldu. Onun için Der Spiegel Erdoğan'a saldırıyor. Onun için 2 yıl önce "Türkiye dağılıyor" diye hayaller pompalayıp, Gezi'de "Boyun eğme" diye kapak yapıyor. Türkiye güçlendikçe, AB'nin ve lideri Almanya'nın bölgede etkisi sivrinsek vızıltısına dönüştükçe Cehennem azabı yaşıyorlar. Onun için "Cehenneme git Erdoğan" diye Der Spiegel'den bağırıyorlar. Onun için FETÖCÜ hainleri kokluyor, Kandil'e gidiyorlar, "Öcalan salınsın" diye Bremen mızıkacılarının eşeği gibi bu dergide anırıyorlar. ABD'de NewYork Times, İngiltere'de Guardian ne yazarsa, aynısını Der Spiegel'de görüyoruz. WikiLeaks belgelerinin sadece bu üçüne sızdırılması ve buna en çok İsrail'in sevinip "Bakın İran konusunda haklı olduğumuz ortaya çıktı" demesi boşuna değil. Haçlı-Siyonist ittifakının yayın organlarında "ANIRMA KARDEŞLİĞİ" ve İsrail seviciliği tescillenmiş durumda. Der Spiegel'in anırmasına, New York-Londra-Tel Aviv ekseninden bakmazsanız medya HAYDUTLARINI anlayamazsınız.
Londra merkezli LBV Varlık Yönetimi Şirketi'nin Başkanı Cornelia Meyer bakın dün ne diyor; "İran'ın da petrolünü satmak için kullanabileceği tek güzergah Türkiye'dir. Türkiye enerji aktarımı konusunda dünyada başı çeken ülkeler arasında yer alıyor. Jeopolitik olarak bulunduğunuz noktada kimse sizin çevrenizden dolaşamaz. Türkiye enerji merkezi olma yolunda hızla ilerliyor." Vana elimize geçiyor... Ankara'ya sahip olamayanlar birlikte anıracak tabii!