Tarihi 18 Temmuz 2016

Ameliyat

Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ "Terörist" diye hapse atıldı.
Ve yüzlerce subay da...
Operasyonu yapanlar, bugün ülkeyi yangın yerine çevirenlerin ta kendileriydi.
Cezaevine girenler için zaman boldu.
Günlerce düşündüler.
"İçimizde hainler var" dediler.
Ve "Bize terörist muamlesi yapan içimizdeki hainler kim olabilir" diye sorguladılar.
O sorgulamaları oturup kağıda döktüler.
"İşte dışarıdan kumandalı hainler bunlar" diyerek bir liste yaptılar.
O listeyi bir üst rütbeliye gönderdiler.
Liste rafa kaldırıldı.
"İçimizde hain yok" dendi.
Çünkü listenin gönderildiği subay da haindi.
Hadi gelin o listenin harekete geçtiği o geceye gidelim....
Sokaklarda tanklar dolaşıyor...
Askerler namluları doğrultmuş, köprüleri tutuyor.
Türkiye'de bir şeyler oluyor...
Ve bir şehir...
O şehrin en üst rütbeli subayı bir General...
Askerlerini, subaylarını topluyor...
"Arkadaşlar bu bir kalkışma, ülkeyi ele geçirme girişimi" diyor.
Ve ekliyor;
"Allah'a şükürler içimizde hain yok... Eğer hain olsaydı, onu elinde bir tebligatla sıkıyönetim komutanı olarak buraya yollarlardı.
Burada bir hain bulamadıkları için Ankara'dan yollamışlar. Şu anda yolda. Gelirse gayet nazik bir şekilde içeri alın. İçeri girer girmez de tutuklayın. Direnirse VURUN.
Bizim tek muhatabamız Valimiz, Devletimiz, MİLLETİMİZ." Derhal tüm askeri birliklerin nizamiyelerine albaylar ve tanklar yerleştiriliyor, vatan hainlerine karşı tedbirler alınıyor.
İşte dün o Generalle konuştum.
"Herkes rahat olsun, ülke sağlam ellerde, bunlar bir avuç çapulcu" dedi.
300 generalden sadece yüzde 15'e yakın hain olduğunu geri kalanın vatan sevgisiyle dolu olduğunun altını çizdi.
O gece yaşananları anlattı;
"Tüm vilayetlerimizle yoğun bir telefon trafiği yaşandı o gece.
Her ilden general arkadaşlarımız, subaylarımız birbirini aradı.
Hainlere karşı elele, omuz omuza mücadele etmek için yemin ettik.
Küçük bir ihanet şebekesinin o gece başarılı olması mümkün değildi.
Çünkü Türk Ordusu bir avuç çapulcunun karşısında ülkenin her yerinde DAĞ gibiydi, ülkeyi hainlere bırakmazdı.
Bizi görev yaptığımız şehirlerde baba gibi seven askerler vardı.
Onlar bile aradı.
'Paşam neler oluyor, ne yapacağız?
Kim bunlar, hangi safta yer alacağız?' diye sordular.
Hepsine bunun bir vatana ihanet olduğunu anlattım.
Sakın Şeytanın askeri olmayın dedim.
O gün hainlere karşı ne gerekiyorsa o yapıldı." Evet, Türkiye tarihinin en şiddetli terör saldırılarından birini yaşadık o gece.
Hainler deşifre oldu.
İçimizde Kanser mikropları dolaşıyordu.
Tümör vardı.
Ama bir türlü ameliyat masasına yatamıyorduk.
O gece tümör azdı. Masaya yatmak zorunda kaldık. Şimdi neşter vuruluyor.
Konuştuğum General, durumu böyle özetliyor.
"Ülke olarak dimdik ayaktayız, ameliyat başarıyla sonuçlandı" diyor.
Operasyon başarısındaki en büyük payın da sokaklara dökülen HALK'ta olduğunu söylüyor.
"O gece bizi bir tek görüntü en ağır şekilde yaraladı" diyor ve ekliyor.
"Vatan hainlerinin üzerinde şerefli Türk Ordusu'nun üniforması vardı.
O bizi KAHRETTİ. Onları üzerlerinden çıkarmak, çıplak bırakmak lazımdı. Ekranlarda tutuklanan hainlerinin çıplak görüntüleri bizi rahatlattı."