Tarihi 25 Haziran 2016

Bu günleri de gördük

Cuma sabahı yepyeni bir dünyaya gözlerimizi açmıştık. Bazıları içerideki kısır tartışmalara kitlene dursun artık yeryüzünde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İngiltere'de yapılan oylamada Avrupa Birliği'nden çıkma kararı alınmış, hemen ertesinde Başbakan Cameron "Ben üç ay sonra yokum" diyerek gemiyi terk edeceğini açıklamıştı. Aylardır burada ve ekranlarda dünyadaki DOLAR-EURO savaşına kilitlenmemiz gerektiğini yazıyorduk.
Euro bölgesi Avrupa'nın dağıtılacağını söylüyorduk.
Ortadoğu'daki savaşlar, ABD-Rus uçaklarından atılan bombalar ve DAEŞ'ten kaçacak delik arayan insanlar, Avrupa kapısına dayanan mülteciler, hepsi oyunun bir parçasıydı. İngilizler bu kavgada, tabiri yerindeyse ilk topuklayanlar oldu. Yani kaçtılar... Hem de tüm İngiliz halkı aylardır "Eyvah Türkler geliyor" diyerek, TÜRK KORKUSU işlenerek kaçırıldı Birlik'ten.
Ve dünyada tüm dengeler değişti. Bugün İngiltere "Şimdi ne olacak" sorusuyla yatıyor ve kalkıyor. Daha da ötesi tüm İngiliz medyası "Avrupa'da birlikten yana olanlar ve olmayanlar diye ülkemiz resmen bölündü. Bu bölünmüşlük bizi nereye götürecek belli değil" diye ağlıyor.
Osmanlı'yı yıkanlar, yıllarca haritalar çizerek bizi bölmeye kalkanlar, şimdi parçalanma dehşetinin kapıya dayandığı günlerle karşı karşıyalar. Bugün sadece Avrupa çatırdamıyor.
Kraliçelerine 40 gün 40 gece doğumgünü partisi vererek dünyaya "Büyük Britanya İmparatorluğu" imajını aşılamaya çalışanlar, yani BİRLEŞİK KRALLIK da depremle sarsılıyor. Referandum öncesi Birleşik Krallığa bağlı İskoçya ve Kuzey İrlandalı siyasiler, "Eğer Birlikten ayrılma kararı çıkarsa, İngiltere ile yollarımızı AYIRIRIZ" diye üzerine basa bağırdılar ekranlarda. Sonuçların belli olmasından sonra zengin petrol yataklarına sahip İskoçya'nın Ulusal Parti lideri ve Başbakanı Nicola Sturgeon "Referandumda bizim halkımız güçlü bir şekilde AB'de kalma yönünde oy kullandı. Biz birlikten ayrılmayacağız" diyordu. Yani Londra'ya "Güle güle" çekiyordu. İskoç SNP lideri Alex Salmond da "Birleşik Krallık'tan ayrılmak için ikinci kez referanduma gidebiliriz" diyordu sonuçlar açıklandığında. Bu oylama Kraliçe'ye başkaldırıyı da beraberinde getirdi.
Döndü dolaştı İngilizlerin başına bela oldu.
Referandum sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra "AB'de kalalım" diye oy veren bir diğer sömürge Kuzey İrlanda'da da ayaklandı. Başbakan Yardımcısı Martin MacGuiness , İngilizlerin ikiye böldüğü ülke için çağrı yapıp "BİRLEŞİK İRLANDA'nın artık zamanı geldi" diye haykırdı. Hemen referanduma gidilmesini istedi. Galler halkı zaten İngilizlerden nefret ediyor, onlar da pusuda bekliyor. Çanlar şimdi "Türkler 3000 yıl AB'ye giremez" diyerek göbeğini kaşıyan İngilizler için çalıyordu. Kuzey İrlanda'da Sinn Fein liderlerinden Declan Kearney "AB'den çıkan Birleşik Krallık artık Kuzey İrlanda halkının çıkarlarını temsil edemez" diye dünyaya haykırıyordu.
İşte bu açıklamaları sayfalarına taşıyan İngiliz medyası, resmi yayın organı BBC dahil "Eyvah bölünüyor muyuz?" diye başlıklar atıyorlardı. İş sadece bununla da bitmiyordu.
İngiltere tsunamisi tüm Avrupa'ya dalga dalga yayılıyor, Fransa, İsveç ve Hollanda'da da "Avrupa Birliği için biz de referanduma gidelim" sesleri yükseliyor, çağrı diğer ülkelere de sıçrıyordu. İngiltere'de oylama yapılırken bir terörist maşa da Almanya'da sahaya sürülüp 50 kişiyi yaralayarak öldürülüyordu. Euro çöküyor, Alman Bankası DeutscheBank, İngilizlerin çıktığı gün "Battık" diyerek 200 bin kişiyi işten atacağını duyuruyordu. Sterlin de Dolar karşısında son 30 yılın en düşük seviyesine inerek çakılıyordu. Evet Osmanlıyı yıkanlar 100 yıl sonra parçalanma korkusuyla karşı karşıya.
Guardian dün "Artık eski İngiltere yok" yorumunu yaparak son noktayı koydu. Artık Japon şirketlerinden Çin firmalarına dünyanın hiçbiryerinden kimse şirket merkezlerini ve kasalarını Londra'ya taşımayacak. Birleşik Krallık yeni referandumlarla parçalara ayrılırken, sömürdüğü ülkeler bağımsızlığına kavuşacak. Avrupa'nın ayakta kalmasını isteyenler Ankara'nın kapısında daha çok yatacak. İngilizler tam iki yıl her şeyi bırakıp, Birlikten koordineli olarak hasarsız nasıl ayrılırız sorusuna zaman ve enerji harcayacak.
Avrupa önümüzdeki yılları referandumlarla ve ayakta kalmakla boğuşarak geçirecek.
Bambaşka bir dünyada, bambaşka daha güçlü bir Türkiye olacak. Asıl Türk korkusu şimdi başlayacak.