Tarihi 14 Haziran 2016

Karanlıkta görmek

İngiliz istihbaratı "Saddam'ın kimyasal silahı var" diyor. ABD bu rapor üzerine "Vaay kimyasal ha" deyip Irak'ı işgal ediyor. İngilizler yıllar sonra Başbakanları aracılığı ile "Yahu kimyasal raporumuz yalandı" dese de olanlar oluyor. Milyonlarca Iraklı ölüyor.
Teksas Üniversitesi Profesörü Texe Marss ahaber'de Yazboz'a anlattı geçtiğimiz hafta.
Sistemin çarkları nasıl da işliyor.
Müthiş bir ahenk, müthiş bir uyum.
20 yıl ABD Hava Kuvvetleri'nde üst düzey görev yaptıktan sonra akademisyenliğe geçen Texe Marss "Irak işgali sonrası bu ülkenin tüm petrolleri Rotschild Ailesi'ne verildi" diyor. Irak'tan 2 dolara bir varil petrolü alan Rotschild Ailesi 100 dolara Çin'e satıyor. Evsahibinin fukaralığına ve sistemi kuranların kazancına bakar mısınız? İşte soygun böyle oluyor. Texe Mars İngiliz istihbaratının başında Rotschild Ailesi'nden bir üyenin yıllarca başkanlık yaptığını söylüyor. İstihbaratın başında bir Rotschild... O istihbaratın uydurduğu bir yalan rapor... O yalan rapor üzerine Irak'ın işgali... Ve petrollerin, yalan rapor yazan istihbarat örgütü sayesinde Rotschild Hanedanı tarafından hortumlanması...
Yeryüzünde soygun işte böyle tezgahlar kurulurak yapılıyor. Petrol baronlarının daha çok kazanması için istihbarat örgütleri kullanılıyor... Ellerindeki muazzam medya gücü ile gaz verilip ülkeler ve orduları harekete geçiriliyor. Milyonlarca insan, sivil, kadın, çocuk baronların petrolü 2 dolara alıp 100 dolara satması için öldürtülüyor.
İşlem ve sistem burada bitmiyor tabii...
O işgal edilmiş Irak'tan DAEŞ üretilerek, bölünme daha da artırılıyor, Suriye de aynı örgütle parçalanma noktasında getiriliyor. Baktığımızda bundan en çok nemalanan İsrail oluyor. DAEŞ'ten memnun olduğunu bakanlarının ağzından resmi şekilde açıklayan İsrail'in bölgedeki ulusal güvenliği daha da perçinleniyor. İslam ülkelerindeki her türlü bölünme, Rorschild hanedanının kurduğu İsrail'e yarıyor. ABD ve Avrupa'nın terörist PKK'yı pervasızca desteklemesi de işte bu noktada anlamını ortaya koyuyor. Türkiye'nin bölünmesi veya terörle boğuşturulup dışarıya kapanması, New York'tan başlayıp, Londre ve Berlin'e uğrayan, Tel Aviv'de son bulan bir kuşak projesi olarak karşımıza çıkıyor. Enerji hatlarında, Katar'da-Irak'ta üs kurmakta, Somali'de, Afrika'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da ne işiniz var sizin diyorlar. Maalesef bu uğurda kullandıkları ve öldürttükleri de kandırılmış veya Kandil'e kaçırılmış Kürt gençleri oluyor. PKK destekçisi HDP, Türkiye'yi Almanya'ya şikayet ediyor, yurtdışından gelecek devlet başkanlarına bu ülkeden "Gelme" diye mektup yazacak karanlıklar çıkıyor. Bizim akademisyenler Texe Marss gibi PARADOR operasyonlarına kilitleneceğine kendi devletine saldırmayı seçiyor. Paralelde gelen parayla beslenen sayfalarda, Ermeni soykırımı yalanını Alman parlamentosuna getiren Cem Özdemir gibilerin röportajları yayınlanıyor, hainler konuşturuluyor. Osmanlı'yı mason paşalarla yıktılar. İngilizci-Almancı paşalar ile parçalara ayırıp dünyaya peşkeş çektiler.
Şimdi Londra'ya, Paris'e, Berlin'e bağlı o mason vatan haini paşaların başta olduğu dönemlerle bizi sorgulamaya kalkıyorlar.
Müthiş bir SİSTEM'in ahlaksız, kural tanımaz, acımasızlığı, açgözlülüğü ve ona hizmet eden işbirlikçi kölelerin zavallılığına karşı savaş veren bir YENİ TÜRKİYE var. Artık bu ülkede Kraliçe Elizabeth'in doğumgününe yalılardan koşturanlar konuşuluyor. Boğaz sermayesinin nasıl Londra'nın esiri olduğu anlatılabiliyor. Ve geriden muazzam bir şekilde MİLLİ üretim yapan, montaja esir olmayan, teknolojiyi çok iyi takip edip dünyaya açılan bir Anadolu Sermayesi geliyor. Gölge CIA olarak bilinen Stratfort dahil tüm yabancı akadamisyenler, uzmanlar, Türkiye'yi BÖLGESEL GÜÇ ve geleceğin yıldız ülkesi gösteriyor. Ortadoğu, Afrika ülkeleri, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya'ya kadar uzanan Türk Cumhuriyetleri yelpazesi açılmış bizi bekliyor. Bu yolculuğu kimse durduramayacak. Engel olmaya kalkanlar, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeye hazırlanan Türkiye karşısında ezilmeye mahkum olacak. Onlara alet olan işbirlikçiler de bu süreçte kendilerini daha öne atacaklar. Yani kendilerini daha çok deşifre edip, nasıl vatan haini, ittihatçı kafalar olduklarını ortalığa dökecekler. Artık tüm kartların açık oynandığı bir dönemdeyiz.
Ve bu MİLLET, hainleri karanlıkta bile görecek duruma geliyor şükürler olsun.