Tarihi 1 Haziran 2016

Arşiv devri başladı

Parası olan koşuyordu. Ve ülkeleri teslim alıyordu. Borç vererek geliyorlar, sonra seni kendi evine hapsediyorlardı.
O girdaba yakalandığın an yıllarca içinde çırpınıyordun.
İçeride seni yönettikleri için akıl almaz şekillerle bile bölüyor, parçalara ayırıyorlardı. 12 Eylül öncesi dudak üzeri ile dahi kamplara ayırdılar bizi.
Evet yanlış duymadınız.
Durum aynen böyleydi. Üstten alt dudağı da kapatacak şekilde kalın, Stalinvari bıyıklı olanlar bir taraftaydı.
İnce yanlardan sarkık bıyıklar da diğer tarafta.
Sokaklarda iki BIYIK ekolü birbirini kovalıyordu. Karşı taraftan bıyıklı birini gördüklerinde hiçbir şey sormadan saldırıyorlardı. Adam belki hiçbir ideolojiye inanmıyordu ama önemli değildi. Bıyık şekli, yeterliydi. Tıpkı sadece kadife pantolon giyen solcularla blue jean giyen sağcıların kapıştığı gibi. 12 Eylül'le farklı bıyıklı olanlar aynı cezaevlerine konup, aynı koğuşta yatınca durumu anladılar. Coni'nin darbe tuzağına düşüp kullanılmışlardı. Ancak iş işten geçmişti.
Bıyık-pantolon kavgası bitince adamlara yeni bir ŞEKİL kavgası lazım oldu. Nasıl olsa her türlü kavga bizi içeride tutuyor, evimize mahkum ediyor, failleri dolaplarda ve kasalarda ne varsa alıp götürüyordu.
Yeni kavgayı bulmakta da zorlanmadılar.
Bizim ruhumuzu biliyor, öfkelerimizi arşivliyorlardı. Hemen TÜRBAN yasağını soktular devreye. Türkiye neredeyse 20 yılını kaybetti bu kavgayla. Biz türbanla uğraştırılırken batırılan bankalardan 300 milyar dolar kaçırıldı bu arada. Türkiye son on yıldır kendisine örülen duvarları yıkıp dışarıya çıkmaya başladı. Enerji hatlarına iniyor, Ortadoğu ve Afrika'da üsler kuruyor, dünyanın her yerindeki mazlumlara kucak açıyordu. İhracatı da 10 milyar dolardan 150 milyar dolarların üzerine çıkıyordu. Halkının refahı için paraya uzandın mı, birileri "Bunlar çok oluyor" derdi. Hemen kodlarımıza kadar çözüp dosyaladıkları öfke arşivimize daldılar. Yıllardır proje üretemeyen ve haliyle iktidar olamayan bir SOL vardı. Her seçimde kaybediyordu. Devamlı kaybetme öfke demekti. Bunun üzerine gittiler, yüzlerce yabancı basınla dalga operasyonu başlattılar. İçerideki papağan medyada koroya katıldı ve devamlı kaybedenlerde "Erdoğan nefreti" oluşturdular. İşi öyle bir hale getirdiler ki, "Zulüm 1453'te başladı" diye duvarlara yazıyorlardı o Gezi olaylarında. Terör örgütlerinin tamamı Taksim'e çıkıyor, teröristlerin posterleri altında "Ulusalcıyım" diyenlerden sermayeye kadar herkes saf tutuyordu.
Hatta çok ilginçtir bugün MHP'nin başına aday olan bile "Ben Geziciyim, kızlarım da katıldı" diyordu gururla. "Zulüm 1453'te başladı" diyenlerle yan yana gelen biri, tarihimizle övünen MHP'ye talip oluyordu. Hangi AKIL böylesine yan yana gelmesi mümkün olmayanları aynı SAF içinde toplayabilirdi. Gelin bir uçak yolculuğuna çıkalım. 8 Mart 2014'te Malezya Havayolları'na ait bir uçak Hint okyanusunda düşüyordu. Peidong Wang, Zhijun Chen, Li Ying ve Zhihong Cheng de o uçakta yan yana oturuyordu. Asla yan yana yolculuğa çıkmamalıydılar.
Ancak bir AKIL onları yan yana getirdi.
Dördü de o kazada öldüler. Ve çok ilginçtir dördü de Freescale Semiconducter adlı şirketin patent ortaklarıydı. Ve o şirketin sahibi 100 trilyon dolarlık servete sahip hanedandan Jacob Rotschild'di. Aynı uçağa binip yan yana gelen ve ölen o dört ismin Rotschild ile yaptığı beşli ortaklık anlaşması ilginçti. Beşinden dördü ölürse tüm patent hakları ve hisseler Jacob Rotschild'e geçiyordu. Nitekim öyle oldu.
İşte bu ahtapot hanedanın kollarından olan küçük baronların yüzlerce medyası Erdoğan nefretini pompalayan ve içeride de hizmetçilerini devreye sokan unsurlar olarak karşımıza çıktı. O medyanın uzantılarından biri olan Der Spiegel, Gezi'de "Boyun eğme" pankartını kapağına taşımıştı. Fransa 15 gündür alevler içinde. Aynı dergi son sayısında Eyfel Kulesi'ni kapak yapıp "Paris'te aşk başkadır" diye yazıyor. Evet Türkiye havalandı, THY ile dünyayı taşıyor. Yerli oto, yerli silah dahil kendi uçaklarını yapmaya başladı. Birileri uçağı düşürmek istiyor. İçine de yan yana gelmesi mümkün olmayanları bindirip, birbirine paralel koltuklarda oturtuyor. Ama göremedikleri bir şey var. Halk artık bineceği uçağı biliyor, karşı tarafı dosyalayıp arşivliyor!