Tarihi 12 Mayıs 2016

Yeter artık

Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır yakınımızda kim varsa tamamına yakını 100 yıldır esirdi. Bizde Boğaz'a sahip olup, yalılardan bu ülkeyi yönetenlerin bağlı olduğu Londra egemenliği ve sömürüsü vardı Ortadoğu'da.
Amerika şimdi bu sistemin kuyusunu kazıyor. Kendi egemenliğini kurmak isterken de hatalar yapıyor. İran ile derin ilişkiler kurup, Tahran'ı bölgede sahaya sürüyor.
Yeni çatışmaların fitilini ateşliyor.
Teröristlerle işbirliği yapıyor, Türkiye'ye saldıranları, canlı bombalar patlatanları destekliyor, onlara mühimmat ve silah yağdırıp, eğitiyor. Ankara yıllardır "Suriye'deki YPG, PKK'nın ta kendisidir" diye bağırıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü her defasında çıkıp bizi yalanlıyor, "PKK ile PYD-YPG'nin alakası yok" diyerek adeta aklımızla dalga geçiyor. Yaklaşık onbeş gün önce ABD Senatosu'nda komisyonda ilginç bir toplantı vardı. ABD Savunma Bakanı o toplantıda senatörler tarafından sorgulandı. "PKK ile PYD aynı mı" diye sordular sorgucu senatörler.
Savunma Bakanı "Evet" dedi. Bize yalanlarla-dolanlarla gelebilirlerdi ancak kongrede hesap verdikleri o soruşturma toplantısında asla yalan söyleyemezlerdi.
Yalan söyledikleri belgelenirse, ileride haklarında dava açılır, başları derde girerdi.
Onun için Savunma Bakanı PYD-YPG ile PKK'yı aynı kefeye koyarak müthiş bir itirafta bulundu. Buna mecburdu. Zira o komisyondan bazı senatörler toplantı öncesi Ankara'ya gelip bilgi almışlardı.
PYD-YPG ile PKK arasındaki bağlantı ve beraberliği belgelerle görünce hepsinin gözleri faltaşı gibi açıldı. Ve o belgelerle ülkelerine dönüp toplantıya girdiler. Eğer savunma bakanı "Evet" yerine "Hayır" deseydi, o belgelerin yüzüne çarpılacağını ve başına iş açılacağını biliyordu. O toplantıda "PKK-PYD-YPG"nin aynı mal olduğunu kabul edince senatörler sordular. "Teröriste yardım ederek müttefiklerine bunu nasıl izah edeceksin" diye. "ABD'ye olan güveni ateşe atmıyor musunuz, bu nasıl dış politika" diye eklediler.
Savunma Bakanı'nın o toplantıda yüzü morardı. Evet şu anda ABD'nin müthiş bir güven sorunu var. Obama yönetimi müthiş hatalar yapıyor. Washington bölgede nasıl bir algıyla anılacak? Yerine geçmek istedikleri İngiliz gibi fitneci, terör destekçisi sinsi bir ülke olarak mı hatırlanacaklar?
Yoksa bunu telafi mi edecekler? Şu andaki durum ABD'nin bölgedeki yöntemleri açısından hiç iç açıcı değil. Dennis Rose Clinton'un danışmanlığını ve büyükelçilik yapmış, ABD'deki önemli isimlerden biri.
İsrail-Filistin görüşmelerinde moderatörlük görevi üstlenen bir Yahudi. Önceki gün bir rapor yayınladı. "Obama'nın Ortadoğu politikası çok başarısız" dedi. Bunun nedenlerini de şöyle açıkladı. "Amerika'nın bölgede 25 bin askeri ve yüzlerce uçağı var. Ancak Beyaz Saray'ın yanlışları müttefiklerini, bölgede 2000 asker ve az sayıda uçağı olan Rusya'nın kucağına itti. Bugün İsrail Başbakanı Netenyahu'dan tutun Mısır'ı yöneten Sisi'ye, Suudi Arabistan'a kadar herkes Moskova'nın kapısında sıraya girdi. Rusya'yı durup dururken belirleyici konumuna getirdi. Bu durumun sorumlusu Obama'dır." Önceki gün çok ilginç bir isimle tanıştım.
Kendisi Kürt kökenli bir yerel yöneticiydi.
Kuzey Irak'a geçtiğini anlattı. Barzani peşmergelerinin en uçtaki ileri cephesini ziyaret ediyor. O esnada DAEŞ'ten "Peşmergeler size saldıracağız" diye haber geliyor. Tuhaf bir durum. Saldırmadan önce uyarı!.. Hemen DAEŞ teröristlerinin bulunduğu yerin koordinatlarını Amerikan uçaklarına bildiriyorlar. Ancak tek uçak göndermiyor ABD. DAEŞ bomba yüklü kamyonlarla saldırıyor, bir sürü ölümler oluyor ve kaçıp kayıplara karışıyor. Saatler sonra ABD uçakları gelip boş arazileri bombalıyor. Bölgede ABD denince herkes burnundan soluyor. Müttefik olmakla, İngilizvari sistemler denemek arasında kalan bir Washington var karşımızda. Ve böyle bir ortamda Avrupa da hem birliğini korumak hem de Ortadoğu'da yok olmamak için kendini yırtıyor. Hepsinin Ankara'ya ihtiyacı var. Türkiye artık eski Türkiye değil... Dostla, dost görünene asla aynı muameleyi yapmıyor, ayarı veren bir liderle masaları devirebiliyor. Dostlar mı yoksa, kuzu postuna bürünen kurtlar mı? Artık bunu gösterme ve ıspatlama durumundalar.
Bölgedeki halklar "Yeter artık" noktasında öfkeli... Ve bu nefrete dönüşmek üzere!