Tarihi 20 Nisan 2016

Diz çökenler!

Yeryüzündeki PARA oyunlarını çok iyi bilen bir dostumla beraberdik.
Sohbette sözü ilginç bir yere getirdi.
"Almanya'ya dikkat, Paris ve Brüksel'i canlı bombalarla vuran GÜÇ Almanya için gün sayıyor" dedi. 2016 veya 2017'nin Almanya için kabusa dönüşeceğini, DAEŞ'in Berlin'den Münih'e her yeri bombalarla cehenneme çevireceğini söyledi.
Sohbetin devamına da geleceğim.
Ancak dün bir haber dikkatimi çekti. Alman istihbaratı BND, 29 eski Alman askerinin DAEŞ'e katıldığını açıklıyordu.
Yapılan istihbarat çalışması sonucunda varılan ilginç bir sonuç daha vardı ortada.
Şu anda Alman Ordusu'nda faal görev yapan tam 65 aktif askerin de DAEŞ'e müthiş sempati beslediği ortaya çıkıyordu.
Almanya'dan DAEŞ'e katılanların sayısı 800'ü geçmişti. BND, katılanların üçte birinin tekrar Almanya'ya dönüş yaptını söylüyordu.
DAEŞ Brüksel saldırısından hemen sonra Almanya'yı da tehdit etmişti. "Siz bizi doğuda bombalıyorsunuz, bu yüzden biz de sizi batıda bombalıyoruz. Göze göz, dişe diş; daha çok bombaya ve ölüye hazır olun. Yakında Almanya'da" diye. Brüksel saldırılarından hemen sonra Belçika polisi araştırma yapıyor ve ülkeden DAEŞ'e katılanların tamamına yakınını Brüksel'deki Vehabi camilerine gidenler olarak açıklıyordu. Alman İstihbaratı BND de son beş yıl içinde ülkede Vehabi patlaması yaşandığını açıklıyordu. 2011 yılında 3 bin 800 olan Vehabiler'in sayısı 8 bin 650'ye ulaşmıştı. Ve Almanya'dan DAEŞ'e koşanların, Suriye'de savaşıp dönenlerin de neredeyse tamamı Vehabi'ydi. 250'nin üzerinde DAEŞ için savaşan militan şu an Berlin'de Münih'te elini kolunu sallayarak geziyordu. İşte sohbet ettiğim o uzman dostum "Yakında Almanya bombalarla sarsılacak" diye boşuna söylemiyordu. Avrupa Birliği'nin lideriydi Almanya. Ve şu anda o Birliği dağıtmak için tüm şartlar oluşmuştu. Avrupa'ya özellikle İngiliz bankalarına Panama belgeleriyle operasyon çekiliyor, trilyonlarca doların bu kıtadan ABD'ye çekilmesi için düğmeye basılıyordu. Geçtiğimiz aylarda ABD'den gelen bir ekibin boğazda sayılı işadamlarımıza tekne turları düzenleyip "500 bin Doları bize getirin ABD vatandaşı olun" projesini nasıl anlattığını yazmıştım. Panama Belgeleri, bunun devamıdır. Berlin'de, Münih'te patlayacak bombalar da, Paris ve Brüksel'den sonra tüm Avrupa'da DERİN travmaya yol açacak, insanlar evlerine kapanacak, sonrasında sokaklara dökülerek Müslüman kovalayacaktı. Dostum öyle diyordu.
Ardından İslam coğrafyasından Avrupa'ya gelen trilyonlarca Dolar da kıtadan kaçacaktı.
Aslında DAEŞ, yeryüzündeki PARA'yı tek merkeze Nevada'ya çekmek isteyen lokomitife, VAGON hizmeti veriyordu. İşte böyle bir ortamda Merkel Gaziantep'e geliyor önümüzdeki günlerde. Geçmişte bize kapısını bile göstermek istemediği AB'nin kurtuluşu artık Ankara'nın elinde. Alman Başbakanı bunu bildiği için, ülkesinde ve Avrupa'da yapılan tüm ağır eleştirilere dönüp bakmıyor bile. Ankara Batı ile Para ve Petrol-doğalgaz kaynayan Ortadoğu arasında en büyük geçiş yolu. Ve kilit başkent durumunda. Herkesin gözü üzerimizde ve bizi yanına almak için çırpınıyor. Bir zamanlar bu ülkede Riccardione diye bir Amerikan elçisi vardı. Hilton otellerinde, medya patronları ile buluşup yeni dizaynlar yapmaya kalkıyordu. Paldır- küldür bu ülkeden kovulur gibi gitti. Ve gitmeden önce "Bir İmparatorluğun Çöküşünü Göreceksiniz" diyerek, Erdoğan'ın indirileceğini söyledi. Bir imparatorluk çökmedi. Tam aksine tam gaz devam ediyor yoluna. O Riccardione geçtiğimiz haftalarda ABD'deki Cami açılışına koşarak, kendi tabiriyle "Çökecek" dediği "İmparator"un yanına koşup, boyun eğdi. Geçtiğimiz hafta da Brookings Enstitüsü'nde bir konuşma yaparak "Türk-Amerikan ilişkileri en iyi dönemlerinden birini yaşıyor" dedi.
Türkiye'ye övgüler yağdırarak DİZ ÇÖKTÜ adeta. Ankara o kadar önemliydi ki, ABD'ye gidip Türkiye'yi yerden yere vuran CHP'liler, New York'taki savcılara bile "Ne olur bize yeni lider bulun" diye yalvaran Türkler, İngiliz medyasına taşeron olanlar hiçbir şeyin farkında değildi. ABD'deki Nükleer zirveye 56 Devlet Başkanı katılmış ancak Obama sadece Çin Devlet Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüştü. Bu fotoğrafı bile okuyamadılar. Ankara, tıpkı boru hatları gibi, yeryüzü damarlarının buluştuğu bir KALP konumunda stratejik öneme sahip. Kalpsiz kalmanın ne olduğunu bilenler ya Türkiye'ye koşuyor ya da önce Ankara diyor. Yaşamak için herkese kalp lazım!