Tarihi 22 Ağustos 2015

Ordu bizim ya medya?

Bugün ne zaman ülke çıkarları söz konusu olsa, bambaşka insanlar görüyoruz. Kendi ülkelerini savunacaklarına, hata yapsa bile örteceklerine tüm dünyaya gammazlama yarışına girenler var aramızda. Türkiye'ye algı operasyonları yapan Yahudi Baronların gazetelerinde sıraya girip, vatanlarını yerden yere vuranlar dolaşıyor içimizde.
PKK Terör örgütü saldırıyor, yakıyor, yıkıyor, askerimizi, polisimizi, sivilleri şehit ediyor. Gelin görün ki, dün anlı şanlı bir aydınımızyazarımız, gazete yöneticimiz Fransız basınına demeç vererek Türkiye'ye saldırıyor. Terörle şehitler vererek savaşan Türk Ordusu'na iftira için kendini yırtıyor. "Türk uçakları sivilleri bombalıyor" diye ağlıyor. PKK'nın uyuşturucu depoları ve uyuşturucu paralarının saklandığı yerler vurulduğunda Batı basını ayağa kalkmıştı. HDP de onlara eşlik etmişti "Siviller vuruldu" diye aynı ağızdan.
Şimdi bu koroya laik bir aydın yazarımız da katıldı. Ne hale geldik diye üzülüyor insan. Batının çıkarları ne zaman ön plana çıksa medyası ile safları sıklaştırıp, ülkelerine toz kondurmayan bir aydınlar ordusu çıkıyor karşımıza. Biz de raydan çıkanlar ve duvara toslayanları görüyoruz sıklıkla. Hatırlayın ABD Irak'a asker çıkarmadan önce kameralar ve gazetecileri taşıdı gemilerle. Çıkarma gemisinden inen televizyoncular, ordu gibi hazırlıklara girişip, uydu antenler, kameralar kurdular karaya ve "Biz hazırız" dediler. İşte o "Hazırız" komutundan sonra Amerikan askerleri toprağa ayak bastı ve tüm görüntüler birer KAHRAMANLIK ABİDESİ olarak dünyaya servis edildi.
Ve oturup izledik hayranlıkla tüm dünya insanları olarak. 20'yi aşkın haber kanalımız canlı yayına geçtiler. Ancak ne kameraları ne de muhabirleri vardı bölgede. CNN yayınını ekrana veriyorlar, bize Türkiye düşmanı, Yahudi medya baronlarının kuklası Christian Amanpour'u dinletiyorlardı tercüme yapan birinin eşliğinde. Aynı şekilde Arapların El-
Cezire televizyonundaki canlı yayınlar anında bizimkilerin ekranında 77 milyona taşınıyordu. Onlar kendi gözlüklerinden veriyordu bize. Alıyorduk yapılan servisi, ne verdilerse onunla düşünüyor, onunla yargılıyor ve sorguluyorduk. Hemen yanıbaşımızdaki olayları, kavgaları, terörü, savaşları, darbeleri baronların medyasındaki ALGI OPERASYONLARI ile zihinlerimize kazıyorduk. Bizim dünyaya TÜRK gözlüğünden olayları yansıtacak, kamuoyu oluşturacak, ülke çıkarları doğrultusunda haber yapacak bir televizyon kanalımız yoktu. Tüm bunları geçtiğimiz günlerde TRT İstanbul binasında çıktığım gezintiden dolayı yazıyorum. TRT Genel Müdür Yardımcısı sevgili İbrahim Eren son yatırıma bir yolculuk yaptırdı bana. Hemen her ülkeden gazeteciler iki katlı bir binaya yayılmış, devasa stüdyolar ile İngilizce haber yayını yapıyorlardı. Ben o binaya girdiğimde CNN İnternational'dan transfer edilen spiker ekranda haber okuyordu.
Henüz dünyaya servis edilmiyordu yayın.
Test yayın yapılıp içeride izleniyordu.
Büyük bir hazırlık ve telaşe vardı kanalda.
Editoryal kontrol tamamen ülkesini seven Türk gazeteci arkadaşların uhdesindeydi.
Dünyanın her bölgesinden, hemen her ülkesinden muhabirler canlı yayına bağlanıyor, son gelişmeleri aktarıyordu.
Evet gururla söyleyebilirim TRTWorld, yakında tüm dünyaya Türkiye'nin gözüyle İngilizce yayın yapacak. THY yaklaşık bir ay önce açıklama yaptı, yılın ilk altı ayında tam 12.5 milyar dolar ciro sağlanmış durumda. Yani bir yıl dolduğunda ortaya 25 milyar dolar gibi muazzam bir ciro çıkacak. Ülkemizin THY gibi markalara, CNN, BBC, El Cezire gibi dünya çapında medya organlarına ihtiyacı var. Bizim yerli yazarlarımız, çizerlerimiz nasıl Batı televizyonlarında ülkelerine saldırmak için sıraya giriyorsa, bizim de Türkiye düşmanlarını aynı silahla vurmamız gerekiyor. TRTWorld inşallah bu açığımızı kapatacak bir yayın organı olacak. Güneydoğu'da vatanı için canını ve kanını veren Ordumuzu-Mehmetçiği "Sivilleri vuruyor" diye karalayan iç ve dış karanlıklara en güzel tokat medya silahı ile atılacak. İnşallah, ülkemize saldıran İsrail aşığı baronların gazetelerini satın alan işadamlarımız da çıkacak bu ülkeden. Yeter ki birlik olalım, teröristleri değil ülkesi için ölen kahramanları savunan aydınlarımızı çoğaltalım. Unutmayın; Dünyada üç büyük güç vardır. Devlet, orduları ve medya.