Tarihi 8 Temmuz 2015

Uzman akıl

116 milyon nüfusa sahip bir ülke.
Yıllarca İngiliz sömürüsü altında kaldı.
Pakistan'ın bir parçasıydı. İngilizler girdikleri yerde öyle bir sistem kurarlardı ki, kimse işin içinden çıkamazdı. İşte Bangladeş de bu talihsiz ülkelerden biriydi.
Hindistan'a giren ve Vali atayan İngilizler'in en büyük korkusu bu topraklardaki Osmanlı sevgisi ve Dolmabahçe'ye gönülden var olan bağlılıktı.
Parçalara ayırmaları gerekiyordu ki, birbirlerini boğazlayan insanların İstanbul'a ayıracak zamanı olmasın... Nitekim planlarını adım adım uyguladılar, önce Pakistan'ı Hindistan'dan kopardılar.
Sonra Pakistan'ı Hindistan ile savaştırırken bir hamle daha yaptılar. İnanılmaz FİTNE oyunları ve işbirlikçiler ile Pakistan'ı doğu eyaletinden, içerden vurarak Bangladeş'i kurdular.
Böl-çatıştır-birbirlerine öldürterek parçalara ayır ve YÖNET sistemi İngilizlerin SÖMÜRGECİLİK anlayışının vazgeçilmez unsuruydu. Parçalara ayırdıktan sonra askerlerini çekseler de SİSTEMLERİ'ni asla bu ülkelerden silmediler. Nitekim nüfusun yüzde 88'inin Müslüman olduğu Bangladeş'i yıllarca laik azınlıklarla yönettiler.
Gerektiğinde din adamlarını satın aldılar, Mason yaptılar, peşlerinden insanları sürükleyip bunu hep DARBE gerekçesi olarak kullandılar. 1971'de yapılan ilk darbe sonrası iktidardaki Mucib-ür-Rahman ailesi ile birlikte öldürüldü. Yönetime Mustak Ahmet getirildi. 1975'te Dakka'da garnizon komutanı olan Tuğgeneral Halid Müşerref, Mustak Ahmet'i darbeyle indirdi. İlginçtir; Tuğgeneral Halid Müşerref sadece ve sadece dört gün iktidar koltuğunda oturabildi. Onu da Ziya-ür-Rahman 96 saat sonra darbeyle devirdi. 6 yıl sonra bu defa Ziya-ür-Rahman darbe girişimine maruz kaldı ve öldürüldü.
Yerine yardımcısı Abdüssettar seçimle geldi. Genelkurmay Başkanı Muhammed Erşad askeri darbe ile yönetime el koydu.
Bir süre sonra ülkenin her yerinde toplu gösteriler başlayınca General Erşad istifa ederek gitti. Azınlıklarla ve darbelerle yaşatılan Bangladeş dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline getirildi. BÖLME-PARÇALAMA-DARBE uzmanlarının ardında hep PARA İMPARATORLARI vardı. Hong-Kong'u sırf uyuşturucu ticaretini yasakladı diye Çin'den koparan bankacılardı onlar. O bankanın merkezi Londra'daydı.
Geçtiğimiz haftalarda personelini "TAKIM OYUNU" alanında eğitmek için kampa aldı. Beş kişilik takımlardan biri zevkle bir proje geliştirdi. Dördü IŞİD kıyafetlerine büründü, birine de tutsak elbisesi giydirip diz çöktürdüler, boynunu eğdiler. Sonra "Allahüekber" diye bağırarak Londra'da "SAHTE" kafa kesme töreni düzenlediler.
Sahte görüntüleri sosyal medyada gerçekmiş gibi yayınladılar. Görüntülerin sahte olduğu anlaşılınca büyük tepki aldılar, ortalık ayağa kalktı. Beşi de işten kovuldu. Eğer sahtekarlık anlaşılmasaydı, çalıştıkları bankada TERFİ edip kahramanlık nişanı alacaklardı. İngiliz AKLI işte böyle çalışır, dilediğine sakal bıraktırıp cüppe bile giydirir.
Şimdilerde de en büyük hayalleri Türkiye ve Suriye'yi parçalamaktır. Bu alanda akla hayale gelmeyecek OYUNLARI hem içimizde hem de bölgemizde tüm şiddetiyle sürdürmektedirler. Avrupa ülkeleri de onlara eşlik etmektedir. Sadece Almanya'dan 198 Vakıf'tan PKK'ya para yağmıştır. Yılda 300 milyon Euro Kandil'e taşınmıştır senelerce.
Demirtaş'ın ağabeyi Kandil'de kaleşnikofla gezmekte, arada bir takım elbise-kravatla Erbil'e inip, Avrupa'dan gelen paraları dağa taşımaktadır. Onun için kardeşi "Ticaret yapıyor" diye savunmaktadır ağabeyini. Kandil'deki kaleşnikoflu, PKK üniformalı görüntülerine rağmen hem de.
Bölgemizde Büyük Kürdistan ve sonrasında oraları işgal edecek Büyük Ermenistan hayalleri birilerinin masasındadır. Gelinecek son nokta ise Londra-New York PARA hattını yöneten PARA İMPARATORU BARONLARIN kalpten bağlı olduğu Tel-
Aviv'i BÜYÜK İSRAİL noktasına taşımaktır.
Bunun için müslümanları müslümanlara öldürtmekten hiç çekinmezler. Sahte ve Mason din adamlarını sahaya sürerek yığınları peşlerinden sürükler, nice IŞİD'i doğurmaktan zevk alırlar. Müslüman ülkeleri paramparça etmenin en kolay yolu sahte din adamlarını piyasaya sürmektir. Unutmayın...
Osmanlı'yı parçalayan İngiliz aklı ve onu yöneten FAİZ İMPARATORLARI bu ülkeden hiç çıkmamıştır. Yıktıkları ve parçalara ayırdıkları bu ülkede kurulan ilk Meclis'te şeyhlerin şeyhi sakallı-cüppeli Galip Hoca'ları vardı. O cüppeli-sarıklı isim mason Celal Bayardı. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı yani!