Tarihi 5 Mayıs 2015

Yüzsüzler

Gezi olaylarında, bankalara saldırdılar, esnafın dükkanlarını yerle bir ettiler.
Polis araçlarını, ambulansları yaktılar. Yerlerde kaldırım taşı bırakmadılar. Molotof kokteylleri fırlattılar, silahla ateş ettiler. Bir çocuğu gösteriye katılmadı diye köprüden aşağı attılar. "Vandallar, Çapulcular" diye manşetler atıldı. İngiltere ve ABD'deki Baronların medyası "Ne var bunda, gösteri hakkı insan hakkıdır" diyerek Türkiye'ye saldırdı. Beyazsaray'da bir hanım sözcü "Nasıl Çapulcu dersiniz, ifade özgürlüğü, insan hakları" diyerek Türkiye'ye veryansın etti.
Şimdi Obama çıkıyor Beyaz Saray'da kürsüye...
Baltimore'da öldürülen siyahi genç öfkesine katılanlara "Vandallar, Çapulcular" diye veryansın ediyor. Güya ÖZGÜRLÜKÇÜ Baronların medyası da ona eşlik ediyor. "SERSERİLER" diye manşetler atıyor. İşte böyle ikiyüzlüler...
Başkalarına çuvaldız batırırken, benzer bir olayda kendilerine iğneyi değdirmiyorlar bile. Dünyaca ünlü oyuncu Morgan Freeman Baltimor'daki olaylarda medyanın ikiyüzlülüğüne isyan etti. "Medyanın canı CEHENNEME" diye haykırdı. Diane Keaton ile birlikte oynadığı Five Flights Up filminin tanıtımında yaptı bu açıklamayı. Film bir Müslüman gencin köprüde polis tarafından durdurulmasını ve öldürülmesini anlatıyor.
Morgan Freeman "Filmde anlatılan bir Müslüman'ın öldürülmesi gibi olaylara medya hemen kılıf buluyor. 'Ama üzerinde bomba var" yaftasını yapıştırıp yalanlarla cinayetlerin üzerini kapatmaya çalışıyor." diyerek ABD medyasının canını cehenneme küfürler ederek gönderdi. Yeryüzüne PARADORLARIN kurduğu ŞEYTANİ MEDYA sistemi hakim. Siyahı beyaz gösterecek kadar Cehennemlik bir sistem bu. EL KAİDE'den tutun IŞİD'e kadar terör örgütlerini istihbarat birimlerine kurduranlar da o medyanın perde arkasındaki sahipleri. Kaoslarla, iç savaşlarla, terörle korku salarak ülkeleri parçalatıyorlar. Ardından Ortadoğu'ya gidip "Katiller kapınızın eşiğinde, bize sarılın korunun" diyerek petrol rafinerilerini, yer altı kaynaklarını parselliyorlar. İkiyüzlülükte öyle bir utanmazlığa sahipler ki, hem yakıp yıkıyorlar hem de "Bu yakma-yıkmayı nasıl durduracağız" diye bağırıyorlar. 6-8 Mayıs'ta İstanbul'da dünyanın en gelişmiş ekonomileri, G-20 zirvesi yapılacak mesela...
Toplantının 1. Gündem maddesi çok ilginç. "Uluslararası Vergi Sempozyumu" adı altında dünyadaki vergi sisteminin nasıl geliştirileceği konuşulacak. Uluslararası pazarlara hakim işadamları, İngiltere'den dünyanın PARASINI belleyen finans kurumları da zirveye koşacak. Halbuki, Off Shore dediğimiz KIYI BANKACILIĞI'nı en çok İngiliz ve ABD'li BARONLAR kullanıyor.
Kıyı bankacılığı, VERGİ CENNETİ ülkelere parayı taşıyarak vergiden kaçmak, finansal düzenlemelerden kurtulmak, kanunlara hesap vermemek anlamına geliyor. Ve baktığımızda VERGİ kaçırma cennetlerinin tamamının İngiliz sömürgesi adacıklar ve ülkeler olduğunu görüyoruz. Mesela BRİTANYA Virjin adalarının nüfusu 25 binden azdır.
Ancak bu ülkede dışarıdan gelen VERGİ YÜZSÜZÜ ŞİRKET sayısı tam 800 BİN'dir. İngiliz Kraliyet kolonileri Jersey, Isle of Man ve Guernsey bu sistemin yürütücü üyeleridir. Tepelerinde, dünyayı sömüren İngiltere Finans DEVLETİ London of City vardır. Bu sisteme uşaklık eden sömürgeler içinde Bermuda, Cebelitarık, Turks ve Caicos adaları da yer almaktadır. Hong Kong Çin'e devredilmiştir ama Finansal güç hala İngilizlerin elindedir. Kara Para Aklama-Vergi kaçırma tüm şiddetiyle devam etmektedir.
Bahama adaları, İrlanda, Singapur ve Dubai zincirin diğer halkalarıdır. Dünyanın bir numaralı Vergi Kaçırma Cennetleri ABD'de Manhattan İngiltere'de London of City'dir. Bu iki merkezde kimse kendi adına hesap açmaz, isimsiz şirketler üzerinden işlemler yürütülür ve trilyonlarca dolar aklanır. Kaybedenler ise vergi kaybı olan ülkelerin MERKEZ BANKALARI'dır. Evet dünyayı soyan PARADORLAR, İstanbul'daki G-20'nin Vergi Sempozyumuna gelip ahkam kesecekler.
En çok yüzsüzün İngiltere'den katılması bekleniyor. Perşembe günü İngiltere'de seçim var. Cameron'un partisi ile Liberaller başa baş gidiyor, seçimi 100 bin seçmenin kullanacağı oy belirleyecek. Buradan İngiliz halkına çağrı yapıyorum; "Oyunuzu Cameron'un Muhafazakar Partisi'ne vermeyin."
Cameron, "Seçimi kaybedersem ülkede KAOS çıkar" dedi önceki gün. İnşallah... İnşallah...
NOT; İngiliz medyası da "CHP'ye oy verin" diye manşetler atmıştı önceki seçimlerde. Ben de iade-i itibar yaptım.