Tarihi 23 Nisan 2015

Oyun ve oy

Önümüzde bir seçim var. Halk, kendisini yönetecek milletvekillerini ve hükümeti seçecek. Çoğunluğun iradesi ülkeyi önümüzdeki yıllara taşıyacak.
Türkiye bu heyecanı yaşarken, iki gün önce ekranlara bir son dakika haberi yansıdı. Mısır'da halkın yüzde 52 oyuyla Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan MURSİ'ye 20 yıl HAPİS cezası verildiğini anlatıyordu o haber. CIA Başkanı BRENNAN'ın, Mısır DİKTATÖRÜ SİSİ'yi ziyaretinden tam 24 saat sonra halkın seçtiği MURSİ'ye verilen hapis cezası dünyaya ilan ediliyordu.
Aslında bu Mursi'nin ÖLÜM kararıydı. Adam 64 yaşındaydı.
Ve 84 yaşında cezaevinden sağ çıkması zor görünüyordu.
SİSİ'ye "Mursi'yi idam etme, dünyadan tepki alırsın, cezaevinde 20 yılda ölüsü çıkar zaten" deniyordu. Diktatörün egemenliğine yol veriliyordu. Dünya buna benzer, azınlıkların çoğunluğu yönettiği devletlerle doluydu. Hiçbiri kendiliğinden oluşmuyordu. SİSTEMLERİ kuranlar hep aynıydı. Ülke çıkarları, ŞİRKET çıkarlarına endekslenen sömürgeci devletler, hemen her yerde bu şekilde AZINLIK hükümetleri kurduruyordu. Irak'ta Saddam'ı desteklediler yıllarca. Azınlık çoğunluğu yönetti senelerce. S.Arabistan'dan tutun, Suriye'ye kadar çıkarların olduğu her ülkede yıllarca hep ÇOĞUNLUK, diktatörlere ezdirildi. Elmas-altın madenleri ve petrol yatakları ile göz kamaştıran Afrika'da da hemen her ülkede SİSTEM aynıydı.
Bakın size bir örnek vereyim.
1960'da BAĞIMSIZLIK ilan eden GABON, hürriyete kavuştuğunu zannediyordu. Petrolü ile öne çıkıyor ve PARADORLARIN iştahını kabartıyordu.
Fransızlar hemen harekete geçtiler.
Arkasında HALK desteği olmayan, azınlık bir grubu yanına alan ÖMER BONGO'yu alıp iktidara taşıdılar. 1967'de Fransız askerleri devlet başkanlığı sarayını basıyor, darbe yapıp Ömer Bongo'nun başa geçtiğini ilan ediyordu. Ömer Bongo ölene kadar tam 42 yıl AZINLIK iktidarı ile Fransızlara hizmet etti. Hizmet ettiği sürece de hep Fransızlar tarafından KORUNDU. Azınlık iktidarları demek, daima KORUMAYA muhtaç olmak demekti. Korumaya muhtaçsan, ülkeni birilerine peşkeş çekip, satmak zorunda kalman demekti. İşte "HALK OYU"na başvurulmayan, azınlıkların iktidara taşındığı yüzlerce korumaya muhtaç devlete tanık olan bir TARİH böyle yazıldı.
Bugün Suudi Arabistan'dan diğer Arap ülkelerine, Afrika'daki örneklerine kadar Azınlık iktidarlarının perde arkasında bu KORUYAN ve karşılığını misliyle alan SÖMÜRÜ düzeni vardı.
Türkiye'yi de yıllarca darbelerle yönettiler.
Halk oyunu verdi, iktidara gelenleri astırıp, zehirleyerek azınlıkları yukarılara taşıdılar.
Her darbeden önce İZİN almak demek; "Darbe sonrası bizi KORUYUN" demekti. Ülke 12 yıldır HALK OYU ile yönetiliyor. Ve bu birilerini korkunç rahatsız ediyor. Onun için darbe yöntemlerini değiştirdiler, 17 ARALIK'la, GEZİ ile geldiler. Başaramayınca başka darbe seçenekleri aradılar.
Bugün binlerce finans kurumu ve bankanın olduğu LONDON OF CİTY'den Türkiye'de dolara saldırarak darbe yapmaya çalışıyorlar. Bu ülkede HALK OYU ile anayasa değişecek, askeri değil sivil yasalar hayata geçecek diye deliriyorlar.
O yüzden HALKIN cebine göz dikerek diz çöktürmeye çalışıyorlar.
Bakın 1950'li yıllarda o dönemin TEK ADAMI İnönü miting yapmaya gidiyordu.
Tren üç saat geç kalınca miting alanına yetişemedi.
Sevgili Burhan Kuzu o günleri şöyle anlatıyor; "Tren geç kaldı diye Ulaştırma Bakanı'na fena sinirlendi.
Ve o günden sonra her seçim öncesi aralarında Ulaştırma'nın da olduğu üç bakanı oy vermeye üç ay kala istifa ettirdiler. Bunun için YASA yaptılar bu ülkede. Ve dünyada seçim öncesi üç bakanın istifa ettiği bir başka ülke YOK. Dahası bu ve benzeri YASALAR bizde hala yürürlükte
."
Evet bu ülkede AZINLIKLARA yasa yaptıranlar SİSTEM değişecek diye her seçim öncesi tezgah üzerine tezgah planlıyor. Bizi KORUMA-KOLLAMA ve karşılığında BEDEL ÖDETME sisteminden çıkmak istemiyorlar. Oyun üzerine oyunla geliyorlar.
Onların OYUNU, Halkın OY'u ile Haziran'da bir kez daha bozulacak inşallah!