O bir İngiliz ajanı. İngiliz İstihbaratı MI5 ve MI6 diye kollara ayrılıyor. Her birinin ayrı fonksiyonu var. Annie MI5'te çalıştı yıllarca. İlginç bir hayat öyküsü var. Ortağı David Shaler ile bir araştırma içine dalıyorlar.
İngilizler'in diğer istihbarat kurumu MI6'nın Libya'da Kaddafi'yi devirmek uğuruna raydan çıktığını tespit ediyorlar.
Radikal ötesi örgütlere para ve silah aktardığını belirleyip harekete geçiyorlar. "İngiltere'ye bu yakışmaz" deyip olayı basına sızdırıyorlar.
Adada ortalık karışıyor. Ortağı Schaler'e iğne ile "Kafayı yeme" aşısı enjekte ediyorlar.
Schaler o gün bu gündür garip kıyafetler ve uzun saçlar eşliğinde "Ben İsa'yım" diyerek sokakta dolaşıyor. Annie kafayı yememek için Fransa'ya kaçıyor, kendini zor kurtarıyor.
İşte bu Annie dün İstanbul'da misafirimizdi, kahve içtik. Cumartesi akşamı Yazboz'da bomba açıklamalar yapacak. İngiliz medyasının neden Türkiye'ye ve KÖŞK'e saldırdığından İngiliz istihbaratının Türkiye'deki köşklerine ve hangi metodlarla ülkemizde adam devşirdiğine kadar çarpıcı açıklamalarda bulunacak.
Dünyayı saran Petrol-Dolar savaşlarından müthiş örnekler verdi Annie. Mesela "30 yıl Libya'yı terörist ilan etti İngiltere" diyor.
Sonra İngiltere Başbakanı ile Kaddafi'nin aniden kol kola girip kameralar önünde hararetle ve muhabbetle kucaklaştığını söylüyor. "30 yıl terörist dedikleri adamla bir anda KANKA oldular. Çünkü İngiltere çıkarları onu gerektiriyordu" diye altını çiziyor. Zaten İngilizler 5 MİLYAR DOLARA tamir etmeye hazırlandıkları parlamento binası Westminister SARAYI'nın girişine boşuna yazmadılar; "İngiltere'nin ebedi dümanı yoktur.
İngilizlerin ebedi ÇIKARLARI vardır" diye. Aradan zaman geçiyor. Kaddafi Afrika'da Libya Dinarı kullanılması için Kara KITA ülkeleri yöneticileri ile masaya oturup kulislere başlıyor. "Kıyamet işte burada koptu" diyor Annie. İngiltere öpüp kokladığı Kaddafi'yi bir anda yeniden terörist ilan ediyor. İngiliz istihbaratı devreye sokuluyor, Libya'da bombalama olaylarına karışıyor. Gelinen son noktada Libya'nın en radikal örgütlerine silah ve para akıtmaya başlıyorlar. Kaddafi karşıtı örgütler kuruyorlar. Bu çalışmaları belgeledikleri için de Annie'nin ortağı ile birlikte başları da hayatları da tehlikeye giriyor. "Dünyada bütün savaşlar petrol bölgelerini ve DOLARI korumak" için diyor Annie. Dünyada Euro kullanımı yükselince DOLAR'ı basan gerçek sahipleri yani PARA İMPARATORLARI harekete geçtiler.
Avrupa'yı çakallar göndererek batırdılar.
Asla "Euro" kullanmayan İngiltere ve AB lideri Almanya dışında sarsılmayan Avrupa ülkesi kalmadı. Sterlin'den vazgeçmeyen İngiltere aptal değildi. Doların üzerine çıkacak bir para birimine asla yanaşmazdı ve yanaşmadı da. Çünkü İngiltere'yi de perde arkasında PARADORLAR yani Dolar basan aileler yönetiyordu.
İngiltere'yi asla riske atmazlardı, atmadılar da. Çünkü DOLAR için başka ülkelerde operasyonlar düzenleyen muhteşem bir MÜTTEFİK vardı ellerinde. İngiliz istihbaratının ALTIN KIZI Annie işte bu perspektiften Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve yeni KÖŞK'e çıldırmışcasına saldıran İngiliz medyasının kodlarını da çözdü bizim için. IŞİD gerçeği ve sınırımızda yaşanan savaşlar konusunda da bomba açıklamalarda bulundu. İngiltere'nin kurduğu ve yüzyıldır kullandığı SUUDİ yönetiminin IŞİD'i nasıl fonladığını bu örgüte neden para akıttığına kadar müthiş itiraflar geldi Annie'den. Evet kimi cennete gideceğim diyerek koşarak IŞİD'e katılıyor. Onları oralarda İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ cehennemi bekliyor.
Kimi de ülkemde sokaklara dökülüyor.
Yaldızlanmış, güzel sloganlar ve hayaller eşliğinde topluma gerilim enjekte ediliyor.
Londra, Tel-Aviv-New York baronlarının medyası üflüyor, bizim medya alıp gürlüyor. Petrolü ve gelirlerini ülkesine taşıyor birileri. Biz geride atık madde veya asfaltta zift olarak kalıyoruz. Dünyada DOLAR üzerine yapay cennet kurduklarını zannedenler de asfaltımız üzerinde arabalarına patinaj yaptırıyor. Tekerleklere yapışan paralarla da İngiliz Parlamento binasını 5 milyar dolara tamir ettiriyor.
Onlarda tadilat olacak çok SARAY var.
Ne bizim muhalefet biliyor neden sokağa çıktığını ve bölgedeki oyunları... Ne de Demirtaş gibi liderler farkında...ZİFTLENİP gidecek miyiz hala? İşte bütün mesele bu!!!
