Tarihi 15 Kasım 2014

Büyük milletiz ama!

Türkiye'ye milyarlarca dolar kazandıracak 3. Havaalanına Almanlar ve İngilizler şiddetle karşı çıkıyor. Bir de bizim içerideki Beyaz Türklerimiz, entelektüellerimiz ve yazarlarımız karşı. Fatih Sultan Mehmet Rumelihisarı'nı inşa etmeye kalktığı zaman Bizans şiddetle karşı çıktı.
Fatih Sultan Mehmet "SANA NE, burası benim toprağım" dedi inşaatı başlattı.
Bizans ayağa kalktı. Askerlere sivil elbise giydirip halktanmış gibi gösterdi, Rumelihisarı inşaatının önüne gönderdi. "Rumelihisarı'na hayır" diye bağıran kitleye Fatih tek taviz vermedi. O hisar yapıldı ve peşisıra İstanbul fethedildi. Dünya uçuş merkezi Londra ve Berlin'i anlıyorum. Onların milyarlarca doları, İstanbul'daki 3.havaalanına akacak. Karşı çıkmaları normal. Ancak bizim gibi görünen içerdekilere ne oluyor? Küreselleşmeyi, kendi medeniyetinden uzaklaşmak sananlar var.
Millilik yerine ırkçılık ve ayrımcılığı hedef edinenler, her yere sızmış durumdalar. Her fırsatta, efendileri dış işbirlikçilerle, üzerimize geliyorlar. Huzurumuza da, barışa da, milli ve manevi değerlerimize de kastederler. Kaostan, yıkımdan vandallıktan medet umarlar. Yeni Türkiye sevdalıları olarak, "Yahudi ve lobisi karşıtı" değilim. Aksine ABD'deki Türk derneklerinin ve Türkiye konusunda lobicilik faaliyetinde bulunanların, Yahudi lobisi çalışma metotlarını örnek almaları gerekir. Ancak maalesef, Türkiye'nin lobicilik faaliyetlerinin, "Yahudi lobisine havale etmeden yapılamayacağına" inanan bazı kompleksli kişi, kuruluş, uzman, işadamı, propagandist, komisyoncu, kışkırtıcı ajan, politikacı, gazeteci ve diplomatlar da var Washington'da.
Günümüzün İttihatçı JönTürkler'i olarak niteleyebileceğimiz bu kişi ve grupların ortak amacı, ne pahasına olursa olsun Tayyip Erdoğan'ı tasfiye etmektir. ABD medyasına çarpıtılmış malzeme taşıyanlar da, 2015'te Türkiye'de nasıl seçimi kazanırız stratejilerini Yahudi lobisi ve neoconlarla bereber ABD'de yapanlar da bunlardır. ABD'nin kırmızı, beyaz ve mavi renkli bayrağında şerit ve yıldızlar bulunur. 13 şeritli ve 50 yıldızlı bayrağın anlamlı simgeleri vardır. Mesela 13 şerit ülkenin kuruluş dönemindeki eyaletleri (kolonileri), 50 adet beyaz yıldız ise eyalet sayısını simgeler. Ancak ABD'nin, bir de görünmeyen yıldızı vardır.
Özellikle 20. yüzyılın son yarısında ABD'de, inanılmaz bir yükseliş sergileyen ve 51. yıldız olarak da adlandırılan bu görünmez güç, İsrail ve Yahudi lobisidir. 6 milyon civarındaki Yahudi asıllı Amerikalı'nın, KONGRE'den yönetimlere, düşünce kuruluşlarından medyaya, Hollywood'dan Wall Street borsasına, iş dünyasına ve finans merkezlerine yayılan geniş alanda ahtapot gibi kolları vardır.
Kiliseler Birliği'nin siyasette desteklediği, hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Parti'den radikal dindarlarla, kol kola, omuz omuzadırlar.
Bir Haçlı-Siyonist projesi olan ve derin ABD'nin en önemli iç ve dış enstrümanı konumundaki neoconlarla da aşk yaşarlar. Paralel, üçgen, beşgenlerin, modern İttihatçı JönTürkler'in, monşer zihniyetli çakma entelektüellerin, gazeteci-işadamı-uzman kılığındaki ajanların, bu karanlık güç odaklarının emrine büyük bir istekle kolayca girmelerinin sebebi çıkarcılıktır, onlardan nemalanmaktır! Bu kirlilik içinde, ülkemizde topyekün yeise düşülmeyi önleyen, sağduyulu bir MİLLET irademiz var! Şanlı mazisini, tarihini, kültürünü, değerlerini genlerinde taşımayı başarmış bu "bir millet olgusu, ortak aklı, SAĞDUYUSU" Yeni Türkiye'nin sigortasıdır. Buna bir de, topluma önderlik etmesi beklenen gerçek aydınların, ehil kadroların yetişmesini ve devreye girmeye başlamasını ilave edin. Sonra da Yeni Türkiye'nin, dış dünyadaki muhteşem potansiyeli olan Osmanlı Diasporası'yla kucaklaşmaya başlamasını ekleyin. İslam coğrafyasındaki Türkiye ve Osmanlı sevdalısı ümmeti muazzamayı da katın. Kim tutar bizi?
1990'larda ABD'de yer yerinden oynuyordu.
Tüm ülke "Gazeteciler CIA'ya çalışıyor" iddiasını tartışıyordu. Dönemin CIA başkanı çıktı ve "E ne var bunda" dedi. "Tabii ki kendi Milli İstihbaratına, devletine çalışacak gazetecilerimiz" diye ekledi.
Herkes suspus olup yerine oturdu. Ve o CIA'nın tüm üst düzey yönetimini İsrail'in çıkarları için kurulan Yahudi lobisi AIPAC seçiyordu. Bizde MİT'te ofisi olup İngiliz istihbaratına çalışan entelektüel yazarlarımız vardı. Yıllarca MİT'in maaşlarını CIA ve MOSSAD ödedi. Bizim gazeteciler devletine değil dışarıya çalışmayı çok sever. Bizdeki tuhaflık bu. Dünyaca ünlü Alman gazeteci Udo Ulfkotte Yazboz programında bize açıklamalar yaptı. "CIA ve İngiliz istihbaratına çalışan çok Türk gazeteci var. Nereden mi biliyorum, çünkü ben de CIA'ya çalıştım" diye BOŞUNA demedi.