Tarihi 14 Kasım 2014

Gücümüzü keşfedelim!!!

Yeni Türkiye hem bölgesel, hem de küresel bir güç olma yolunda hızla ilerliyor. Bugün dünya, Washington-
Moskova-Ankara
ana ekseninde dönüyor.
Ana ekseni etkilemek için, en gelişmiş ve organize olmuş bir başka eksen de Tel Aviv-Londra-New York ittifakıdır.
Bu eksen, İngiliz yayılmacılığının, küresel sermayenin ve Siyonizmin kutsal ittifakıdır. Kutsal ittifak diyoruz, çünkü ortak düşman İslam'dır!
Emperyalist çıkarları ve kendinden olmayanları köleleştirmeyi, dünyayı idare etmeyi, sömürmeyi, kutsal hedef yapmışlardır.
Kirli çıkarlarına tehdit olarak algıladıkları Müslümanlar'ı fitneyle bölmek, yok etmek, dışlamak, etkisizleştirmek ve hatta köleleştirmek için durmadan entrikalar çevirmişlerdir.
Sapkın bütün dini akımları kuran, teşvik eden, İslam dünyasında etkili olmasını sağlayan, destek veren bunlardır.
Osmanlı'yı bunun için, yerli işbirlikçileri İttihatçılar ve JönTürklerle bitirdiler.
Kirli emellerine 33 yıl sarsılmaz setler kuran Sultan Abdülhamit Hanı, önce karalama kampanyaları ile itibarsızlaştırmaya çalıştılar.
Daha sonra yerli işbirlikçileri ile de tahttan indirerek, yıkılış sürecini hızlandırdılar.
Bugün yeni Türkiye'ye, tekrar geçmişinde olduğu gibi, küresel bir aktör olma yolunda dev adımlar atmaya başladığı için topyekün saldırıyorlar! Washington-Moskova-Ankara ekseninde dönen dünyayı, daha kolay kontrol edebilmek için, Türkiye'nin bu eksendeki ağırlığını azaltmaya uğraşıyorlar.
Eskiden olduğu gibi kontrol edilir bir ülke olmamızı, yine buyruklarından çıkmayan uşakları modern İttihatçılarla, yönetilmemizi istiyorlar. Daha şiddetli ve durmadan gelecekler; hamlelerini sürekli yenileyecekler.
Ama başarılı olamayacaklar!..
Zira 21.Yüzyıl, Türkiye asrı olacak.
ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, 21. Yüzyıl ABD stratejilerini anlattığı kitabında bakın ne diyor: "ABD bu asırda artık tek başına belirleyici olmaktan çıktı. Küresel konularda Çin, Hindistan, Rusya, Türkiye ve Brezilya gibi ülkelerle yakın işbirliği içinde ortak hareket edecek !"
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı dünya barışı için projeler üretiyor. "Suriye'de Esad devam ettiği sürece asla bölgeye barış gelmez" diyor. Ajanslar dün "Obama, Erdoğan'ın dediğine geldi. Esadsız Suriye için planlar hazırlanıyor. Türkiye'nin istediği uçuşa yasak bölge de masada" diyor. İsrail sevdalısı ABD eski elçisi Riccardione bizden yediği tokatlarla rezil olup görevinden el çektirilmişti.
Riccardione dün "İsrail-Türkiye anlaşmazlığı son bulmazsa Ortadoğu'da gerilim sona erdirilemez" diyor. BÜYÜK TÜRKİYE coğrafi konumu ve Osmanlı'dan kalan miras ile bölgede hayati önem taşıyan kilit ülke durumunda. ABD Avrasya'da, Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da Türkiye ile derin istişareler yaparak, politikalarını belirliyor. Kompleksleri bırakalım! Halktan ve değerlerimizden kopuk dar bir dünyada yaşamayalım. İttihatçı-Beyaz Türkler'den ve monşerlerden olma özentisinden sıyrılmalıyız.
Ülkeye ihanet edenlerin ve ülkesini dışarıya şikayette yarışan azgın muhalefetin oyuncağı, olmayalım. Küresel bir güç olarak yükselen ve ayyıldızı parlayan Türkiyemiz ile iftihar edelim, değerini ve gücünü iyi anlayalım ve bunu keyfini yaşayalım. Yeni Türkiye'nin en büyük güç kaynaklarından birisi de, yurt dışındaki Osmanlı Diasporası'dır!
Avrasya'da, Uzak Doğu'da, Afrika'da, Ortadoğu ve Balkanlar'da, Kuzey-Orta ve Güney Amerika'da bu muhteşem potansiyel, keşfedilmeyi bekliyor. Yeni Türkiye'nin "küresel aktör" ve "cihan devleti" haline gelmesinin yol haritasını, bu Diaspora'nın keşfi ve devreye sokulması çizecek! Türkiye'nin dış itibarı ve saygınlığı, bu muhteşem kaynağın devreye sokulmasıyla şahlanacak.
Peki bu gücümüzün farkında mıyız?
Önce tersten başlayalım: Yeni Türkiye'ye çelme takmak isteyenler, bu potansiyelimizin çok iyi farkındalar! Ama biz Türkiye olarak, bu muhteşem gücün önemini henüz yeterince kavrayabilmiş değiliz. Ezik ve kompleksli hale getirilmiş çakma aydınlar, sanatçı ve medya mensupları, kendi değerlerine düşman işadamı, akademisyen, uzman, siyasetçi ve yöneticilerle, kavranılması da zaman alacak görünüyor. Bu eziklik ve komplekslilik üzerine oturtulmuş vizyon eksikliği de cabası..
Cehalet ve ufuksuzluk her alana yayılmış durumda.
Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, sanki "fonksiyonsuzluk" ve "dışa bağımlılık" yarışındalar! Uyku hastalığı olanlara yapacak bir şey yok. Yeter ki biz uyanalım!!!