Haftalardır "Türkiye karadan Suriye'ye girmeli" diye yazdılar. "Ankara hiçbir şey yapmıyor" diye suçladılar. "Türkiye nasıl NATO ülkesi" diye sordular.
IŞİD'le işbirliği içinde olduğumuzu bile pervasızca söylediler.
Suriye'de büyük dram yaşanıyormuş, biz seyrediyormuşuz.
Neler yazdılar neler. Kalktık, "Peşmergeler sınırımızdan geçebilir" dedik.
ABD'de IŞİD'e karşı mücadelede önemli roller üstlendiğimizi açıkladı dün. Bu defa aynı kafalar "Türkiye'den U dönüşü" diye yazmaya başladılar. Bizi büyük tehlikeler bekliyormuş.
IŞİD'e karşı mücadele ettiğimiz için, Türkiye içindeki IŞİD yanlısı ölü hücreler harekete geçebilirmiş. Barış süreci sekteye uğrayabilirmiş.
Evet aynen böyle yazıyor alçak ve ikiyüzlü İngiliz basını dün.
Aylardır bizi IŞİD'e destek vermekle suçlayanlar, şimdi mücadele ettiğimiz ortaya çıkınca da "Ne işiniz var koalisyonda?" demeye başladı neredeyse.
Yeryüzünde böyle oynak, böyle dönek, böylesine sahtekar bir ANKARA düşmanı yok. Şerefsizler IŞİD'le mücadele etmiyoruz diye bizi suçlarken İngiltere'yi yönetenlerin kılını kıpırdatmadığına hiç bakmadılar.
İngiliz hükümetinin IŞİD'le mücadele ediyormuş gibi gözüküp, aslında geri çekildiğini, hiçbir şey yapmadığını, uzaklardan seyrettiğini hiç görmediler.
Aslında gördüler de görmezlikten geldiler.
Çünkü sinsilikte ve ülkeleri kullanmakta İNGİLİZ AKLI'nın üzerine yoktur.
İngiliz hükümeti karar almış dün.
Afganistan'dan uçaklarını çekip Suriye'de operasyona yönlendirecekmiş.
Ama bu yönlendirme sadece istihbarat olayları için olacakmış. "İngiliz hükümeti meclisten onay almadan Suriye'de bir yeri asla vuramaz" diyor İngiliz basını dün.
Yani bırakın asker göndermeyi,havadan vurmaya bile İngiliz hükümetinin çıkardığığı TEZKERE hala yok. Dedik ya çekilmişler uzaktan seyrediyorlar. Bakacaklar duruma.
Kurdukları IŞİD, ortalığı hallaç pamuğu gibi atarsa kıllarını kıpırdatmayacaklar.
Eğer koalisyon güçleri Suriye'de başarılı olursa, iş bitmek üzereyken koşup "Biz de buradayız" diyecekler ve pastadan ebüyük payı götürecekler.
İngiliz kafası GÜCÜ kullanma ve zamanı geldiğinde kim güçlüyse onun yanına koşma konusunda uzmandır.
Barbaros Hayrettin Paşa, Kuzey Afrika'yı ele geçirdiğinde korumak için büyük çaba harcadı. Zaman zaman düşman saldırılarına maruz kaldı. Osmanlı Leventleri düşmanla savaşırken, bazı Arap kabileleri Afrika'nın içine çekiliyordu. Savaşı kim kazanacak diye bakarak izliyorlardı. Savaş bitmek üzereyken kazanan GÜC'ün yanına koşuyorlardı. "Her kim eşek, biz semer" diyordu o kabileler.
Tarihe geçti bu sözleri.
Geçmişi ve bölgeyi en iyi bilen de kullanan da İngilizlerdir.
Eşek ve semer sistemini o bölgede onlar kurmuştur. O yüzden uzaktan seyrediyorlar.
Ve bize IŞİD'le mücadele etsek de etmesek de sallıyorlar. Yüzyıllardır birçok ülkeyi eşek yerine koyup birbirine düşürdüler.
Bazılarını da semer yaptılar.
Asla kendileri savaşmadı. Savaş bittiğinde hep gidip semerin üzerine oturdular.
Daily Telegraph gazetesi dün Başbakan Cameron'un açıklamalarına yer vermiş. "İngiliz uçakları istisnai durumlarda parlementonun onayı olmaksızın Suriye'de operasyon yapabilir" diyor Cameron. "Mesela" diyor ve ekliyor; "İngiliz rehine kurtarmamız gerekirse"
Evet sadece böyle bir durumda varlar Suriye'de.
Yoksa insanlar boğzlansın, binlercesi kesilsin umurlarında değil.
Çünkü, pala tutan eller zaten onların maşası.
Suriye için bir parlamento izni bile çıkarmayan İngilizlere ait medyanın uzaktan ANIRIP bize gaz vermesi beni etkilemiyor onun için.
Ama ne yazık ki bu ülkede İngiliz
anırmasından etkilenenler çok!!!
