Tarihi 23 Eylül 2014

Keklik!!!

Gorbaçov ile yakın dost, Yeltsin ile sıkı ahbaptı.
Başbaşa ülkenin geleceği ile ilgili kararlar alıyorlardı. O Sovyetler zamanında en sıkı komünistti.
Dağılma süreci ile birlikte rüşvete boğduğu Yeltsin, ona petrol yataklarını 350 milyon dolara hediye etmişti.
Hediye diyorum çünkü 350 milyon dolarlık şirket bir yılı geçmeden 15 milyar dolarlık BARON haline getirmişti onu.
Forbes dergisi onu dünyanın en zenginleri sıralamasında 16. sıraya oturtuyordu.
Onun adı Rus YAHUDİ oligark Khodorkovski'ydi.
Bir de sağ kolu vardı. Bütün işlerini o takip ediyordu. Khodorkovski'nin çantacısı Alexander Lebedev'di.
KGB ajanlığından kapitalist ÇANTACILIĞA giden bir hayat öyküsü vardı.
Khodorkovski'nin çantacısı olmak bile adama yetiyordu. Nitekim Lebedev de aynı Forbes dergisinin "Dünyanın en zengin 500 ismi" arasında 385. sıraya oturuyordu.
Onun üzerinde gözüken paralar ve şirketler aslında YAHUDİ BARON Khodorkovski'ye aitti. Putin iktidara geldiğinde Rus oligarkları karşısına almış "Siz işadamısınız, ya devleti yönetmeyi bırakacaksınız ya da buhar olacaksınız" demişti.
Bunların içinde YAHUDİ BARON Khodorkovski ve çantacısı Alexander Lebedev de vardı. Bana mısın demediler, Putin'e savaş açtılar. Muhalefet partilerine destek ve PARA yağdırdılar.
Putin onları vergi kaçırmaktan, halkı soymaktan dolayı yargıladı.
Hakim hapis cezalarını açıklarken ikisi de umursamaz bir tavır içinde kitap okuyarak dalga geçiyorlardı. Çünkü New York'un Yahudi baronları ile ortaklık kurma noktasına gelmişlerdi. Başkan Yardımcısı Cheney ile Washington'da yaptığı gizli bir görüşmenin ardından ExxonMobil ve Chevron-
Texaco'ya şirketleri Yukos'un yüzde 40'ının satışı için görüşmelere başlandığını birlikte duyurmuşlardı.
Lebedev de Carlyle grubu adına çalışan George H.W. Bush'u Moskova'ya getirmişti.
İkisi de "Biz dokunulmazız" diyordu.
Putin ikisini de hapse attı. Cezaevi sonrası ikisi de soluğu Londra'da aldı.
Kraliçe onların hamisi oldu.
İşte Yahudi Rus Oligark Khodorovski'nin çantacısı Alexander Lebedev gitti İngiltere'de krize giren INDEPENDET gazetesini 1.6 dolara satın aldı.
Ayrıca üç İngiliz gazetesinin daha sahibi oldu.
Kağıt üzerinde sahibi o, gerçek patron ise Yahudi BARON Khodorkovski'ydi.
Putin'le bir hesapları vardı ikisinin de.
Ama bir dertleri de Türkiye'ydi.
İsrail'in güdümünden çıkan, Tel Aviv'e kafa tutan bir Türkiye vardı karşılarında.
Zaten Kraliçe'nin de karşısına Ortadoğu'da hep Türkiye çıkıyordu.
İngiltere'de yayında olan İsrail uşaklarının gazetesi ne yapacaktı?
Tabii ki bu iki ülkenin çıkarlarına yönelik haberler yazıp, Türkiye'yi KARALAMAK en büyük görevleri olacaktı.
Nitekim aynen öyle yaptılar.
Sık sık Türkiye ve onun Cumhurbaşkanı'nı karalayan haberler yayınlattılar.
En son dün INDEPENDENT'ın manşetlerinde yine Türkiye vardı.
Dünyayı kıskandıran 49 rehinenin kurtarılması operasyonuna kafayı taktılar. "Karanlık ve kuşkuların olduğu bir operasyon" diye habere girdiler.
Gazete sayfalarında en çok taşan haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan hedefe konuyor ve şöyle deniyordu; "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD'in neden 49 Türk'ü serbest bırakma kararı aldığını açıklamayı reddederken, Ankara ile IŞİD arasındaki karanlık ilişki hakkındaki şüpheler artıyor."
Ve daha ileri gidiliyor IŞİD ile işbirliği yaptığımızı öne sürecek kadar büyük ŞEREFSİZ bir gazetecilik kisvesine bürünüyorlardı. Onlar böyleydi.
Ve yıllardır Tel-Aviv-Londra-New York arasındaki ağı boşuna anlatmıyoruz burada.
Ağın içinde yer alan YAHUDİ BARONLAR medyası tabii ki bize saldıracak.
Beni asıl kahreden içimizde bu ağa koro halinde eşlik eden dünyadan bihaber yerliler.
Londra'da ne yazılırsa aynını sosyal medyada veya köşelerinde üflüyorlar.
Khodorkovski ve çantacısı bu durumdan memnun.
Çünkü bizimkiler ÇANTADA KEKLİK...