Tarihi 16 Ağustos 2014

Manda yuva yapmış söğüt dalına

Solcu bir yazarımız bilimsel bir açıklamada bulunmuş. "Türkiye'de son çıkan hortum afetlerinin nedeni AK Parti'dir" demiş.
Yarın deprem olsa, yaz ortasında kar yağsa, gökten dolu yerine taş düşse "AK Parti yüzünden" diyecek kadar bir saplantı girdabında yüzenler türedi bu memlekette.
İstanbul semalarında görülen Hortum'u AK Parti'den biliyor entellektüel aydınımız. Buna inanmış kalpten .
Baktığımızda değişen hiçbir şey yok.
Tarihin her döneminde benzer inançlara saplanmış çok sayıda insan çıkmış.
Mesela Sultan Abdülhamid döneminin Paşalarından biri "Padişah hakkında 100 yalan söyledim. Bunlarda bir bölümüne sonra ben de inandım" diyerek tarihe geçti.
Dışarıdan yalanları, akla hayale gelmeyecek iddiaları servi ettiler, içeriden birileri de daima inanarak balıklama atladı tepsiye.
Hatta adamlar öyle çalıştı ki, en yakınlarından vurdular Sultan Abdülhamid'i.
Stratejik öneme sahip HİCAZ demiryolunu dün aktarmıştım sizlere. Hacca daha hızlı ve güvenli taşınacaktı yolcular.
Ancak daha da önemlisi imparatorluğun en ücra köşelerine saldırıp şehirleri bir bir ele geçiren İngilizlerin üzerine ORDU daha hızlı gönderilecekti.
O tren rayları döşenmeden önce büyük bir PROJE savaşı yaşandı bu topraklarda.
Almanlar hayata geçirmek istiyordu projeyi.
Rayların hangi yoldan geçeceğini gösteren projeyle geldiler saraya.
İngiliz istihbaratı o güzergahın nerelerden geçtiğini hemen öğrendi. Londra ayağa kalktı.
Başlangıçta çok iştahsızdılar o projeye talip olmaya. Ancak Almanlar'ın çizimleri felaket habercisiydi.
Projedeki güzergah hayata geçirilirse ileride Hindistan'a kadar ray döşenme tehlikesi vardı.
Vali atadıkları Hindistan'da zaten Müslümanlarla başları dertteydi.
Osmanlı, tren yolu aracılığı ile Hindistan'ın dibine gelirse bu Büyük Britanya İmparatorluğu için alarm zillerinin çalması demekti. Hemen kendi projeleri ile Dolmabahçe Sarayı'na koştular.
Almanların tam zıttı bir güzergahtan geçiyordu bu hat. Ve ileride Hindistan'a kadar uzatılması ihtimalini ortadan kaldırıyordu.
Dolmabahçe Sarayı, bu İngiliz hinliğini hemen gördü. Ve tercihini Alman mühendislerden yana kullandı.
İşte bu nokta filmin koptuğu anlardan biridir.
Çünkü sarayda İngilizlerin projesi için çırpınan bir adam vardı.
O Damat Mahmud Celalettin Paşa'ydı.
Sultan Abdülhamid'in kızkardeşiyle evliydi.
Ve içeriden fethedilmiş bir YERLİ İNGİLİZ'di.
Projenin Almanlara verilmesine öfkelenen Damat Mahmud Celaleddin Paşa, İstanbul'u terk edip Avrupa'ya kaçtı.
Gitti, İngilizlere çalışan JÖN TÜRKLERE katıldı.
Halbuki o ana kadar Sultan Abdülhamid, İngiliz ve Fransız masonlarının kuklasına dönen JÖN TÜRK muhalefetine diz çöktürmüştü.
Damat Celalettin Mahmud Paşa'nın onlara katılması JÖN TÜRKLERİ tekrar ayağa kaldırdı.
Çünkü damadın muazzam bir serveti vardı ve hemen tamamına yakınını Dolmabahçe düşmanlarına aktardı.
Diz çöken İngiliz güdümlü ihanet kaçkınları bu servetle tekrar ayağa kalktı.
Öyle büyük bir savaş yaşandı ki, Sultan Abdülhamid Avrupa'ya kaçan damadı geri getirmek için kız kardeşini bile sarayda yanında rehin tuttu.
Bir tren yolu, Sultan Abdülhamid'in yerli işbirlikçi darbesiyle tahttan indirilmesine ve Osmanlı'nın dünya sahnesinden silinmesine yol açtı.
Damatla geldiler.
En yakından ve sarayın içinden.
Dün koca bir imparatorluğu bu yolla halledenler büyük tecrübe sahibi oldular.
Ve tabii ki bugün yine kaybettikleri KÖŞK için aynı tecrübeyle gelecekler.
Çünkü HIZLI TREN yolu Avrupa'dan Ortadoğu sınırına dayanmak üzere artık.
Tam petrol bölgesine.
Ve Hindistan da bir adım ötede...
Ve dahası Hindistan da Halk bank ile çalıştı.
Hem de bir İngiliz mandası olarak.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün boşuna söylemiyor; "Manda ve himayeye boyun eğmeyeceğiz" diye.
Evet artık "SÖĞÜT DALI" değiliz!!!