Tarihi 13 Ağustos 2014

Çünkü deliriyorlar

Dünyanın en büyük bankalarından biri seçimden hemen önce ani bir karar aldı.
Türkiye'de 8 milyon liranın altında işlem yapmak isteyenleri müşteri olarak kabul etmeyeceğini açıkladı.
Ve dünyada eşi benzeri yoktu.
Bankalar çocukların bozuk paralarına bile talip olup, "Haydi kumbara" kampanyaları yaparken biri çıkıyor "Ben 8 milyondan aşağısına para demem" diyordu.
Siyasi bir karardı bu.
Doğrudan ekonomiye etki etme ve dünyaya yeni bir algı yayma operasyonuydu.
Türkiye'de güvensizlik ortamı vermeye çalışıyordu banka.
Yıllar önce bir Sinagog ile birlikte aynı anda bombalanmıştı İstanbul'da.
Zaten bir ülkeye operasyon yapmak ve hakim olmak isteyen güçler genelde bankalar ve PARA yoluyla operasyon yapardı.
Hatta kendilerine çalışan bankaları bile saldırabilirlerdi. Biz perde arkasını hiç göremezdik. Neler oluyor anlayamazdık.
1896'da hamal kılığına girmiş 26 Taşnak militanı İstanbul'da harekete geçti.
Türk ve yerli olmayan, emparyalizmin bu topraklardaki simgesi olarak gösterilen Osmanlı Bankası'na girdi.
İngiliz sermayesi ile kurulan banka teröristlerin eline geçti. Sırtlarındaki çuvallarda para yerine silah ve bombalar vardı.
İki bekçiyi öldürdüler, içerideki 150 kişiyi rehin aldılar.
Teröristlerle pazarlık günlerce sürdü. Avrupa ve Rus elçiler seferber oldu aracılık için.
Ortalığı kan gölüne çeviren 26 terörist Avrupa'nın baskısı sonucu sıkı koruma altında sahile getirildi.
Osmanlı Bankası müdürünün yatına bindirildi. Ardından Fransız gemisine çıkarıldılar ve Marsilya'ya gönderildiler.
Peki saldırıya uğrayan Osmanlı Bankası kimindi?
Yarısı İngilizlerin yarısı Fransızların.
Peki İngilizlerle ortak olan Fransız firmanın patronu kimdi?
Dünya PARA İMPARATORU Musevi Rotschild Hanedanı'ndan Mayer Amschel Rotschild...
Fransız Firmasına ait bankayı basan teröristler önce bankanın yatıyla sonra Fransız gemisiyle Osmanlı baskın timinin elinden böyle kaçırılıyor.
Hem de Fransa'ya...
Ardından İstanbul karışıyor, Ermenilere saldırılar başlıyor.
Sultan Abdülhamid'i indirmek isteyen Avrupalı Güç'ler saraya ültimatom üzerine ültimatom veriyor.
Kendi bankalarına saldırı yaptırıyorlar, bunu padişahı indirme malzemesine dönüştürüyorlar.
Tüm olayların görünmeyen yüzünde korkunç planlar ve KUMPASLAR yatıyor.
Ve 10 Ağustos'ta Erdoğan KÖŞK için ezici bir onay alıyor halktan. Daha ertesi gün bir Türk gazetesi "İNDİRECEĞİZ" diye 9 sütuna manşet çekiyor.
24 saatte indirme planları devreye sokuluyor.
Aynı saatlerde FİTCH diye bir kredi derecelendirme kuruluşu dünyaya ilan ediyor; "Türkiye'de siyaset hala risk altında" diye. Bu açıklamayla fırlayan borsa düşüyor.
Erdoğan daha köşke çıkmadan düğmeye basıyorlar.
Kim bu FİTCH diye bakıyorsun.
O da Fransız çıkıyor.
Yüzde 60'ı Fransız Fimalac Grubuna ait.
Yüzde 40'ı ise yüzlerce yayın organı olan medya dükalığı Amerikan Hearst grubunun elinde.
Fransız Fimalac grubunu inceliyorsun, patronu Bilderberg demirbaşlarından Marc De Lacharriere çıkıyor.
Biraz daha derinlere dalıyorsun.
Marc De Lacharriere'nin bir zamanlar dünyaca ünlü kozmetik firmasında tam 15 yıl CEO olarak görev yaptığını görüyorsun.
O kozmetik firması da İsrail'de fabrikalar kurmuş, Gazze'de çocukları ve annelerini bombalarla parçalayıp hücrelerine ayıran İsrailli askerlerden kadın olanlarına makyaj seti hediye paketi yapan şirket...
Bir adamı katillere hediye gönderen firmada 15 yıl CEO yapan GÜÇ, onu alır borsalara ve paraya yön veren FİTCH'in patronu da yapar.
Ardından da kim uykularını kaçırıyorsa onun üzerine salar.
Dünyada PARADORLARIN sistemi böyle yürüyor.
Hepsini alt alta koy...
Tarihteki örnekleriyle masaya yatır.
Tüm fotoğrafı görüyorsun.
Görünen fotoğraf o ki; Bundan sonra hem parayla gelecekler hem de en yakınlardan bir yerlerden!!!