Tarihi 2 Kasım 2013

Türkiye yağlandı!

A haber'de deşifre yıktı geçti yine.
Ekmeği anlattılar dün akşam.
17 katkı maddesi varmış.
Aman Allah'ım!!!
CYSTEIN diye bir madde de katıyorlarmış.
Çin'de üretiliyormuş.
İnsan saçından yapılıyor.
Ve de DOMUZ KILI...
Bakanlık yasaklamış ama dinleyen yok.
Ekmekle birlikte insan saçı yiyoruz.
Domuz kılı yutuyoruz.
Aman Ya Rabbi!!!
Aman Ya Rabbi!!!
***

Bir aydır ara ara hastanelere taşınıyorum.
Karaciğerimde yağlanma varmış.
Testler yapılıyor sürekli. "Neden" diye sordum.
Enzim miktarı da yüksek.
Vücutta hassas dengeler var.
Yüce Yaradan müthiş bir dünya yaratmış bedenimizde.
Fabrikalar var içimizde.
Laboratuvarlar kurulmuş.
Elma yiyorsun mesela.
Vücut hemen tanıyor elmayı.
Laboratuvar harekete geçiyor.
Elmaya özel enzimler üretiyor.
Fasulye gelirse ona da ayrı bir formül.
Ancak yabancı madde gelirse vücut tanıyamıyor.
Onun için bir formülü yok.
Alıyor yağla kaplıyor yabancı maddeyi.
Karaciğer civarına depoluyor.
***

Osmanlı'da yapı muntazam işliyordu.
Masonlar, localar girdi içimize.
PARA'ya hükmediyorlardı.
Yabancı madde sardı yurdumun tamamını.
Saraylarda Sadrazam olarak ağırlandılar.
Yağla-balla beslendiler.
Hepsi Boğaz'da depolandılar.
İngiltere'den ithaldi bu yabancı maddeler.
Cumhuriyet'le birlikte Türkiye'nin kalbi Ankara oldu.
İstanbul ise ciğerleri.
Boğaziçi nefes demektir.
Türkiye'nin oksijenini Boğaz'da kirlettiler.
Karbondioksit ürettiler devamlı.
Yıllarca bu ülke Türban'ı tartıştı.
Türban'la yattı, Türban'la kalktı.
"Büyük tehdit" diye bas bas bağırdılar.
Halbuki bu ülkenin çoğunluğu muhafazakardır.
Bu ülkede milyonlarca insan başını örter.
Milyonlarca başı örtülü anne evladını askere uğurlar.
"Vatan için evladım feda" der o analar.
O anneleri İNGİLİZ KILI'nın yaydığı virüsle tehlike görüyorlardı.
Karaciğerimizi tahrip ediyorlardı.
Sadece bununla da yetinmiyor, beynimize kadar çıkıyorlardı.
"Anaların başörtüsü tehlike" diyor, beyinler yıkanıyordu.
İNGİLTERE KILI bu yabancı madde ile Türkiye'nin ekmeği ile oynuyordu.
Ortadoğu'ya, Afrika'ya enerji hatlarına gitmemizi engelliyordu.
Çünkü İngiltere KILI'ndan yayılan virüs yiyip bitiriyordu bu bölgelerdeki gıdayı.
Dünya yaşlanmıştı. 30 tane SAÇI kalmıştı.
Ve bu 30 saç uzayarak yayılıyordu tüm dünyaya.
30 ailelik küresel sermaye virüsüydü bu.
İNGİLİZ KILI'ndan türemişti hepsi.
Bizi hasta ettiler.
Bizi Edirne-Hakkkari yatağına yatırdılar.
Kalkıp arada bir sadece Kandil'e gidebiliyorduk.
Dönüp birbirimizi yiyorduk.
Klişelere mahkum ettiler bizi.
Avrupa parlamentoları "Parayı nasıl harcayacağız" diye kavga etti.
Bizi 21. Asır'da bile "Türban"la yasaklarla meşgul ettirdiler.
Bakıyorum CHP'li milletvekillerinin açıklamalarına...
Hala bazıları aynı yerde.
Artık "Atı alan Üsküdar'ı geçti" diye bir laf yok.
Artık "Marmaray'a binen Londra'dan Pekin'e geçti" var.
Dünya değişiyor.
Bizde hala yabancı maddeler...
Karaciğerimiz yağ deposu oldu.
Ekmeğimizden İNGİLİZ KILI'nın ayıklanması zamanı geldi.
Ankara bunu gördü gereğini yapıyor.
CHP ise hala Boğaz'daki yağlı depolarda yaşıyor.
Yağlanmanın ilacı var.
Ama bir gerçek daha var;
Gül koklamayla yağlar eriseydi...
Ben hastanelerde koşturmazdım!!!