Bekir Emre

BEKİR EMRE

Tarihi 28 Ekim 2012

Benim favorim Serena Williams

Serena Williams, "Ben İstanbul'u alacağım" diyordu... Alacak. Tenis camiasında, "Serena ve ötekiler" söyleminin doğruluğunu birkez daha kanıtladı.
Fiziken bitik bir Radwanska karşısında bir saatte net bir galibiyet aldı. İzleyiciler bile eski dinamizmlerinden uzaktılar. Bıktılar mı acaba ? Her iki yarı-finalde de, "sözün bittiği yer" diyebileceğimiz bir enstantane olmadı. Gözümüze çarpan maçların sonundaki kutlamaydı. İlkindeki ne kadar insancılsa diğerindeki düşmancaydı.

SHARAPOVA MENTAL OLARAK İYİ
İkinci yarı-finalin daha çekişmeli geçmesini bekliyorduk. (Medya, sürekli Azarenka'nın yılı 1 numara olarak bitirmeyi garantilediğini ve bunun kendisini etkileyeceğini söyleyip duruyor. Tenis yıldızları için bir numara olmaktan önemlisi büyük turnuvaları kazanmaktır. Büyük turnuvaların şampiyonları daima hatırlanır. Ama hangi yılı kim birinci bitirmiş kimsenin umurunda değildir.) Maalesef öyle olmadı. En uzun süre kortta kalan raket olarak Azarenka rakibi Sharapova karşısında resmen ezildi.
Rus tenisçi bu yıl mental olarak çok iyi...

SERENA FARK YAPARAK YENER
Buna hırsı ve yeteneği de eklenince karşısında durabilmek her babayiğidin harcı olmuyor.
Bu kadının azmine sadece saygı duymak gerek. Geçirdiği ameliyattan sonra buralara gelmesi inanılmaz. İlk servisini de çok kısa bir sürede geliştirdi ama ikinci servisine mecbur kalırsa Serena ona çok zor zamanlar geçirtir. Azarenka ikinci setin sonuna doğru biraz daha oynamaya başladı ama hem fiziği elvermedi hem de Rus'un ona yol vermeye hiç ama hiç niyeti yoktu.
Finalin adı Serena Williams-Maria Sharapova oldu. Benim kesin favorim ise ABD'li raket Serena Williams... Üstelik ABD'li raketin bu maçı farklı olarak kazanacağını düşünüyorum. Çift maçlarına yerimiz elvermediği için ileride değineceğiz.