ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 20 Nisan 2014

Nafile isyanlar...

AK Parti Hükümeti'nin üzerinde durduğu başkanlık veya yarı başkanlık sistemini ısrarla 'padişahlık veya yarı padişahlık' gibi gören zihniyet bu kez de Başbakan'ın 'dar bölge' kararına çıldırdı. Bu demektir ki önümüzdeki seçimde tüm paslaşmalar Adalet ve Kalkınma Partisi'yle, Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri arasında olacak.
CHP ve MHP'yi ara ki bulasın.
Bu arada kendileri iktidara gelseler sanki farklı yol izleyecekler? Neticede hiç bir hükümet, pozisyonunu korumak yerine 'Buyurun bize 3 dönem yetti siz devralın' şeklinde bir gönüldenlik içinde olamaz. Ve bu yüzden hiç bir iktidar, muhalefet yararına kanun çıkarmaz. En fazla işi demokratik bir şablona oturtur ve sonuçta yine kendi çıkarını kollamış olur. Aksi, eşyanın tabiatına aykırıdır.
Bu gerçek de böyle biline ve sıra beklene...
Nafile sevinçler...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Artık siyaset düşünmüyorum" dedi, muhalefet çevresi iki sıra horona durdu. Bu sözleri her nedense "Artık evimde dinlenmek istiyorum" şeklinde almak yerine, 'Cumhurbaşkanlığına devam ediyorum" anlamı çıkaran arkadaşlar, "Ah ne güzel Tayyip beyle dostlukları bozulacak" diyerek kapı kapı dolanırlar artık.
Oysa 75 milyon insanın geleceği söz konusuysa, bir dostluk da bozulsun canına yandığım. Kaldı ki bu işler bencilliği defterden silmece, fedakarlık isteyen işlerdir, biline.

Ve nasıl bir Cumhurbaşkanı?

Kendi adıma metroseksüel olsun isterim öncelikle. Kelimenin yazılışı gibi bir ucu dünyaya açık. Biraz eski sefirlerimizi hatırlatan asil bir duruşta ama çok da kibar değil. Kibarlığın bir ucu da sünepelik malum.
Yok ille de bizden olsun derseniz, rahmetli Turgut Özal sizdendi de ne oldu derim?
Tonton'umuz her fırsatta pijamasıyla halkın arasında karışmıyor muydu?
Sonuçta bu koskoca ülkeyi temsil edecek muhteremin kesinlikle 'havalı' olması gerektiğinde hemfikiriz. Bu da karizma hücrelere işlemişse olur. Bir cumhurbaşkanı sadece gönüllere değil göze de hitap eder çünkü.
Sırada 'yılmaz bir kişilik' şartı geliyor.
Dünyanın alttan alta Türkiye üzerine oyunlar oynadığı bir dönemde liderimizin gücü bu bakımdan çok önemli. 'Vurdum mu oturturum' despotluğu değil, kulun kölen olayım abi hiç değil.
Gördüğünüz gibi cinsiyetini de saptadık, Cumhurbaşkanı 'endamlı' ve 'uzun boylu' erkek adaylar arasından seçilecek. Kaldı ki Türkiye kısa boylu Tansu Çiller gerçeğini yaşamış bahtsız bir ülkedir. Tekrarı bizi bozar.
Elbette ve aynı zamanda iyi bir hatip olması da gerekiyor adamımızın. İçeride ve dışarıda kürsüye vardığında insanların coşkuyla, bazen de huşu içinde dinleyeceği bir tarzdan söz ediyoruz. Bu hem bünyede topladığı vasıfları sergiler hem de elemanı 'lafı sözü değerli biri' kılar. Mesela 'O diyorsa doğrudur' işin özetidir. Yok Türkçeye günlük ihtiyacı kadar vakıfsa kalsın, almayalım. Son olarak inatçılık da aranan hasletlerdendir. Ama bu inat, 'Her şeyi ben bilirim' demeyi sözde bırakmayıp hizmete dökenlere yakışır ancak.