ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 4 Eylül 2013

"Merdivenler çok kich şekerim!"

Geçtiğimiz günlerde 64 yaşındaki Hüseyin Çetinel'in gökkuşağı renklerine boyadığı Cihangir'deki merdivenin yeniden griye boyanması, başta sosyal paylaşım siteleri olmak üzere geniş kesimlerce tepki çekti. İstanbul'dan Edirne'ye, İzmir'den Diyarbakır'a Türkiye'nin birçok ilinde gökkuşağı eylemi başlatıldı. Son olarak Kadıköy'de kaldırım babaları gökkuşağı renklerine boyandı.
Gökkuşağının gökteki doğal tonlarına bir şey dediğimiz yok elbette ama bundan esinlenip bütün şehri aynı renklerle bezeyen gelişigüzel fırça darbelerine itirazımız olabilir.
Yani bu renklendirme işinin sonu vahim.
Elbette, grilerin hakim olduğu bir caddede ilerlerken karşımıza çıkıveren renk renk taşlar hoşumuza gitti. Ama ya aynısını üç adım sonra, hatta karşı kaldırımda ve hatta apartmanların girişlerinde de görürsek?
Ve bu manzara zamanla koca bir 'kiçh'e dönüşürse? Şimdi Kiçh dediğimiz kavramı açalım. Hani şu biz entellerin (ahşap ve antika tahtacılar) ve sosyetemizin (marka olsuncular) sanattaki 'kitshc' tanımından yola çıkarak icat ettiğimiz, alayla karışık bir tür gündelik eğlence...
Müsaade ederseniz, 'boyalı merdivenlerimizi' de, işte bu kiçh kavramı şemsiyesi altında ama sadece görsel olarak irdelemek istiyoruz. Yoksa hepimiz biliyoruz, bu badanalama işiyle bazı arkadaşların hangi amaçlara hizmet ettiklerini. Malum, kiçh denince, pek çok şey kast edilebiliyor; Estetik düzeyi düşük, ucuz abartı kokan her türlü obje, yapı, hareket, düşünce şekli, duyum, moda, edinilen kültür gibi, genel yaşam tarzımıza ait ne varsa. Sözünü ettiğim; "Karşısında bir an durayım veya duvarıma kısa bir süreliğine asıp, dostlarla birlikte gülümseyelim" denilen ve iğneleme hakkını sadece kendinde gören, maalesefli bir durum.
Peki bu kadar küçümsüyorsan, o zaman bu ilgi niye, yürü geç di mi? Hayır, bizce içten içe fena halde beğeniyoruz bu kiçh'leri. Ama kökendeki alaturkalığın ortaya çıkmasından korktuğumuzdan, bu kulpu takıyoruz her birine. Veya aşağılama dürtümüzü de devreye sokarak, can sıkıntımızı eğlenceye çeviriyoruz sözüm ona. "O ne b.ktan eğlence şekli" derseniz haklısınız; Dediğim gibi içinde, salakça dokundurmalar olan bir tür kompleks kusma.

EN YAYGIN KİTSCH MODELLERİ...
Başta plastik çiçekler olmak üzere, naylondan mamul tüm ürünler bizim kesim için kiçh olarak kabul edilir. Misal bir arkadaş bilirim, hamamtasının gümüş olanını, salata kabının tahtasını satın alırdı. Ama alt dolaplar, o 'cıvıl cıvıl renklerine dayanamadığı' ve fakat kullandığı taktirde küçük düşeceğini sandığı plastikten geçilmezdi.
Klasik evinin bir duvarını çingene pembesine boyamak da icabında kiçh vurgusudur. Bir başka kiçh örneğimiz de, Türk filmlerindeki sosyetik gençliğin, partiye çağırıp dalga geçtikleri Roman kızı Türkan Şoray'dır. Veya kendine yakıştırmadığı için kuytularda sevişilen iri kıyım, yakışıklı yobaz delikanlı... Hatta ağlayan şu çocuk posteri... Yine uluorta değil, gizliden hayranlıkla dinlenen arabesk müzik...
Sümüklü bir çocuğa karşı sevimli tavırlar takınmak, ikoncanlara bayılıp bilahare 'Çok kiçh'ti şekerim' demek...
Tabii, 'kich ille de ucuz olur' diye bir kaide yok. Kültür yoksunu zenginlerin evlerine gururla sergiledikleri varaklı masalar (ki bacakları bile yaldızlı insan şeklinde olup gerçekten korkunçtur) veya kenarları kıvrım kıvrım şaşalı oturma takımları, öküz büyüklüğünde porselen vazolar, tekmili altın suyuna batmış banyo aksesuarları da icabında kiçh olarak addedilebilir. Aslında kiçh, adamların yaşam tarzlarının tümüdür.
Olay derin, laf bol. bu yüzden 'Rengarenk merdivenlerimizle' son bir bakış atıp final cümlemizi söyleyelim. Elbette şehirlerimizi kanal faresi yeşiline boyayıp bizi bizden alın demiyoruz. Ama sokaklarımızın, neşeli çocuk odaları atmosferine veya panayır yerine dönüştürmelerine de karşıyız. Çünkü bu çıfıt çarşısı manzaranın, biz yetişkinlerin üzerinde bir tür baş dönmesi ve kusma hissi yaratabileceğinden korkarız.
O bakımdan 'eylemi' bir an önce kiçh'ci aydınlarımızın elinden alıp profesyonel outdoor'culara teslim edelim. Şehir tımarhaneye dönmeden.