ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 1 Nisan 2013

Kelebek etkisi...

"YAĞDI yağmur çaktı şimşek, sen de mi şair oldun" demezseniz şu çağımızın kaybolan değeri 'şiir' konusuna değinmek istiyorum az biraz.
Benim bildiğim şiir, asırlar boyu 'sözün sihir gücünü artırmak için' kullanılmış bir yazım biçimi.
Peki de, bu günlerde insanlar 'sözün sihrine' ihtiyaç duymuyorlar mı da şiirlerin alayı arazi oldu? Ya da mısralar 'yer altına' indi, ben bilmiyorum. Ama bildiğim, Aktüel Dergisi'nin bu işi fena halde peşinde olduğudur.
Aktüel'in bu haftaki sayısında, 'Kelebeğin Rüyası' filmi üzerinden kaleme alınmış 'Türkiye'de şiirin geleceğine' dair muhteşem bir araştırma yazısı var. Benim soruma cevap olarak diyor ki, " Filmin etkisiyle son günlerde şiirle ilgili özel etkinlikler yapılıyor, ünlü dizeler internette paylaşılıyor!" Ama yetmez. Bunun için daha kapsamlı bir halk hareketi gerekir.
Ve dediğim gibi bayraktarlığını da Aktüel yapacaktır.
Bu arada 'Kelebeğin Rüyası' ve Aktüel adları, 'ülkede şiirin ve şairin ikinci kez şahlandığı döneme gaz veren unsurlar' notuyla tarihe geçerlerse şaşmayın.
Not; Benim önerimse basit. Madem bu haslet çocukluktan başlıyor o zaman önce okullara gidilmeli. Günümüz ünlü şairlerinden oluşan bir ekip, hafta sonları panel düzenleyip, misal en iyi 'öğrenci şiirini' seçmeli. Ve sonrasında bu eserler basın organlarında yayınlamalı. Bakın bakalım o zaman aralarından ne Can Yücel'ler, hatta ne Neyzen Tevfik'ler çıkıyor?
Alın işte size topyekun 'Şiire hücum!'

***
LALE DEVRİ NEDEN BİTİYOR?
ÖNCE aile saadetim adına şükürler olsun yarabbi. "Ölümüzü öp, şunu bir izle de yaz" diyerek neredeyse her bölüme zorla göz 'attırıldığım' diziden şahsen kurtuluyorum. Yapımcısı 'eserin bitmesi ile ilgili nasıl bir gerekçe gösterdi' meçhul ama bana sorarsanız, Toprak karakterinin salaklığı canına tak etti adamın. Özellikle kızın son bölümde sergilediği denyoluk üzerine diziyi bitirme kararı alıverdi.
Anlatıyorum. Şimdi kötü kadın Müzeyyen var, intikam için Toprak'ı çıldırtmaya çalışıyor. Müzeyyen odasından yukarı kata hat döşetiyor ve Toprak televizyonu ne zaman açsa ölen kızın görüntüsü geliyor ekrana. Derken tesisatın kordonlarını ve aparatı fark ediyor canımın içi ama evin anasına danasına bir türlü anlatamıyor. Çünkü Müzeyyenin iş birlikçisi hizmetçi gelip delilleri saklamış.
İşte ev halkımın çıldırdığı an!
Soruyorlar Toprak'a "Hani nerede" diye. Demiyor ki, "Az önce buradaydı, bakın merdivenler boyunca lüzumsuz bir kablo akışı var. Demek ki benim ardım sıra bunları biri toparlamış. Peki o esnada yanımda kim vardı? Hizmetçi! O zaman sen yaptın bunu kadın, konuşsana!"
Hayır bunları demiyor. Kendisiyle birlikte bizim ev ahalisini ve yapımcıyı da delirtip bırakıyor.
Demek ki Allah insana güzellikten önce akıl verecek.
Not; Yazdıklarım için, 'biten dizinin ardından haybeye kürek' demeyin. Tüm dizi senaristlerinin kulağına küpe olsun istedim. Siz siz olun arkadaşlar 'izleyeni enayi yerine koyan' trüklerden kaçının.

***
POPSTAR'IN BİRİNCİSİNİ SEÇTİK!
Bu, ne yarışmacı Ayşe, ne yarışmacı Fatma! Kesinlikle ve kesinlikle onlara müthiş bir uyumla eşlik eden Orkestra! Başta şefleri olmak üzere keşke isimlerini bilsem de şuraya yazsam. Mesela ilk gün Orhan Gencebay'dan bir 'Severek ayrılalım' çaldılar, sanırsınız Orhan babanın kasetini dinliyorsunuz.
Kendimi o müthiş Orkestra'dan alabileydim, elbette yarışmacıları da dinleyecek ve karar verecektim hangisi iyi diye... Ama dediğim gibi insan enstrümanlara kendini o kadar kaptırıyor ki vokale bakamıyorsunuz.
Demem o ki, yarışmacılarının yanında Orkestra üyelerini de tanıtmalı sunucu kardeşimiz Serdar Ortaç, pardon Burcu kızımız.