Üstelik o yaşlılıkta 'başınıza ne geleceğini' de bilmiyorsunuz. En iyi ihtimalle hastalıklar, elden ayaktan düşme ve 'terk edilmek' olacak kaderleriniz. Hani şu çoluk çocuğun yanınızda olmadığı 'kapalı devre' geçen günler ve geceler... Bir hatır sorma ve sevgi dolu bir bakışı şans addedeceksiniz...
Peki ya bu kadar ilgiyi bile esirgeyen evlatlar yetiştirmişsek? Siz söylemeden, ben diyeyim; O zaman Türk kanunları devreye girecek ve dayatacak; 'Yaşlı ana babalarını kapının önüne koyan aileler, alın size 300 TL ve bu insanlara çabuk sevgi gösterin bakayım!" "Parayla sevgi mi olurmuş!" diye bir isyana kalkışmadan önce, Çin'in yürürlüğe soktuğu yasaya bir göz atın: "Aile üyeleri, yaşlı ebeveynlerinin ruhsal ihtiyaçlarını gidermekle yükümlüdür. Duygularını görmezden gelen ya da onlara soğuk davrananlar yargılanacaktır."
İyi mi? En içten gelmesi gereken duygular bile cezalarla temin ve tahsis edilecek yani.
Şimdi sorabilirsiniz artık; Peki bu insanlığın tümden iflası değildir de nedir?
O zaman Başbakanımızın ısrarla üstünde durduğu konuya geliyoruz; Şahsen hayat boyu kuşkuyla baktığım, 'insan, sadece dini inanışlarının gücü nispetinde iyi yürekli ve fedakar olur' tezine... Çünkü ben bir gencin yetişmesinde, ruhunu ve vicdanını geliştirmesinde aile, eğitim süreci vs. gibi sosyal ortamların verilerini de önemli bulurum. Ama galiba buna bir de 'Allah korkusunu' eklemek gerekiyor. Elbette işi gücü bırakıp beş vakit namaza dursunlar denmiyor ama duydukları inanç ileride, 'yasalar istedi diye anababaya şefkat gösteren yetişkinlere' dönüşmelerini engelleyecekse, neden olmasın? "Bana devlet eliyle şefkat gösterecek evladı defterden silerim" demeden önce o evladı nasıl yetiştirdiğimize bakacağız demek ki... Bu arada hatırlatırım böyle giderse ana babasına 'bakan' son nesil biziz galiba..
Not; "Peki sen ana babanla layıkıyla ilgileniyor musun" diye sorabilirsiniz.
Maalesef benimkiler artık yaşamıyor ama eşime 9 yaşından itibaren babalık eden o müstesna insan 'Nüsret abimiz' bizimle birlikte ve elbette başımızın tacı. Misal her sabah 5 adet gazeteye o okumadan elinizi süremezsiniz.
İstediğiniz kadar 'günlük gelişmelere bir an önce göz atıp, köşe yazınızı yetiştirme
zorunluluğunda' olun.
ARDA TURAN'IN BOYNUNDA FB ATKISI!
Nişanlandığı gece Arda Turan'a, Fenerbahçeli bir taraftar FB atkısı hediye ediyor. Tahminlerin aksine, genç futbolcumuz büyük bir sevecenlikle atkıyı alıp boynuna bağlıyor ve rakip taraftarla sarmaş dolaş kameralara poz veriyorlar! Bir yanında nişanlısı, yakasında GS rozetiyle Arda, bu tavrıyla futbol camiasının sevgisini kazanıyor.
Evet uyandım ki ter içindeyim... Bu bir rüya, bir arzuydu benimkisi. Genç adaşım maalesef o FB atkısına ve onu uzatan insana neredeyse iğrenerek baktı. O kadar kızdı ki, sanırsınız anasına küfretti adam. Bir hışımla itti elini ve yüzü asık yürüyüp gözlerden uzaklaştı.
Ardında benim gibi koyu bir Galatasaraylı taraftarı da bırakarak. Arda ve Arda gibi ünlü futbolcularımız bu tür incelikleri göz ardı ettikleri sürece, kimse tribünlerden 'zarafet' beklemesin. Kulüp aşkına inanırım ama bu kadar tepki de fazlaydı gerçekten. Ayrıca unutmasın Arda'nın gün gelip Fenerbahçe'de top oynaması, antrenörlük yapması gibi ihtimaller de söz konusu.
Ne diyeyim, inşallah 2013'te ne böyle tepkili futbolcu görürüz, hatta
ne de böyle siyasi partili...
