ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 8 Ağustos 2011

'İftar'daki kızlar!

Ramazan başladığından beri, ATV başta olmak üzere tüm kanalların ana haberlerinde 'iftar görüntüleri' yayınlanıyor. Kimi Sultanahmet Meydanı'ndan, kimi Eyüp Sultan'dan... Çoluk çocuk binlerce insan, toplu halde oruç açıyorlar.
İki şey dikkatimi çekiyor; Biri yüzlerdeki huzur... İkincisi de, hanımlarımızın kapalısı, açığı dip dibe oturmuş ve aynı huzur ifadesiyle bakıyorlar kameralara.
Dün akşam bir genç kızı getirdiler ekrana, Ramazan'la ilgili duygularını soruyorlar, bakıyorum kızın bir omuzu açıkta. Tişörtü yana kaymış. Ama çevreden ne bir ayıplama bakışı ne de bir ikaz.
Yanındaki başörtülü anacığı ile oruç açacaklar birazdan.
Diğer yanda, sakız çiğnedi diye linç edilmeye kalkılan kızımız. Birileri İslam dinini sadece kendileri için getirildiğine inana dursun, ülke onun mutluluğunu el ele yaşıyor görüldüğü gibi.
Son olarak bir temenni; Hadi bakalım, karşılık gibi almayın ama üniversitelerde, tüm türbanlı kızlarımızı, omzu açık kızlarımızla o
sınıflarda diz dize görmek istiyoruz.

ZATEN BU İŞTE BİR TERSLİK VARDI!
Perihan Savaş, nişanlısı Derya Taşdelen Bey'den ayrılmış. Sebep Taşdelen'in içkisiymiş.
Beyefendi, alkol yüzden bir takım psikolojik sıkıntılar yaşıyormuş!
Valla ben, gazetem Takvim'in yalancısıyım. O da haberi alıntıladığı 'sivridilli.com'un yalancısı.
Ayrılma haberi doğruysa şayet, şimdi içimdekileri rahat rahat dökebilirim. Kimse yanlış anlamasın ama 'yaşı 50 üzerindeki hanım dostlarımın, yaşı geçkin beylerle evlilik haberlerini duyunca biraz kaygılanıyorum!' Çünkü damat adaylarının o yaşta, genellikle genç kızlara meraklı olduğunu biliyorum da ondan. Bu olayda da -her ne kadar Perihan çok hoş ve aşık olunacak biri de olsaiçime bir kurt düşmüştü.
Sonunda anlaşıldı durum; damat adayımız ayık gezmiyormuş meğer!
Şimdi tüm kadınlar teyakkuza geçecektir; "Sarhoş olmasa evlenmeyecekler mi yani bizlerle"diye. Valla değil. Durun daha iyi bir şey söylüyorum size; Yaşı 50 üzerindeki hanımlara, 30-35 yaşındaki gençler gerçekten aşık olabilirler diyorum! Çünkü bu delikanlıların bizim çağdaki adamlar gibi 'bazı kompleksleri yoktur, sevgileri bu yüzden sahicidir' diyorum.
Daha ne diyeyim?

NAZIM KARDEŞ, YUMURTA YAPIŞMADI!
Nazım diye buradan seslendiğim kişi, ünlü Beşiktaş/Ihlamur pazarının bir esnafı. Ev araç gereci satıyor. Yıllar sonra yolum düştü, cumartesi günü bir gezeyim dedim. İlk dikkatimi çeken, kadınların birbirlerine artık 'yol verme' alışkanlıklarını bırakmış olmaları. Bırakın birbirlerini benim gibi koskoca beden bile karşılarında direnemedi... Yani ellerinde torbalarla bodoslama dalıyorlar... Çarpışan otomobiller gibiler... İşte o hengame arasında kendimi, Nazım Usta'nın tezgahının önünde buldum. 5-10 liraya satılan bir sürü alet edevat. Baktım aralarından siyah, 2 kulplu emaye bir tava bana bakıyor. Yumurta kıracakmışım içine. Dedim ki 'usta ya, yumurta buna yapışır!' "Yapışırsa getir haftaya paranı iade edeceğim" dedi. Değil haftaya, ben artık 2 sene daha ayak basmam o havaliye. Ne zamanki 'erkeklere mahsus' bölümü açılır pazarın, belki o zaman... Bu yüzden Nazım'a buradan seslenebiliyorum; Haklıymışsın usta, yumurta yapışmadı! Aldığın 5 lira da helali hoş olsun sana.