Peki sebep? Ülkesini temsil etmek istemiş! Ödülü de işte o boylu boyunca uzandığı yatak.
Peki değer mi? Yani ülke sevgisi uğruna, 17 yaşında, ölümden beter bir durum olan yatağa bağlanmaya değer mi?
Ortadaki ilgisizliğe ve kaderine terk edilmişliğe bakarsanız, insanın 'değer' demeye dili varmıyor.
İşin daha kötüsü, bu olaya şahit olan ailelerin, bundan böyle evlatlarını jimnastik sporundan uzak tutmaları ihtimali. Yerden göğe haklı olmazlar mı sizce de?
* * *
KRAVAT YÜZÜNDEN BEYNİMİZE KAN GİTMİYOR!
Kemal Kılıçdaroğlu, 'Mecliste başörtüsü neden sizi rahatsız ediyor' diye sorulduğunda hep aynı cevabı veriyor; "Ben de kravatsız girmiyorum ama!"
Bu konunun öncesi sonrası Her-Gele meydanımızı kasar. Bu yüzden biz sadece şu kravat denen 'şeyin' ne olduğunu kurcalayalım.
İsteyen ucunu TBMM'ye kadar götürebilir. Son söyleyeceğimi baştan diyeyim; Bu meret her şeyden önce boynumuzu önden arkaya sıktığından, beynimize kan gitmesine mani oluyor. Gitmeyince de düşünce sistemlerimiz hasar görüyor ve saçmalıyoruz. Bakınız mesela akıllı fikirli adamlara, kravat taksalar bile mutlaka gevşektir.
Hatta gömlek yakaları 2 numara büyüktür ki beyni balalarına herhangi bir tazyik gelmesin.
Peki bu boyun bağı neden icat olmuştur? Uzun uzun anlatamayacağız ama dünyada hiçbir fonksiyonelitesi olmayan tek icattır diyebiliriz!
Bakınız icat edilen diğer araç gereçlere. Düğme-ilik, gözlükşapka, cep hepsi lüzumlu şeyler.
Hatta vatka bile! Malum vatka insanı geniş omuzlu yani daha fit gösterir. Omuzları geniş bir kadın, bunların altında şişmanlığını gizleyebilir.
Ama ya kravat neyin nesi?
Her konuda çağ atlamış en aydın insanlar bile bu aptal moda-alışkanlığını terk edemiyorlar.
Rahatları için her şeylerini değiştirdiler, o hariç. Sanki biri büyü yapmış gibi!
Toptan çözüm ise yine meclisimizden çıkacak. Böylece bu konuyu ele alıp dünya tarihine de geçebilirler; 'Ülke genelinde şu lüzumsuz kravat takma adetini yasaklıyoruz! Bunu da erkeklerimizin rahatı için yapıyoruz. Yoksa başka bir niyetimiz yoktur! Çıkarsınlar kanunu, desteklemeyen ne olsun.
MÜGE VE GÜLŞEN'E SABIR ÖDÜLÜ!
Kanaltürk'ün sevilen sunucuları Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel, başarıyla sürdürdükleri 2. Sayfa programında az önce müthiş bir ödülün sahibi oldular; Sabır ödülü! Bunu tamamen, bugünkü konukları radyocu Cem Arslan'a borçlular. Çünkü adam o kadar çok konuşuyor ve kızlar o kadar efendice dinliyorlar ki, benim gibi Televizyon Üst Kurulu da duruma kayıtsız kalamayıp, ödülü bir koşu getirip kızlara verdiler.
Cem Arslan anladığımız kadarıyla 17 yıldır radyoda program yapan bir arkadaş.
Ama aynı zamanda nasıl da bayat bir adam. Hala 'Aşkı Memnu'nun roman uyarlaması olduğundan, halkımızın bunu bilmediğinden' dem vuruyor. Son olarak sözü 'lisede okuduğu mefaiülünfaülatünler'e getirince, artık bizde takat bitiyor ve dayanamayıp televizyonu kapatıveriyoruz.
