ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 7 Şubat 2011

Sihirli formül!

Toplumumuzdaki seçkin insanlar, yaşadıkları o yüksek atmosfere kısaca 'cemiyet hayatı' derler. Sanki bizimki kabile hayatıymış gibi.
Ama yine de etkilenirsiniz bu 'ayrımcılıktan!' Ve uzaktan izlersiniz cemiyetimizin gerçek ve tek sahibi olan o mensuplarını ve dahi renkli simalarını... Tabii bu nadide insanların takibi de hayli zordur, biz faniler için. Müdavimi oldukları Cahide, Nahide, Reina'lara gitmeye ne cebiniz ne de sabrınız yeter.
Peki nereden alırsınız haberlerini? Dergilerden efendim! Kısaca, bu sektöre hizmet veren birkaç yayın organından. Onların 'fahri üyesi' olmanız için üç-beş kuruş verip dergiyi satın almanız yeterlidir.
İşte günün, 'cemiyet hayatının' o nadide haberi... 'Cemiyet hayatının güzel yüzlerinden' Azade Balkaner konuşmuş! Önce 'hayatın zorluklarına karşı ayakta kalabilmek için K diyeti açıklaması var. Peki neymiş K diyeti? 'Kibirden, kıskançlıktan, kompleksten, kötülükten ve bu kötülükleri taşıyan insanlardan uzak duracakmışız'. Emriniz olur!
Bir de "Los Angeles'teyken oyuncu olmam için dünya çapında iki büyük ajanstan teklif geldi, ben kabul etmedim ama belki ilerde hobi olarak oyunculuk yapabilirim!" diyor.
Sizde diyorsunuz ki "Bütün bunları okumak ne işine yarıyor?" Siz okuyun bir hele bakın halinize nasıl şükredeceksiniz.

* * *
MODA'YA DİKİZ!
Moda'da doğdum, Moda'da büyüdüm, gençlik yıllarımı Moda'da erkeklerin giremediği 'kadınlar plajını' dikizlemekle geçirdim ama vallahi aklıma Moda ile 'moda'yı bir arada anmak gelmedi. Belki de balığın suyu bilmemesi gibi bir durum. İstanbul'da moda haftası başladı ya, (hemen düzeltmeyin biz de biliyoruz orijinal adının İstanbul Fashion Week 2011 olduğunu) moda da çıldırdı modacılar da... Tasarımcılar cenneti İstanbul'da, bir coşku bir coşku bu günlerde. Bu arada tasarımcı Jale Hürdoğan da kaptırmış kendini coşkuya, "Başka hangi şehirde bir semtin adı moda olabilir ki?" diyor. Dünyayı karış karış gezmiş anlaşılan. Ama bir dalsın bakalım Fransa sokaklarına, Mode'la başlayan kaç tane semt var... Bu arada Fashion Week 2011'de mankenler giyinip soyuna dursun, Moda benim için hala, gençlikte kadınlar plajı açıklarında röntgene yattığım semtin adıdır.

* * *
MEŞAJ
Hangi şirketse bilmiyorum, cep telefonuma musallat oldu.
Her gün öğleden sonra saat dört civarında da, üç günlük hava durumu mesajı gönderiyorlar. 'Yarın bulutlu, puslu, öbür gün sisli' mealinde.
Dün iki kez üstü üste geldi. Meğer eksik yazmışlar; 'Hava yine bulutlu ama siz peşin ödeyin, biz üç taksite böleriz' diyorlar.
Ben ne isterseniz size peşin peşin öderim arkadaşlar. Yeter ki mesaj atmayın. Yoksa puslu bir havada karşılaşırsak benim 'meşaj' daha kötü olacak, haber vereyim.

* * *
BİR TEBESSÜMÜ YETTİ
Devlet Bahçeli'nin şu 'bağırgan' üslubu, yani ekranlarda ona buna kükremesi, yemin ederim evin kedisini bile yerinden zıplatıyor. Ama geçen gün Star ekranlarında Defne Joy için söylediği birkaç laftan sonra bana, "Acaba yanlış mı düşünüyorum" dedirtti. "Ekranların sevilen yüzüydü, milletimiz kendisini sempatik tavırları yüzünden sevmişti, Defne Joy'a Allah'tan rahmet diliyorum" diyerek bir başka yüzünü, sıcak ve insani tavrını gösterdi Bahçeli ilk kez. "Neden" dedim kendi kendime, "Milliyetçiliği, ülkücülüğü savunan bir lider illa asık suratlı mı olmalı yani?
Bir minik gülümsemeyi neden esirger insanından?"
Küçücük bir cümle, bir rahmet dileme bile imajı nasıl değiştiriyor görüyorsunuz.
Devlet Bey'de bu cevherin olduğuna inanmak istiyorum. Belki biraz koyuverse kendini, nelerin değiştiğini kendisi de fark edecek

* * *
BİR KANAL ÜÇ SONUÇ
El Cezire Arap dünyasının ünlü kanalı bizde de yayına girmek için elinden geleni yapıyor. Cine 5'i almak için 40 milyon dolar vermişler ihalede. Cezire Havuçla yapılan tatlı.
Cezerye'den, yakın dönemde Antep veya Hatay ağızlarından Türkçe'ye cezire olarak geçmiş. El Bedenin en önemli ikinci yardımcı organı.

* * *
ENGELLİLER İÇİN LEYLAK RENGi
"İlk kez kızımın bileğinde gördüm" diyor Tomurcuk Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, kadim arkadaşım Yaşar Morpınar. Ne gördüğüne geleceğiz ama önce kızı Pınar'ın, oğlumun bebeklik aşkı olduğunu iftiharla belirtmeliyim. 'Eski gelinimin' bileğinde görülen sarı bilekliğin öyküsü ise malum. Efsane bisikletçi Lence Armstrong'un kanserle mücadelesini simgeliyor yıllardır. Yaşar daha sonra Obama'nın, Clinton'ların bileklerinde de siyah renkli olanlarını görmüş. Ölen Amerikan askerlerinin anısına yaptırılıp, üzerlerine künyeleri yazdırılmış meğer.
Yaşar, iş hayatındaki başarılarını bir tekmede yere serip, 'yaşamının en onurlu görevine', engelli gençlerin geleceğine adamıştır kendini. Bu yüzden ebeveynlerince kurulan Tomurcuk Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı'na layık görülmüştür.
Dostum şimdi aynı bileziklerden yaptırmış.
Onlarınki leylak rengi! Ve üstünde Alper yazıyor. Bir de not var, Alper'in özelliklerini anlatan. "Alper Ergün..
22.05.1990.. Doğumda engele takıldı.. Espritüel.. www.tomurcukvakfi.org"
"Şimdi"
diyor Yaşar "Sırada diğer gençlerimiz var." "Buğra var, Gözde var süper yetenek, Duysal yüzme şampiyonu, Özhan koyu FB'li, Işık ressamlar kraliçesi, Zeynep ise Tomurcuk assolisti.. Ve her bir gencimiz inanılmaz yetenekli."
Sonra da ilave ediyor; "Bu gençlerimizi yetenekleriyle anımsamayı öğrenelim." Leylak rengi bu bilekliklerin tüm engellileri sembolize etmesi de tek umudu.
Onları yalnız bırakmamak da bizim görevimiz olmalı. Adres yukarda.

* * *
KISSADAN.
Bir gün Mecnun, çölde Leyla'yı düşünerek dolanırken namaz kılan bir faninin önünden geçer, Namazı bitirdikten sonra fani der ki; - Ey Mecnun, beni görmüyor musun da namaz kılarken önümden geçiyorsun?
- Ey fani, ben Leyla'yı düşünürken seni görmedim, sen koskoca Mevla'yı düşünürken beni nasıl gördün acaba?