Deniz Baykal'ın henüz başkan olduğu günlerdi. "Akıllı bina" diye adlandırılan CHP Genel Merkez Binası yeni açılmış, gazetelerde şifreli koridorları, elektronik kartları, otomatik kapıları ballandıra ballandıra anlatılıyordu. Başlıklar da hep aynıydı; "CHP'nin akıllı binası!" O günlerde halk arasında yayılan fıkra ise muhteşemdi; Temel arkadaşıyla CHP'nin yeni merkezinin önünden geçerken, arkadaşı "Bak" der, "Bu CHP'nin yeni akıllı binası!" Temel binaya bakar, "Abi bunun neresi akıllı? Öyle olsa Baykal'ı içeri almaz!" Gördüğünüz gibi bunca zaman sonra fıkra gerçek oldu. Merakımız, bu çok akıllı binanın, Kılıçdaroğlu'na neler yapacağı? Şimdilik kilit ayarları 'hiç çıkılmayacak şekilde' şifrelenmiş görünüyor. Ama belli mi olur, bunlar elektronik de olsa kul yapısı neticede... * * *
"Doğanın insanlara en hakça dağıttığı nimet, akıldır.
Çünkü kendi payına düşen akıldan hiç şikayet eden yoktur" Montaigne
* * *
NE MAÇMIŞ AMA!
Fenerbahçe'nin Bursaspor'a şampiyonluğu kaptırması çok konuşuldu, kulübe gönül verenlerin hayal kırıklığı da... Ama ATV haber genel yayın yönetmeni Erdoğan Aktaş, twitter'daki sayfasında bir Fener taraftarının öyle bir fotoğrafını yayınlamış ki, söz etmemek imkansız. Bir taraftar, maçın 65. dakikasında namaza durmuş. Aktaş, "Dakika 65...Şampiyonluk giderken Fener taraftarı Allah'a sığındı" diye de not düşmüş. Bu bir şey mi sevgili Aktaş? 2000 yılında Fenerbahçe, Macaristan'ın MTK takımına yenilip UEFA'dan elenince yaşananları hatırlayın! Gazete manşetleri, "Kadıköy'de facia" "Kadıköy'de deprem" diye çıkarken, aynı gazetenin üç köşe yazarının başlıkları ise şöyleydi; 'Utanmazlar', 'Rezil ettiniz', 'Büyük ayıp!' Bütün yazılar, yazarlar ağız birliği etmişçesine aynı sakızı çiğniyordu; 'Fenerbahçe, nasıl bir mahalle takımına yenilir?'. Yenilir kardeşim. Size ne? Yenilmeyen takım mı var? Ama asıl gırgır medyada değil, maçtan sonra yaşananlardaydı. Fenerbahçe Kebapçısı, döner bıçağı ile resim çektirmiş, "Bizi kahrettiler, aldıkları paralar zehir zıkkım olsun!" Fenerbahçe Kasabı ise, "Kaçar mı o goller abi. Mahalle takımına elendik!" Acılarını bağırlarına basan Kadıköy sakinleri arasında, 'Türkiye Ressamlar Derneği' üyeleri de vardı doğal olarak. Derneğin başkanı Sevim Gürsoy, "Artık yeter, evimizde huzurumuz kalmadı. Ne yediğimiz yemeğin, ne içtiğimiz suyun tadını alamıyoruz" diye bir açıklama yaparak 'sanat' ve 'spor' arasındaki o ulvi bağın temsilciliğini üstleniyordu. Ama asıl bomba, Fenerbahçe Cami İmamı Fatih Akman'dan gelmişti. Akman "Çok üzgünüz, akşam maçtan sonra kazaya bıraktığım yatsıyı nasıl kıldığımı bilmiyorum. Ne söyleyeyim Allah hepsini ıslah etsin" diyerek bu 'faciaya' bir de dini açıklama getiriyordu. Ben de Fenerbahçeli İmam Fatih Akman'a katılıyorum, Allah gerçekten hepimizi ıslah etsin abi. Özellikle de beni. Çünkü ben Galatasaraylıyım. Tedavim mümkün değil...
* * *
"Futbolda önemli olan kazanmak ya da katılmak değil; sürekli kaybeden şişman çocukla dalga geçmektir" Matthew Hansen
* * *
VALLAHİ DOĞRU, DENEYİN...
Karıncalar hıyardan nefret eder. Çıkış yerlerine koyarsanız gelmez.
Pırıl pırıl buz için, suyu kaynatıp dondurun
Sakız lekesini elbiseyi 1 saat buzluğa atarak temizleyin
Beyazlık için çamaşırı 10 dakika limon dilimi konmuş sıcak suya sokun
Mürekkep lekesinin üzerine diş macunu koyup kurumaya bırakın
Yumurtayı tuzlu suda haşlarsanız, çabuk pişer ve çatlamaz.
Soğan soyarken sakız çiğneyin, gözünüz yaşarmaz.
* * *
Not: Arda Teyzeniz, tavsiyeleri denenememiştir ama gerçektir.
