SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 31 Aralık 2011

Fırdöndülü hayatlar

Küçümen günlerimiz aaah!.. Göç günleri öncesi tepemizde kümelenip, değirmi nizamıyla uçuş rotası çizerlerken görüp; "Leylek baba leylek baba/ selam söyle benden yar'a" dediğimiz günler ahhh!..
Buzdolapsız zamanlarımıza gereken buz parçalarını, talaş içinde saklayan dükkâncıya kaç kuruş veriyorsan o kadarlık testere kesimi yapılan, soğanla kaynatılıp kırmızımlaştırılmış yumurtaları tokuşturan, sakızdan çıkan ünlü futbolcu resimlerini "alttan 2 biri ters" şeklinde jargon kullanarak seçip, kazanıp kaybedip, değiştiğimiz zamanlar yani.

Kutu kutu evler
Çember topaç çevirmenin, "yağlan ekmek" katığıyla sokak düşlerine ara vermekten kurtuluşun, arkadaş bisikletlerinden 2 tur olsun koparabilme sevincinin, memesi dışarıda meşin topu olana kral muamelesi yapışlarımızın uzak zamanları heeeey!
Hele de yılbaşlarında maaile toplanılmış kutu gibi evlerin sobadan daha sıcak, keyfengiz anları anlıları.
Fırdöndüyü bilen kaç kişi kalmıştır kim bilir?
Kavı beş kuruştan oynanırdı.
Bir parmak boğumunu geçmeyen, sarı, altıgen sihirli metal parçasıydı fırdöndü. Sırası gelen alır, baş ve işaret parmağı arasında tutar döndürür sırasını savardı. Üst kulağından ustaca çevirmişsen topaç gibi dönerdi ama elbet sonunda yıkılırdı. Yattığı yerde üst kısma gelen hanede ne yazıyorsa onu yapar çeviricisi. Kimileyin 'bir koy' kimileyin 'beşer koyunuz' bazenleri de 'hepsini al' gelir kahkaha attırırdı döndürene.

Dilim dilim

Muz en gözde meyveydi, zengin sofralarının tacıydı ama yılbaşlarında portakal, mandalina, elmaların üzerinde tek bir tane alınır, süs olur, kurulurdu. Kibarlıktan kimseler el süremezdi o muza. Aklımız gözümüz onu ne zaman nasıl kim yiyecek mevzuuna takılı saatler geçirirdi biz çocuklar. Sonunda ailenin en yaşlısı alır soyar cips gibi dilimler herkese bir parça düşecek gibi üleştirirdi. Şimdi bu kadar geçmişe gitmişken daha da deşelesem oturup harıl zırıl ağlarım yahu! Bugünlük kısa keseyim, keseden gideyim, son sözü söyleyeyim:
"Özledim sizi fırdöndülü hayatlar..."