SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 25 Aralık 2011

Aralık aralık geçerken

Neleri araladı şu Aralık ayı neleri ooooy...
Buncadır paslı asma kilitler himayesinde, sürgüler, kepenkler kucağında saklıydı yürek mesela. Yel esimi gibi sızıp içeri hırsızlanan sevdaya kâr etmedi onca "seküriti' bak. Çalan alarm zilleri değil, aşkın kampanalarıdır belli. Soğuktan donmuyorsam, ellerimde üşüme yok.
Sebep?
Basit cevabı. "Sevdim loo" diyem, gerisini anlayın.
Böyle aralıktan sokulmuş duygular sarmalıyor kolayca. İnsan boş bulunuyor. Karanlıkta bir köşeden yürürken, diğer köşe tutulmuş da, ordan biri çıkıp, aniden 'höö' yapmış gibi ürküyorsun. Yüreğin tranpet tramolası, içinde bir hafif deprem. Öyledir...
Ne idüğünü belirleyemezsin telaşlarının. Faka bastırır, baskın verir, sen cürmü meşut hissedersin.
Matrak kısmısı da var lakin. Ayakkabılara sığmaz ayacıkların. Umutlarla birlikte parmaklar da boy mu atar ne? Şapkana dar gelir başın, bıyıkların yüzüne fazla.
Aynada gözlerini tararsın, saçın kıskanır.
Burnuna kokular çarpar leylak mı, menekşe mi artık?
Kollarında derman fazlası, bileklerin ne çevik.
Dillerin ah ne yaman, sözün yakuttanlaşır.
Aşık olmak...
Bir aralık hem de Aralık'ta bir aralık yitirdikçe bulursun aslını. Aslında kum altında gizliydin unutma.
Denizler çırpınır köpüklenir düşünde. Kendi tufanından korkan Nuh'a dönersin. Yarılır gökyüzü azıcık bakmasan. Yâr darılır azıcık sarmasan.
Günahlar kılık değiştirir bir çırpıda. Esner sert huyların, börek olur fıtratın. Kızamazsın gürültülerine kamyonların. İnsan kalabalıkları hörelenmez üstüne, içinden geçer gider omuz atanlar bile. Yolcusu olmadığın trenler bile seni taşır a-aaa, nasıl iş?..
Yastıklara ilişir göz damlası kabuslar.
Karabasanlar cellat, alır kaçar canını.
Uyanırsın o da ne?
Yaşıyorsun hem de çok.
Kederi kim kaldırdı, ne rafta var ne cepte?
Ruhunda bir bilmece, çözümsüz her bir hece.
Kapıcıya 'Merhaba' de, şiir dökülür ağzından.
Yani sen öyle sanırsın tabii. Bir de yola düştüğünü düşün, ne şairlik edersin üüüf!..
Bu Aralık yaptı işte yapacağını, kapı aralığında. Değirmen saçlı yavukluya un ufak ezdirdi inatlarını.
Hani sondu? Bırakmıştın 'bu işleri'?
Ha ha haaa!..
Ne dedim demincek: "Buncadır paslı asma kilitler himayesinde, sürgüler, kepenkler kucağında saklıydı yürek mesela. Yel esimi gibi sızıp içeri hırsızlanan
sevdaya kâr etmedi onca "seküriti' bak."