SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 13 Mayıs 2011

Erovizyon moralsizliğini Troya düzeltti

Mustafa Erdoğan yönetimindeki Anadolu Ateşi, Köln Musical Dome'da yaptıkları muhteşem "Truva" gösterisiyle sadece gurbetçileri değil Almanlar'ı da ayakta alkışlattı.
Ben de bu harika temaşayı çıplak gözle gördüm çünkü Köln'de en ön sırada seyirciler arasındaydım. Eski bir Milli folklorcu olarak hem içim kıpır kıpır seyrettim hem de bizzat gördüm ki bu ilk gösteride 75 genç dansçıyla sergilenen performansın başarısı Eurovison'un bozduğu moralleri tavan yaptırdı.
Bu güne kadar dünyanın çeşitli yerlerinde sergilenen Troya için Mustafa Erdoğan'la mini söyleşi yaptım. Usta yönetmen gururlanarak şunları söylüyordu. "Size önce rakamlardan söz edeyim: Bu gösterilerde 150 adet ışık robot kullanıyor, her gösteride 150.000 watt enerji harcıyoruz. 2000 adet kostüm tasarlandı ve dikildi, 12.000 m. ve 450 çeşit kumaş kullanıldı, 1200 m. dansçıların kullandıkları bandaj, 3150 saçlarına kullandıkları toka sayısı var. 32 büyük askılık, 7500 toplam prova saati, 5400 adet kostümlerde kullanılan boncuk var. Kostümlerin ağırlığı 2.5 ton. Müziklerin yapım aşaması 5400 saat. 850 adet başlık, 300 adet ayakkabı özel olarak tasarlandı. 10 ayrı kostüm atölyesinde dikildi, 200 adet dans ayakkabısı, 500 küpe ve 500 kolye, 500 bilezik aksesuar, 3000 adet fese kullanılan sarı lira, 2000 adet özel yapım çiçek kullanıldı. 3500 parça makyaj malzemesi kullanıyoruz.
2500 m. keçe kumaşı Özbekistan'da özel olarak dokuttuk.
2000 m. şifonu da elde özel boyadık.
Erdoğan'dan Truva'yı da anlatmasını istedim. Bakın nasıl açıkladı eseri:

Bir çığlık gibi...
"Troya yıkıntılarından yükselen çığlık ve 3000 yıllık mistik bir düşün yeniden hayat buluşu...
Anayurdundan bütün insanlığa.
Troya'da zaman, Troya'da mekan, Troya'da aşk ve sınırsallık... Yitik bir mitin gölgesinde sürdürülen hummalı bir çalışma, görmezden gelinen tarihe karşı bir tarih ve müzikal bir başkaldırı. Batı uygarlığı kültürel mirasını, hiçbir şeye borçlu olmadığı kadar Troya efsanesine borçludur. M.Ö. 1180 yılında gerçekleştiği varsayılan bu öykü yine Anadolulu bir ozan tarafından insanlığın belleğine kazınmıştır. İzmir doğumlu ozan Homeros tarafından ölümsüz yapıtları İlyada ve Odysseia ile yazılı hale getirilen bu öykü bütün dünya edebiyatının da en tanınan yapıtları arasına girmiştir. Öyle ki bütün kutsal kitaplar kadar önemli ve etkin bir yere sahiptir ve tarih boyunca bütün ulusların tarih yazıcılarının en çok merak ettiği gizemli bir serüvene dönüşmüştür.

Gösteriler uzun sürecek

Bugüne kadar Türkiye'de ve Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan gösterilerde toplam 15 milyon kişi oyunu izledi. 11-29 Mayıs tarihleri arası da burada, Köln Musical Dome'da "Truva" sergilenecek.
TIR'larla getirilen dekor ve kostüme seyirci hayran kaldı. Hele Truva Atı'nın heybeti tüm Almanlar'ı şaşırttı. Gösterinin müzikleri Hititçe ve Luvice sözcüklerden yararlanarak Yücel Arzen tarafından yapıldı. Türkler Alman dostlarıyla gelip gururlanarak izliyorlar.
Biliyorsunuz Troya'yı yeniden tarih sahnesine çıkaran ve efsaneyi gerçek bir tarih haline getiren Alman arkeolog Heinrich Schliemann'dır. Schliemann bize şunu öğretti: Harabelerden yükselen sesler bize ait geçmişin sesleridir. Geçmişin seslerini duymayanlar, geleceğin sesini duyamazlar. Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, Troya efsanesine hayat veriyor. Sanat tarihinin bu ölümsüz eserine anayurdundan üç bin yıl sonra merhaba diyoruz. Hitit Kralı Tuthalia'dan, Akhileus'a, Büyük İskender'den Roma İmparatoru Sezar'a, Pers Kralı Kserkses'den Bizans Kralı Konstantinus'a, Fatih Sultan Mehmet'ten Mustafa Kemal Atatürk'e kadar çağlar aşan dünya liderlerinin düşlerini süsleyen ışıklı bir şehirdir.