SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 7 Mayıs 2011

Antep katliamı

'Antep Antep olalı böyle zulüm mü gördü Savaş Bey? İnsan insana bunu yapar mı yaa? Ay parçası gibi güzel 3 tane kız çocuğu bunlar. Evlerinde, yataklarında mışıl mışıl uyuyor. Girip de bunların kafasına boynuna silah sıkar mı hiç? O sabileri analarının gözü önünde delik deşik eder mi? Son mermileriylen de o anneyi vurur mu? Hangi kanun, hangi kitap, hangi din, hangi insanlık, erkekliktir bu yaa?..'

O yaşlı adam

Ağlamaktan gözlerine kan oturmuş bir yaşlı adam, konuşur gibi değil, boğulur gibi ediyor bu lafları. Sonra boynuma sarılıp hıçkıra hıçkıra, katıla katıla ağlıyor.
Öldürülen çocukların dedeleri Ahmet Aksoy'muş o yaşlı adam.
34 yaşındaki gelini Gül Aksoy ve 3 torununun, 14 yaşındaki Melisa ile 8 yaşındaki Melike ve Kader'in kanlı cesetlerini daha 8-
10 saat öncesinde görmüş.
Kahrolmuş, perişan olmuş, bitmiş o lahza. Hala da şoku atlatamamış.

Ben oradaydım
Gaziantep'teyim...
Şehrin mütevazı Konak Mahallesi 40. sokak 26 numaralı evdeyim.
Burası daha 1 gece öncesine kadar, kendi halinde insanların ailece yaşadığı sıradan bir evmiş.
Sabaha karşı karanlığa kükreyen silah sesleri duyulmuş önce.
Ardından feryatlar, çığlıklar ve ölümün ürkünç sessizliği.
4 cana mal olan cinayetin perde arkasına dair çarpıcı, sarsıcı iddiaları duydum, derledim.
Kimini en yetkili resmi ağızlardan, kimini konu komşu, hısım akrabadan öğrendiğim bu iddiaları az sonra nakledeceğim size. Ama olayı kısadan bir anımsatayım size.

Bu nasıl arkadaşlık

Hani acıyı harmanlamak adına değil de katliama yol açan o korkunç iddialar ete kemiğe bürünsün için.
Olayda tetiği çekerek 3 kız bir anayı öldürdüğü belirtilen katil zanlısı Cuma aslında ailenin 'yakın ahbabı'. Çünkü ölen çocukların babasıyla 20 yıllık arkadaşlığı var.
Zanlı dilediği zaman katlettiği ailenin evine girip çıkıyor, oturup yiyip içip bazen sofaya serilen bir döşekte yatıya kalıyor.
Önceki gece bir meyhane âleminde çok içip çok sarhoş oluyor 2 adam da. O an için sebebi bilinmeyen bir tartışma ve baba Adem Aksoy'un arkadaşı Cuma'ya vurduğu sert bir yumruk.
Sonra yere düşen Cuma'nın üzerine atlayıp dövmeye devam etmesi, araya girenler, ayıranlar.

Babanın ifadesi

Sonrasını baba Adem Aksoy şöyle anlatıyor polislere: "Cuma Ayhan bu dayağı yiyince mekanı terk edip gitti. Polise ihbar yapılmış. Ekipler geldi beni alıp karakola götürdü. Orada sorgu sual devam ediyordu. Cuma çok sarhoştu o haliyle gidip büyük oğlunu ve ortak arkadaşımız Cesur'u uyandırmış. Bunun belinde bir silah, Cesur'da da bir pompalı tüfek benim evime gelmişler baskına. Kapıyı bizim rahmetli hanım açmış. Ben karakoldayım ya, beni bulamayınca küfretmeye evi dağıtmaya başlamışlar. Büyük kızım biraz hareketli bir çocuktu, çok cesurdu. Her halde uyanıp bunun üstüne yürüdü falan, bu da ardı ardına evlatlarımı katletti.
Eşimi vuracak tek kurşunu kalmış. Onu da sıkıp kaçmışlar.
Ağır yaralı haliyle eşim kız kardeşini telefonla arayıp 'Adem hepimizi vurdu yetişin' demiş ve son nefesini telefon başında vermiş. Karakoldan döndüğümde onları kan içinde cansız yatarken gördüm dünyam yıkıldı."

Polis yakalamış

Olayın bir başka çarpıcı tarafı da, halen firarda olan katil zanlısının olaydan hemen sonra polis tarafından silahıyla birlikte yakalanıp savcı emriyle serbest bırakılması gerçeği.
Çünkü silah seslerini duyan komşular 155'i, arayarak "Mahallemizde silahlar patlıyor. Serseriler sağa sola ateş açıyorlar" ihbarı yapmış. Hemen mahalleye gelen devriye polisler çevrede rastladıkları herkesi çevirip arama yaparken katil zanlısına da rastlayıp üst araması yapmışlar. Belinde silah olduğunu görünce de alıp karakola götürmüşler. "Havaya ateş açan sen miydin?" sorusuna "hayır ben ateş etmedim" yanıtını verince de nöbetçi savcının talimatıyla tabancasına el konulup tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış.

Çarpık ilişki iddiaları
Bir sarhoş kavgasının bu kadar korkunç bir katliama dönüşmesine anlam veremeyen dedektifler olayın perde arkasını araştırmaya başlamış. Aileyi yakından tanıyan akrabalar ve komşuların anlattıkları bir araya gelince meselenin derininde bazı "çarpık ilişkiler' olduğu iddiası öne çıkmış.

Temizliğe gidiyorum

Bu iddialara göre; "Öldürülen 34 yaşındaki annenin uzun süredir katil zanlısıyla yasak aşk ilişkisi vardı. Kadının kocası işsiz, aylak, içkici kumarcı bir sabıkalıydı. Zanlı Cuma Ayhan ise arkadaş, ahbap maskesiyle ailenin içine sızmış, çoğu zaman maddi yardımlarda bulunan, kadına ve çocuklara hediyeler alan biriydi.
Babaları Adem bir ara dolandırıcılıktan hapse girdi. Cuma Ayhan o süre içinde neredeyse her gün her gece anneyle çocukların evine gelip kalıyordu. Koca hapisten çıkınca da kadın evlere temizliğe gidiyorum diye çıkıp muhtemelen Cuma'yla buluşmaya gidiyordu. Adem bunu hissetmişti ama bir yandan para geliyor bir yandan da çok borçlu olduğu için ses etmiyordu.
Duyduğumuza göre 2 gizli aşık plan yapmışlar. Adem'i tekrar cezaevine yollamak için kadın bir ihbar mektubu yazmış emniyete.
Kocasının evde sahte evrak düzenlediğini, karşı çıktıkları için kendisi ve çocukları dövdüğünü söyleyen bir şikâyet dilekçesi. Polis de kadını çağırıp, 'sizi koruma altına, kadın sığınma evine yerleştirelim' demiş. Kadın kabul etmeyince Adem'i çağırıp sözlü uyarı yapmışlar. Adem eve gelip karısına bu şikayetin hesabını sorunca kadın 'Cuma öyle yapmamı istedi. O bana sahip çıkıyor. Senin yapamadıklarını yapıyor' deyip ağır konuşmuş...

Sebep bu mu?
İçki masasında alkolün etkisiyle işte bunun hesabını sorup yumruklamış Adem Cuma'yı.
Meyhanedeki kavga esnasında 'Sen koynumdaki yılansın' diye bağırmasının sebebi de buymuş. Bir başka sarsıcı iddia ise katil zanlısının evin büyük kızını da taciz etmesiyle ilgili. 17 yaşındaki büyük kıza da tatsız hareketler yapınca genç kız her defasında hakaretler ederek uzaklaştırmış yanından. Sonrasında genç kızı apar topar teyze oğlu komanda uzman çavuşa nikâhlamışlar. Eşi Tunceli'de görev yaptığı için bunu fırsat bilen Cuma yine telefon tacizine devam etmiş. Kız "seni kocama söyleyeceğim" diye korkutmuş Cuma'yı. Katil olay sonrası kızı arayıp "Seni kocan da kurtaramayacak. Zaten ananı ve kardeşlerini de ne baban ne kocan kurtarabildi.
Git de gör bak. Ananı ve
kardeşlerin ne hale getirdim" demiş.