- Alo kimsiniz, kime nereye yetişeceğim?
- Seren Serengil'in imdadına yetiş abi...
- !!!!!!!
- Kurtarırsan sen kurtarırsın...
- Hayırdır ne oldu, Seren'in başı dertte mi, ne yapabilirim?
- Biz magazin muhabirleriyiz.
Genç olduğumuz için bizi tanımayabilirsin ama biz seni iyi tanıyoruz. Bu işi çözsen çözsen sen çözersin abi...
Laf ola beri gele
- Yahu çocuklar ne olduğunu tam anlatın da bakayım elimden ne gelir - Seren Serengil'i biliyorsun ya abi...
- Elimizde büyüdü, sevdiğimiz bir evladımızdır Seren...
- Abi kızın sıkıntıları var.
Eski eşi Musa "hamileliği yalandı" diyor.
- !!!!!!!!!!!!
- Karnına yastık bağlayıp gebe kadın taklidi yapmış güya...
- Allah Allaaaah! Niye ki?
- Reklam olsun diye.
Herkesi aldatmış diye iddiası var Musa'nın.
- Ben ne yapabilirim?
- Sen gerçeği söyleyebilirsin abi - Hangi gerçeği?
- Seren'in hamileliğinin gerçek olduğunu...
- !!!!
- Karnına kulağını koyup dinlemişsin hem de...
- Hatırlıyorum öyle bir fotoğrafımız da vardı...
- Ses geliyor muydu abi?
- Ne sesi...
- Tekme filan...
- Ne tekmesi?
- Bebek yani abi. Tekme atıyor muydu?
- Çocuklar benle eğleşiyor musunuz? Nereden hatırlayayım 5 sene önceki olayı.
- Abi o zaman şeyi söyle...
- Neyi?
- Kız hamile miydi değil miydi?
- Evladım ben oraya jinekolog olarak değil haberci olarak gittim. Hadi kapatıyorum elli türlü işim var kusura kalmayın.
SENEM HAKKI'NIN DÜNYA'SI
Hazır Seren'in bebeği muhabbetine girmişken arz edeyim. Eski mankenoyuncu Senem Hakkı'ya rastladım önceki gün.
Bodrum Marina yolunda, bebek arabası itip, dünyalar şirini oğlunu dolaştırıyordu.
Hem onu hem de ağabeyi Burak Hakkı'yı pek severim. Saygılı, terbiyeli, cefakâr ve çalışkan çocuklardır ikisi de. Sordum...
- Neler yapıyorsun anne güzeli?
- Tamamen Bodrum'a yerleşmeye karar verdik abi.
Ailece buraya göçtük...
- Valla iyi ettiniz.
Büyük kentin gürültü patırtısından uzak ohh!..
- Yeni bir hayat kuracağız kısmetse...
Tasarım tasarlıyor
- Nereye taşındınız?
- Şimdilik idareten kalıyoruz.
İstediğimiz gibi bir ev bulunca geçeceğiz.
- Bu ne tatlı bir çocuk maşallah. Adı ne?
- Öyledir. Benim Dünya'm o...
- Oooo adı Dünya demek.
Ne güzel.
- Sağol abi...
- Ne iş tutacaksın, boş oturmayı sevmezsin sen?
- Moda tasarımcılığına devam edeceğim. Belki bir mağaza da burada açarım.
- Mutlu huzurlu görünüyorsun sevindim senin adına.
- Çok şükür Savaş Abi.
Umarım işlerimiz yolunda gider.
Sonra vedalaşıp ayrıldık.
Özleyeni, "nerelerde bu kız?" diyen hayranları vardır diye müjdeleyeyim dedim. İyi ettim di mi?
