SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 4 Temmuz 2010

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir

Kırgınsan... Bağrı yanık, umudu tıkanık, sevdası bitik, günü söngün, içi ölgün, izi yangın, derdi salgın, kederi bol, hederi yol, ıstırabı, acısı, hüznü, kederi kocaman hallerdeyse türkü dinle kardeşim. Bul buluştur bir yerlerden ve dinle.
Mesela Ali Ekber Çiçek, "Gurbet elde bir hal geldi başıma.
Ağlama gözlerim Mevla kerimdir"
desin. Ya da diye çağlasın kulağına Kurbani Kılıç, "Neden eller geldi zöhrem gelmedi?"
Meraklanma
Güler Duman
'ı da tavsiye ederim sana, sazıyla, mızrabıyla, sesiyle nefesiyle yarsın yüreğini, içine içine sızsın, arıtsın. Kazancı Bedih mi desem Celal Güzelses mi, Turan Engin ya da Erkan Ocaklı mı artık hangisi denk geldiyse koşar yardımına meraklanma.
Dinledikçe ılık rüzgârlar savurur karanlılkarını, atar, yerine ak aydınlık günleri taşır. Kucağına kadar getirip bırakır, mutlandırır seni. Dişlerin, ellerin, gözlerin ve her yerin, her yerin uçuşan kelebekler gibi olur, mucizeleri böyle yaratır türküler. İçinde saf, duru, berrak ve katıksız biz olan türküler aaaah!.. Aaah! Bir dinlesen, içine bir çeksen nefes gibi ezgileri, sözleri. Bak bakalım gamdan kasvetten eser mi kalır? Bak bakalım böğrüne yuvalanmış yılan umarsızlıklar, ölüp can vermez mi birer ikişer?

* * *
TÜRKÜ MEKANLARINA DAİR
Hepsi de tıkır tıkır çalışmakta olan bir dolu konservatuarımız var. Akıl edenden, kurandan, geliştirenden kullar razı, Allah razı olsun. Ne güzel bak; en kalifiye hocalar geliyor, rahle-i tedris veriyor gençlere. Ulusal müziğimiz ehil ellerde gelişiyor, nitelikli sanatçı adayları yetişiyor buralardan. Girmesi de, okuması da, mezun olması da zor okullar bunlar. Sanatta ve aşkta torpil olamayacağı için kollama, koruma, kayırma meseleleri yok denecek kadar az.
Ne yer, ne içerler

Buraya kadar her şey pek mükemmel. Ama şimdi madalyonun öbür yüzünü döndürelim. Bu okullardan mezun olan gençlerimiz ne yapar, neler yapar bileniniz var mı? Yani halk müziği, sanat müziği, klasik müzik, enstürmantalistlik ve daha nice dalda uzman elinden yarı uzman mezun olan bu kardeşler ne yer, ne içer, nerede işler dersiniz.
Canlı müziğe can koyanlar

Hemen söyleyeyim ki "kötü" yerlerde. Gidin İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ve daha pek çok kentte barlara bakın. Türkü barlarına, caz barlara, hafif müzik, pop müzik çalınan barlara hatta içim yanarak söylüyorum pavyonlara, kirli mekanlara bakın. Çoğunda zorunlu olarak oralarda canlı müzik yapan, şarkı söyleyen konservatuar mezunu ya da öğrencilerini göreceksiniz. "Kötü yerlere" vurgu yapışım; "vay ne rezil yerler" anlamında kötü değil. O çocuklara verilen, vaat edilen iklimlere ters olması, öğrendikleri onca bilimsel bilginin, edindikleri akademik formasyonun tamamen zıttı işlerle iştigal halindeler diye söylüyorum.