Nadiren yaşanır, fakat olduğu zaman tarafları gerim gerim geren, sıkıntıya sokan, bir tarafın "Ne zaman ayrılacak bu yaa" diye, diğer tarafın "Ne zaman sevicek bunu ya" şeklinde düşünmesine sebep olan durum...
Bahsi geçen en yakın arkadaş için endişelenmek anlamına da gelebilir...
O en yakınınızı uygun bulmazsınız belki haddiniz olmayarak, sevemezsiniz, içinize sinmeyen bir şeyler görürsünüz...
Uyarmak işinize gelmez. Zira size düşmez! Sevmediğinizi belli ederek anlatmaya çalışırsınız, anlar belki, anlaşılır diye! En yakın arkadaşınızdır ya zaten, anlamalıdır ya gerekeni!
Fakat arkadaşınızın aşktan dolayı gözü kararmışsa ve bariz olan bir şeyleri göremiyorsa bunu siz biliyor ama bir şey yapamıyorsanız doğal bir durumdur. İçten içe nefret edersiniz ondan n'olur görsün şunun ne olduğunu diye dua edersiniz ama istediğiniz gibi olmaz sonunda arkadaşınız
tekmeyi yer ve sizin omuzunuzda ağlar.
ALPARSLAN
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla, "300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor" der.
Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der:
"Biz de onlara yaklaşıyoruz."
YARAMAZ
Büyük bir yolcu uçağında altı yaşlarında yaramaz bir çocuk vardı. Durmadan bir oraya bir buraya koşuyor, gürültü patırtı ediyordu. Nihayet yaşlı yolculardan biri dayanamadı ve başını kaldırıp, "Küçük, neden çıkıp dışarıda oynamıyorsun?" diye sordu.
KAPLUMBAĞA
Ücra bir koyun ilkokuluna müfettiş geleceği haberi alınır.
Bunu duyan tek sınıflı ilkokulun tek öğretmeni panikler. Çünkü çocuklar 2. sınıfta olmalarına rağmen çok zor okumaktadırlar. Öğretmen müfettişin geleceği gün sınıfta ufak bir konuşma yapar: "Bakın çocuklar bugün okulumuza müfettiş gelecek.
Muhtemelen de tahtaya bir şeyler yazıp okumanızı isteyecek. Müfettiş tahtaya bir şey yazmaya başlarsa hemen bana bakın ben size ne yazdığını anlatırım, siz de okumuş gibi yapıp söylersiniz."
Çocukların aklına yatmış bu tabii. Müfettiş gelmiş, kısa hoşbeşten sonra öğretmen çocuklardan birine "Kalk bakalım. Şu tahtaya yazdığımı oku" demiş. Başlamış kocaman harflerle "kaplumbağa" yazmaya. Bunu gören öğretmen müfettişe çaktırmadan çocuğa bir güzel anlatmış ne olduğunu tahtadakinin.
Müfettiş: "Oku bakalım oğlum ne yazıyor?"
Öğrenci: "Tos-ba-ğa"
Alkışlı Yorum
Saat gecenin ikisi olmuş; çok uykum var ama dişlerimi fırçalamaya üşeniyorum. "Birisi dişlerimi çıkarıp fırçalayıp geri getirse" diye üşengeçliğimi anlatmaya çalışırken, kızımın "Merak etme anne yakında o da olacak" sözleriyle kendime gelmiş bulunuyorum. Ben bu kızı döverim!