Tarihi 5 Eylül 2017

Oyuncu!

Bayramda bir vapurun güvertesindeydim. Küçük bir kız çocuğu akordeon çalıyor şarkı söylüyordu.
Birazdan para toplayacaktı da, insanların ihtiyaç halindeki sanatsal gösterilere para mevsimi kapanmıştı galiba.
Onlar Tarkan konserlerine harcamışlardı müzikal birikimlerini.
Ya da çocuklar adına böyle gösteriler masumiyetini yitirmişti.
Ben gözümü de kulağımı da açtım.
"Yıldızların altında" şarkısını söylüyordu çocuk, denizin üzerinde.
***
Şarkısı bitti, aynen eski Türk filmlerinde olduğu gibi başındaki küçük şapkasını açıp orta yerde dolandı.
Vapurlarda böyle gösterilere izin yoktu da, bu korsan gösterinin cesur çocuğuna hayranlıkla baktım.
Vapurdaki yolcuların birçoğu yan gözle bile bakmadı çocuğun şapkasına.
Birkaç kişinin dışında herkesin gönlü fakir çıktı.
Televizyon dizilerinin pespaye isimlerinin fiyatını artırdığı bir ülkede, yerlere düşen değerler para ediyordu artık.
Bir kız çocuğunun boyundan büyük müzik aletiyle söylediği şarkılar değil!
***
Sıra bana geldiğinde çocuğun gözlerinin içine baktım.
Yatılı okul çocukluğumun gözleri gibiydi.
Konuşmasına gerek yoktu, gözlerindeki sevgiye inandım önce.
Sonra şapkasına gönlümden kopanı koydum.
Özür diledim belki, şapkasını boş bırakan diğer yolcular adına.
Teşekkür etti gitti.
***
Akordeon çalan o çocuğun, hayatını çalanları biliyordum.
Şehvet ve şöhret budalası kadınlara ekranların kasalarını açanların da, hem sanatı katletmek, hem içi boş kadın pazarını genişletmenin bedeli olarak ona borcu vardı.
Bir an vapurun arkasındaki köpüklere baktım da öfkem kabardı.
***
Bir ülkenin geleceğini görmek istiyorsanız çocuklarına bakın.
Birileri vapurda akordeon çalıyor.
Birilerinin sokakta karnı zil çalıyor.
Bazıları da sokaktaki yaşlı kadınların emekli maaşını çalıyor.
***
Akordeon çalan kız çocuğu, namusuyla hayatını sürdürmeye kararlı çocukları temsil ediyor.
Emekli maaşları çalanlarsa, piyasadaki ucuz şarkıcıları, ekranlardaki pespaye kadınları temsil ediyor.
Düzen böyle dengeliyor kendini.
***
Her görüntü çocukların tarihine kayıtlıdır.
Hiçbir çocuk yarım bırakmaz oyunu.
Hele hayatlarıyla oynanan bir oyunu.

Alıştık artık!
Balık yasağı kalktı, küçük balıklar tezgahta. Balıkçılar yavru balıklara "Çingene palamudu" diyorlar da, parmak kadar palamutların avlanmasının, kendi geleceklerine kurşun sıkmak olduğunu görmüyorlar. Deniz ülkesinde balıkların neden bu kadar pahalı satıldığını söylemeye gerek yok!
Fiyat düşmesin diye balıkları saklayanlardan ne bekliyorduk ki!

Mutluluk Takvimi
Kitapların tozunu al.
Sonbahara hazırlan.
Sokak müzisyenine para ver.
Balık tut.
Pikap satın al.


Boş bir kubbede kaldı
O eski hoş sedalar
Gözü yaşlı bir masal
Cumbalı hatıralar

Çocukluğumuz duruyor
Yazlık sinemalarda
Elde kaldı biletler
Hala bizi hatırlayan
Birileri yaşıyorsa
Kalbimize emanetler

Gözlerinden öptük aşkı
Yolda kaldı dilekler
Kulaklarımda çınlıyor hala
O eski kırkbeşlikler

Hakkı YALÇIN