Tarihi 17 Şubat 2017

Hayvan dili!

Hayvanlara yapılan eziyetleri gördüğüm zaman "hayvanlar hayatlarında bir kez konuşabilmeliydi" derdim hep.
O yüzden bugün onları konuşturdum.

***
"Bizler insanları günah işlemeye çağıran canlılar değiliz. Allah'ın sessiz kullarıyız sadece.
Ama bizim de yazdıklarımız var, sizlerin okuyamadıklarınız.
Hiçbir insan cennete giden yolda bizlerin varlığını inkar etmesin.
Bizlere uygulanan şiddetin kaynağına inerseniz, insan denen canlının ruh halini daha iyi anlarsınız.
Ama öyle iyi insanlar var ki, onları gördüğümüz zaman da, bizim insanları sevdiğimiz kadar insanların da bizleri sevdiğini anlıyoruz."

***
Beykoz'da 61 metrelik sondaj kuyusuna düşen yavru köpek Kuyu'nun 13 günlük mücadelesinin ardından sözcülüğünü üstlendim.
"Daracık bir kuyunun içine düştüm.
Ayaklarım bile zor sığıyordu. Çaresiz ölümü bekledim. Ben günleri saymayı bilmem ama uzun bir zaman geçti sonra garip bir alet gördüm ve beni kurtardılar.
Kendimi hayatın bir ferdi gibi hissettim.
Dışarı çıktığımda herkes beni alkışladı, ben de İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarını, Beykoz Belediyesi itfaiye personelini, Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri ve AFAD'ı alkışladım. Bizim alkışımız da çığlıklarımız gibi sessizdir.
Onların yüz ifadelerini ve isimlerini asla unutmayacağım."

***
Kuyu'ya yapılan insanlığın yanı sıra, sokak köpeklerinin gözlerindeki alfabede yazılanları okudum içim sızladı.
"Çöpe attıkları yemekleri bizlere vermeyi çok görenler, hayatlarının herhangi bir zaman diliminde neler göreceklerini hiç unutmasınlar.
Geçen yaz annesinden izin alan bir çocuk, elindeki dondurmayı bana yalatmıştı.
Dondurmanın tadı kadar, insanlardan ümidi kesmemeyi öğretti bana."

***
Bedeni şişle dağlanan bir köpeğin özel notu vardı ona ayrıcalık tanıdım.
"Çok acıkmıştım bir kebapçı dükkanına girmiştim, beni yakalayan dükkan sahibi bedenimden kızgın demir geçirdi. Müşteriler seyretti hatta kimileri bu zulme alkış tuttu.
Sonra iyi birileri çıktı da beni tedavi ettirip hayvan barınağına taşıdı.
Hayatımda gerçekleşecek bir dileğim olsa, katledilen hayvanların fotoğraf sergisini açmak isterdim.
Bütün insanları davet edip!

***
Şu soğuk kış günlerinde kedilerin sözcülüğünü üstlendim.
"Her sabah sokaklara 'yardım edin' sözcüklerini bırakıyoruz.
Her akşam önümüze evinden yiyecek getiren insanlar da var, bizleri zehirlemek isteyenler de.
Hayatımda kaç tekme yediğimi saymaktan utandım da, insanlar hala bizlere tekme atmaktan utanmıyorlar.
Allah'ın bizler için yarattığı yaşam şartlarını bile elimizden alanlar, bu dünyanın kendilerine kalacaklarını düşünmesinler."

***
Kuşların tercümanı olmak benim için gururdur.
"Bizler insanların sevaplarına gizlenen yolcularız. Özellikle pencere kenarına bırakılan ekmek kırıntılarının.
Günde 6 milyon ekmeğin sokağa atıldığı bir ülkede, bunu görebilen o kadar az insan var ki. Ama niceleri var ki, neredeyse boynumuza ip geçirip bizleri eziyetlerine uçurtma yapacaklar.
Kedilerden korkmuyoruz insanlardan korktuğumuz kadar."

***
Hepsinin ortak bildirisi.
"Bizleri kurtarmak için hayatlarını bile zora sokanlara teşekkür ediyoruz.
Ama yaralarımızın kabukları da insana aittir. Sessiz çığlıklarımız da!
Sizler birbirinize hakaret ederken, "hayvan" diye aşağılasanız da.
Bizler en çok kendimize benzettiğimiz insanları seviyoruz."