Tarihi 11 Şubat 2017

Vatan ve borç

Yıllar önce bir okuyucum göndermişti de, tarihin arşivinde karşıma çıktı.
Anadolu insanının ruhunu yansıtmak ve ülkesi için can verirken bile borcuna sadakat göstermenin anlamı adına yayınlıyorum.
Çanakkale ruhunun bu topraklarda asla kaybolmaması gerektiğini göstermek için.

***

Çanakkale Savaşı'nda, Kocadere Köyü'nde büyük bir "sargı evi" kurulur.
Urfalı, Bosnalı, Adıyamanlı, Gürünlü, Halepli, her yöreden çok sayıda yaralı getirilir.
Bunlardan biri, Çanakkale Lapseki'nin Beybaş Köyü'ndendir ve yarası oldukça ağırdır.
Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır.

***

Nefes alıp vermesi oldukça zordur ama kelimeler tane tane dökülür dudaklarından.
"Ölme ihtimalim çok fazla. Ben bir pusula yazdım, onbaşıma ulaştırın." Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur.
"Ben köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşı'ndan 1 Mecit borç aldıydım.
Kendisini göremedim. Belki ölürüm.
Ölürsem söyleyin, hakkını helal etsin." "Sen merak etme evladım" der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşarken.
Ve Lapsekili asker az sonra komutanının kollarında şehit olur.

***

Aradan fazla zaman geçmez ve sargı evine sürekli olarak yeni yaralılar getirilir.
Bunlardan çoğu, daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşmektedir.
Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılır.
Ve yine bir künye ve yine bir pusula.
Komutan gözyaşlarını silmeye fırsat bulamadan, yeniden gözyaşları...
Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılıp kalır.
Pusula Lapsekili İbrahim onbaşı tarafından yazılmıştır.
"Ben, Beybaş Köyü'nden arkadaşım Halil'e 1 Mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem.
Arkadaşıma söyleyin hakkımı helal ettim."

***

Böyle insanların torunları, çocukları olarak.
O insanlara borcumuzu ödemek için yapmamız gereken o kadar çok şey var ki!
Anahtar sözcük: Vatan.

***

Adı bende saklı!

İnsanları ahmak yerine koyan mağazalar var.
Özellikle ayakkabı satışlarında sözde indirim uygulayanlar, sahte etiketle göz boyuyorlar.
Geçenlerde bir ayakkabı mağazasında bota baktım, üzerindeki indirimli fiyat 209 lira.
Sözde gerçek fiyatı 600 lira.
"Ben sizin mağazanızda her hafta gezinti yaparım ama hiç bu fiyata ayakkabı görmedim" dedim, tezgahtar çocuk utandı.
Utanmayan; insanları kandırdığını zanneden ahlaksız mağaza müdürleri.

***

Çocukluğumuzda akasyaları yerdik. Şimdi birbirimizi yiyoruz.

***

Mutluluk Takvimi

♦ İstemiyorsa kimseye öğüt verme.
♦ Cenazeye gidecek zaman bul.
♦ Önyargılı olma.

***

Bu gece bu şehri
Terk ediyorum
Hasrete yolcuyum
Karanlıklarda
Kalbinde bir ömür
Kalmak isterdim
Aşk kadar gerçektir
Ayrılıklar da

Boş ver beni kader ne der
Hayat böyle gelen gider
Çok sevmenin bedelini
En sonunda yürek öder

Bu gece benim için ağla
Açılırsın ağladıkça
Sana gözlerimi bıraktım
Unutama yaşadıkça

HAKKI YALÇIN