Tarihi 5 Ocak 2017

Dünyanın ölümü

Dünyanın yeni düzeni, kanla, silahla ve petrolle kurulmuşken.
Ülkemizin dört bir yanı içeriden ve dışarıdan hainlerle çevrilmişken.
Hala bizi ayakta tutan değerlerin var olduğuna şaşırıyor insan.
Demek gerçekten de güçlü bağlarımız var.
Her ne kadar pamuk ipliğine bağlı görünse de.

***
Silah tüccarları dünyanın yarısını bildiği gibi kullanırken.
Kalan yarısının hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaşamasına şaşırmıyor insan.
Herkes işine geldiği zaman gözlerini kapamayı görev sandığı için belki.

***
Amerikalı bilim adamları her yıl ürettikleri yeni mikropları dünyaya sürerken.
Amerikan ajanları yılbaşı gecesi insanları katleden örgütün elemanlarına silah dağıtırken.
Namussuzluğun harddisc'ini neden yerle bir edemediğimize şaşırıyor insan.
"Biz bu ülkeye yıllarca nasıl güvendik" diye

***
Kapitalizmin sunduğu karışık kokteyli kaşıklamak güzel de, teknolojik tehlikelere karşı tedbirleri de biz geliştirmeliydik.
Çünkü o teknoloji gözlerini yerleştirdi bilgisayarlarımıza.
Odalarımıza kulaklarını.
İçtiğimiz kahvenin bile falına bakıyor.
Bizler ne kadar uçurum yaratsak da nafile! Amerika'yla aramızda bir "tıklık" mesafe var artık.
O yüzden ülkemize yapılan saldırıları kendi vatandaşlarına anında fısıldıyor.
Bizim katlimizi seyrediyor!
Teknolojik röntgencilikle!
O yüzden bir cinayeti tasarlayıp işleme koyması da saniyelik iş!

***
Hayat altlarla üstlerin savaşıdır diye.
Bir ülkenin altüst edilmesine izin vermeyecek kadar yürekli duruşumuz oluyor da.
Hala kötülüklerin kökünün kurutulmadığına şaşırıyor insan.
"Fetö örgütünün kalıntıları devletin içinde tam anlamıyla temizlenmemiştir." Yetkili ağızlar söylüyor bunu.
Ülkenin kalbine silah çekenlerin varlığı bilinirken. Teşhis edilmiş resimlerin, hala çerçevenin içinde bırakılmasına şaşırıyor insan.

****
Dünya çocukların kalbinde yaşar, büyüklerin silahlarında değil.
Amerika elinde silahı, gönlünde bitmez ihtirasıyla bütün soysuzlukları yüzsüzce dokutur da.
Çocuklara hayat hakkı tanımadığı için.
Dünyanın ölümüne bile rahmet okutur yakında!

Tek gerçek: Para!
Bu ülkede sanat diye bir gerçek yoktur, tek gerçek vardır; para.
Ağzını oynatarak para kazanmanın getirisi öyle güzeldir ki, canlı şarkı söylemek "baş ağrıtır!" Tarkan ve Bülent Ersoy gibi isimler, sesleri yıpranmasın diye yılbaşında playback yaparlar.
Oysa dünyanın her yerinde yılda bir kez ekrana çıkanların, hiç olmazsa bu gerçeğe mahsuben "gerçek bir sanatçı gibi" davranması zorunludur.
Ama gerçek nedir?
Gerçek sanatın değer bulmadığı bir yerde!

Mutluluk Takvimi
* Hapishaneye kitap gönder.
* Çocukluğunu geçirdiğin mahalleyi gez.
* Balık tezgahını izle.

Kör bir kuyuda
Umut ışığıdır yaşamak
Düşleri gerçek yapmak
Gökten yıldız çalmak
Bağlamak kanayan yarayı
Bir sevdalı gözde boğulup
Ağlamak doyasıya

Kış gecesinde
Camlar dolusu buğular
Yağmurda güneş görmek
Seni sonsuz seyretmek
Bu yudum su
Bir dilim ekmek
Bir dağ yamacında yorulup
Of çekmektir derinden

Hakkı YALÇIN