Tarihi 6 Aralık 2016

Babanın korkusu

Kız çocuğunun elinden tutmuş, bir deniz kenarında martıları seyrediyordu.
40 yaşlarında bir adam.
Hafta sonunun tadını çıkarıyor diye düşündüm.
Beni görünce gülümsedi, yanıma geldi.
"Yazılarınızı okuyorum" dedi, "eskisi kadar sık olmasa da..." Noktayı çabuk koydu.
"Aslında hepinize kırgınım!"

***
6 yaşlarındaki kızının gözü martılardaydı o sıra.
Ben adamın yüzüne baktım.
"Herhalde bugünü insanları gücendirmeye ayırdınız?" dedim.
"Yoo" dedi, "Çocuğuma ayırdım." Kullandığı sözcüğün yetersiz kaldığını hissetti.
"Sadece bugünü değil ömrümü çocuğuma ayırdım. Ve ömrüm yettikçe çocuğumun elini hiç bırakmayacağım."

***
Korkularına yer açtım, birlikte bir bankın üzerine oturduk.
İnsanların içindeki kötülüğün palazlanmasından söz ettik.
Adaletin ve insanlık onurunun paraya yenildiği düzenden.
Kadınların kolayca öldürüldüğü ve tecavüz edildiği ülkeden.
Barlar genç kız mezarlığıydı, sokaklar uyuşturucu.
Hayatın nimetlerini hep birileri alıyordu da.
Hukukun üstünlüğü akıl almaz hesapların altında kalıyordu.

***
"Kalplerde nefrete yer açılıyor artık, oturacak yer kalmamış" dedi.
Çocuğunun elini daha bir sıktı.
Gözlerini bir cama dayadı sanki, açık görüşteki mahkum edasıyla sordu.
"Bu memleketin anaları babaları, çocuklarını abazan katillerin bıçaklarına mı büyütsün? Yoksa uyuşturucu çakallarına mı?" Birilerine taş attı ama hangi taş gerçeklerin üzerini örtebilirdi ki?

***
İnsanların televizyonlarda sanal alemde kullandığı cümleleri koydu önüme.
Soytarılar mezarlığında bile yeri olmayanların gördüğü itibara baktık.
Hakaretlerin biri bin paraydı da, "İnsanların genleri mi değişti?" diye sordu.
Hukukun limanında kendisine ve çocuğuna yer olmadığını söylemekten de çekinmedi.

***
Yasalara ve insanlara inancını yitirmiş bir babanın yüzüne baktım da.
Umutsuzluğun kafesinde bir tutsak!
Çocuklarının geleceğinden korkanlar için her şey ortadaydı!
Yer gök çıplak!

Uyuşturucu!
Ataşehir Yeni Çamlıca Mahallesi'ndeki Piri Reis Ortaokul Müdürü Seçkin Emiralioğlu, çocukları uyuşturucudan korumak için okul çevresinde nöbet tutuyor. Ortaokulların önü bile çakalların mahali olmuşsa, gençliğin nasıl bir tehlike altında olduğunu söylemeye gerek yok. Okul müdürünün çabasını takdir etsek de, bu gerçeği yok edemeyiz!

Mutluluk Takvimi
* Çocuklara satranç oynamayı öğret.
* Yürüyen merdivende önündekini geçmeye çalışma.
* Bir şey isterken 'lütfen' de.

Hala özlüyor musun
O deniz şehrini dalgaları
Kokuma uyanmayı
Sabah güneşi yüzüne
Vurduğunda
Hiçbir ışık senin melek
Yüzünden güzel olamaz
Diyen dudaklarımı

Hala özlüyor musun
Hırçınlığımı çaresizliğimi
Sergiler içinde
Sihirler yaratmamı
Gülmek yakışıyor diye
Kahkahalar atmamı

Erken geldi sonbahar
Başkaları aldı yerimi
Hala özlüyor musun
Benim deli hallerimi

Hakkı YALÇIN