Koşulsuz disiplin

Fenerbahçe dün gece zorlu bir engeli geçti. Sert nöbetçilerin dikildiği duraklardan birini aşarken, hayati bir galibiyet aldı.
Üç puana katık ettiği güzellikleri parmakla gösterilecek kadardı ama büyük takım olmanın şartı bu.
Koşulsuz disiplin. Ve o disiplinle alın teri meydanından başı dik çıktı. *** İlk yarıda farklı bir Fenerbahçe vardı. Savunmadan top çıkarmakta zorlanan, orta alanda rakibe meydanı boş bırakan. Zorya'nın cesur bindirmelerine seyirci kalan.
Özellikle Şener'in kanadı, rakibin bereket alanıydı.
Hücum hattı kılını bile kıpırdatmadı. *** İkinci yarıda itibarlı mücadelenin takımı Fenerbahçe sahneye çıktı.
Orta alanı parselledi, pas oranını yüksek tuttu, kanatları dilediği biçimde kullandı.
Şener kendine geldi, Kjaer ve Skrtel heybetli duruşlarını hücuma katılımla zenginleştirdi.
Volkan ve Alper'in bindirmeleri, ilk yarıdaki rakip savunmanın kof yanlarını işaret ederken, sahadaki en anlamlı değişikliğin işaret fişeği Stoch'dan harika bir gol izledik.
Ardından Kjaer'in kafa golü.
Bir not düştüm. "Fenerbahçe karşısında kendini kaybeden bir takımın kazanma şansı yoktur!" *** Gecenin özel adamlar hanesinde ilk isim Josef'ti. Tek kişilik bindirmelerde bile çok kişilik mücadele etti.
Stoch'un geceye kattığı hareketlenme ve kartpostallık vuruşunu da tırnak içine alalım. Ve noktayı koyalım.
Dün gece ikinci yarıdaki omuz omuza mücadelenin takımı olarak;
Fenerbahçe'nin galibiyetinden başka bir sonuç, ne başlığımıza sığardı.
Ne gecenin fotoğrafına.
Büyülü Fener'in Avrupa yolculuğu tören adımlarıyla sürerken.
Arkası Feyenoord maçına!